| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Güvenliğimizin battaniyesi midir din?: ‘Dua Odası’
Üstün Akmen



Lenin’in de söylediği gibi, başkaları hesabına çalışmaktan, yerine getirilmeyen isteklerden ve yalnız bırakılmışlıktan yılmış halk kitleleri üzerine her yerde büyük ağırlıkla yüklenen ruhsal baskı biçimlerinden biri hiç kuşku yok ki dindir. Doğaya yenik düşen ilk insanların tanrılara, şeytanlara, mucizelere ve benzeri şeylere inanmasına yol açışı gibi, sömürülen sınıfların sömürenlere karşı mücadeledeki yetersizliği de kaçınılmaz olarak ölümden sonra daha iyi bir yaşamın varlığına inanmalarına yol açar. Din, bütün yaşamı boyunca çalışan ve yokluk çekenlere, bu dünyada azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umudunu sürdürmeyi öğretir. Oysa yine din, başkalarının emeğinin sırtından geçinenlere bu dünyada hayırseverlik yapmayı öğreterek, sömürücü varlıklarının ceremesini pek ucuza ödemek kolaylığını gösterir ve cennette de rahat yaşamaları için ehven fiyatlı bilet satmaya bakar. Böylelikle din, halkı uyutmak için afyon niteliğindedir. Bana da sorarsanız din, sermaye kölelerinin insancıl düşlerini, insana daha yaraşan bir yaşam isteklerini içinde boğdukları bir çeşit ruhsal içkidir.
Khan’ın dua odası
Çin asıllı İngiliz oyun yazarı Shan Khan’ın yazdığı, bu sezon Cem Kenar’ın yönetmenliğinde Tiyatro Z‘de sahnelenen “Dua Odası - Prayer Room” başlıklı oyun da bu konuyu işli-yor. Bir okulda, Müslüman, Hıristiyan ve Yahudilerin bir arada kullandıkları bir ibadet odası, bu dinlere mensup öğrenci ve liderlerin kimi zaman bu odayı Kudüs’ün ufak bir modeline dönüştüren çekişmeleri, kişiselden dini boyutlara uzanan ya da tam tersi yolda ilerleyen inanışlar... Uğruna savaştığımız inançlar… Yaşam, ölüm kavramları… Din ve insan ilişkileri… Hoşgörü (güya)…

Cem Kenar’ın oyunu tanıtımı
“Yaşadığımız bu günlerde; ‘Dinler arası dialog ve hoşgörü’ üzerine birçok buluşmalar ve toplantılar yapılıyor. Papa camide dua ettiği için çok mutlu oluyoruz. Ya da İstanbul Müftüsü Hıristiyanların bayramını kutladığı için ona alkış tutuyoruz. Amerikan Senatosundaki ‘Ermeni Tasarısını’ destekleyen Amerika’daki Yahudi Cemaat Birliğine ilk tepkiyi Türk Yahudi’si olan bir iş adamımız ve İsrail hükümeti veriyor. Bunlara baktığımızda dinler arasındaki “diyalog” bizi mutlu ediyor. Bu fotoğrafın bir tarafı... Bir de diğer tarafı var; Amerika (Hıristiyan bir ülke) şu an bir Müslüman ülkenin topraklarında ve birçok Müslüman’ı katletti. Ve kimseden ses yok. İsrail, Ürdün’e girdi ve birçok Müslüman’ı öldürdü. Dünya gene sessiz. İsrail’de; özellikle Kudüs’te her gün Yahudiler Müslümanları, Müslümanlar Yahudileri öldürüyor. Hıristiyanların Haçlı Seferleri’ni de tarihsel belleğimizden silemediğimiz de kesin. Şimdi şöyle düşünmek gerekiyor; Bir Haham, bir İmam ve bir Rahip aynı odayı ibadet odası olarak kullanmak zorunda kalsa, birbirleriyle ne kadar diyalog kurarlar, ne kadar hoşgörülü olurlar ya da birbirlerine karşı geçmişten gelen ‘önyargılarından’ ne kadar kurtulabilirler?”
Oyunu sahneye taşıyan Cem Kenar ise, oyunu böyle tanıtıyor.
Cem Kenar’ın sahneye koyuşu
Her şeyden önce şunu söylemeliyim ki, Galata bölgesinin bakımsız, köhne, ama tarih kokan ara sokaklarından birindeki mekânlarında beş yıldır “inatla tiyatro yapan” Tiyatro Z, son derece cesur bir hamle yapmış, zor bir işi başarmış. Metni dilimize kim kazandırmış bilmiyorum, ama “kokla” yerine ”kok” demeseymiş; “ahenk” yerine “uyum” sözcüğünü kullansaymış iyi edermiş. Dua odasında bu kadar parlak ışığa gereksinim var mı, anlamam. Bounce’un giysisi neden o denli “uçuk” karışmam. Ama Cem Kenar, oyunun ritmik düzenini duyumsamak için, ritmik çerçeveleri üst üste bindirmiş. “Bekleyiş” dizgesini, belirli bir ritmik çerçevenin içine, bir göstergeler dizgesinin üstüne oturtmuş. Oyuncuların karakterlerini çözümlemelerini sağlamış. Shan Khan’ın küfürlü, edepsiz metni aynı zamanda tersyüz edilmiş dinsel bir atmosfer taşıdığından, yani sefil olanın peşinde koşmanın azizin inanmışlığıyla sürdürüldüğü baş aşağı dönmüş/döndürülmüş bir dünyada yaşandığından melodrama kayacak yapıyı dengede tutmuş. İyi bir iş çıkarmış Cem Kenar, iyi bir iş çıkarmış da, oyunun finalinin eleştirmenlik damarımı kabarttığını gene de itiraf etmeliyim. Bounce içeri girse ya, Fiz onu içeride öldürse ya…

Oyuncular
İşin doğrusu, oyuncuların başarı hesaplamasında birini diğerinden ayırmak doğrusu pek mümkün değil. Hepsi, birer birer ve ayrı ayrı, karakterlerini sürekli yükselen istekler, özlemler, aksiyona çağrılar ve onların içsel-dışsal aksiyonlardaki tüketimlerinden oluşturuyorlar. Tıpkı bir motorun bağımsız, sürekli yinelenen patlamalarının bir otomobilin yumuşak devinimiyle sonuçlanması gibi birbirlerini devindiriyorlar.
Gene de her birini tek tek ele al derseniz Aydın Şentürk’ün isteklerindeki kesintisiz patlamalar dizisinin Fiz karakterinin yaratıcı iradesini aralıksız devindirdiğini söylerim. Şebnem Hassanisoughi Jade’ın içsel yaşam akışını çok iyi kuruyor derim. Hilal Özbay, sanatsal arzu ateşini oyun boyunca koruyor; İnanç Koçak, Kazi’ye güldürü öğeleri eşliğinde derinlik ekliyor, yaratıcı duygularını aktarmak için her şeyi, ama her şeyi, sesini, sözcüklerini, jestlerini, yüz ifadesini mükemmel kullanıyor derim.
Eleştiri değil, öneri
Diğer taraftan, Deniz Gönenç Sümer “Inishmaan’ın Sakatı”ndaki başarısını sürdürüyor. Reuben’in fiziksel ve psikolojik yönelimlerini çok iyi kavramış. Nebil Sayın, repliklerini biriktirmiş olduğu tüm içsel malzemeyle billurlaştırmasıyla dikkat çekiyor. Umut Beşkırma, rolü yaşama sürecinin rol için bir çizgi yakalamak, bir üstünyönelim ve bu üstünyönelimin kesintisiz aksiyon çizgisi aracılığıyla etkin bir biçimde elde edilmesinden oluştuğunu biliyor.
Gelelim Özgür Atkın’a… Özgür Atkın’a Bounce’un içsel hareket noktasını yeniden incelemesini, Bounce’un haklılık temelini oluşturan sağlam öğeleri bulmasını önereceğim.
Atkın’ın bu söylediklerimi eleştiri olarak değil, eleştirmen amcanın iyi niyetli “temennisi” olarak alıp kabul etmesini özellikle isteyeceğim, kırılmaması için sırtını sıvazlayıp gözlerinden öpeceğim.
 
Üstün Akmen
Evrensel Gazetesi


Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 385
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • ONLAR BUNLARI YAPARKEN, SEN NE YAPTIN?: “MİKADONUN ÇÖPLERİ” (Üstün Akmen) - 2/1/2008
  • Sermiyan Midyat Söyleşisi (İsmail Can Törtop) - 1/31/2008
  • Oyunbaz Martı ile karşınızda… (Yasemin Aktaş) - 1/31/2008
  • 60 yıl sonra tekrar sahnelere dönen oyun ; ''KOŞEBAŞI'' (İhsan Ata) - 1/30/2008
  • Döktüğün tere bereket Suat Sungur: ‘Babamla Dans’ (Üstün Akmen) - 1/29/2008
  • Uzun Soluklu Oyunların Oyuncusu Yurdaer Okur ile Söyleşi (Yasemin Aktaş) - 1/27/2008
  • ashura (Dila Akbaş) - 1/25/2008
  • Tiyatro adına utanç verici, kötü üstü kötü oyun: Fırıldakzade (Üstün Akmen) - 1/25/2008
  • Tiyatro Yüzleşme ile Söyleşi (Dila Akbaş, İsmail Can Törtop) - 1/23/2008
  • Şeylerin Şekli (Melih Anık) - 1/23/2008
  • Güvenliğimizin battaniyesi midir din?: ‘Dua Odası’ (Üstün Akmen) - 1/22/2008
  • TİYATRONUN POETİKASI VE POLİTİKASI (Boran Doğan) - 1/21/2008
  • Ayşegül Hindistan’da – Tiyatro Kılçık (İsmail Can Törtop) - 1/21/2008
  • YUNUS’UN YOLUNDA DİVANE AĞAÇ (Cüneyt İngiz) - 1/20/2008
  • Kürklü Merkür - Tiyatro Dot (Zeynep Kehaya) - 1/20/2008
  • SANATIN ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLANAMAZ (Fatma Babuşçu) - 1/19/2008
  • Sürrealist bir kimlik çatışması ; ''ADVİYE'' (İhsan Ata) - 1/18/2008
  • Suyunun Suyu Bile Olamayan Eleştirmen : İhsan Ata (Yusuf Köksal) - 1/18/2008
  • Tiyatrocuya Şaka Yollu Seyirci Bulma Tüyoları (Ali Erdoğan) - 1/17/2008
  • Genco Erkal’ın bu oyununu izlemek, aydınlığa ibadettir: Sivas’93 (Üstün Akmen) - 1/16/2008
  • Sivas ’93- Dostlar Tiyatrosu (Yasemin Aktaş) - 1/16/2008
  • FAŞİZMİN AYAK SESLERİ,“ DALGA” OYUNU KENTERLERDE ! (Savaş Aykılıç) - 1/15/2008
  • Tuncer Cücenoğlu Söyleşisi (İsmail Can Törtop) - 1/15/2008
  • O GÜZEL İNSANLAR (Üstün Akmen) - 1/15/2008
  • Kim O? (Üstün Akmen) - 1/14/2008
  • Suyunun suyu lezzetli olur. Sayın Koksal'a (İhsan Ata) - 1/14/2008
  • TİYATRO PERA'DAN ÇAĞIMIZDA VENEDİK TACİRİ (Ahmet Kara) - 1/14/2008
  • Külahıma Anlat (Kabare Dev Aynası) - 1/13/2008
  • Yolumuzu Bulalım (Ali Erdoğan) - 1/13/2008
  • Bana Bir Picasso Gerek (Üstün Akmen) - 1/13/2008
  • Uyku kaçıran –İştah Kabartan “EĞİTİM- ÖĞRETİM” ve HESAP PEŞİNDE ... (Dündar İncesu) - 1/13/2008
  • Hiçliğe Tirat (Erdinç Yapan) - 1/13/2008
  • Şehir Tiyatroları Yeni Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya ile Projelerini Konuştuk (İsmail Can Törtop) - 1/10/2008
  • Geleneksel Bağın Üzümü (Ali Erdoğan) - 1/8/2008
  • SAYIN İHSAN ATA’NIN “Sefalet içerisinde geçen 36 yıl: Bir Garip Orhan Veli” ADLI ELEŞTİRİSİNİN ELEŞTİRİSİ (Yusuf Köksal) - 1/8/2008
  • Kara Kaplı – Tiyatro Yüzleşme (İsmail Can Törtop) - 1/7/2008
  • Ödüle Değer Bir Oyun: Ödül (Ahmet Kara) - 1/7/2008
  • YATAK ODASINDA KESİŞEN YOLLAR: “GÖZÜ KARA ALATURKA” (Üstün Akmen) - 1/5/2008
  • Sefalet içerisinde geçen 36 yıl : Bir Garip Orhan Veli (İhsan Ata) - 1/4/2008
  • KENAN IŞIK'ın MERAKI ÖLÜMSÜZ BİR ÖYKÜ (Ömer Kavrut) - 1/4/2008


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    3 Ekim'den itibaren her PERŞEMBE Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..