| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Müthiş Bir Kolektivite ve Titiz Çalışma Ürünü: Tehlikeli İlişkiler
Üstün Akmen



Observer gazetesinin belirlediği “tüm zamanların en iyi 100 romanı” arasında 8. sırada yer alan Choderlos de Laclos’nun 1782’de yayınlanan “Tehlikeli İlişkiler” (Les Liaisons Dangereuses / Dangerous Liaisons) başlıklı romanı, birçok filme ve hatta operaya bile uyarlanmış. İngiliz yazar ve yönetmen Christopher Hampton ise eseri aynı adla tiyatroya adapte etmiş. “Tehlikeli İlişkiler”, Makedonyalı Aleksandar Popovski (1969) yönetiminde İstanbul Şehir Tiyatroları’nın da 2010–2011 sezonu oyunları arasında da yer aldı.

Eser, (üzerine ışıklar yağası) Aziz Çalışlar’ın güzelim Türkçesinden de kolayca anlaşılabileceği gibi içinde yer verilen karakterlerin sıra dışı yaşamları, evrensel gerçekler üzerine bina edilmesi ve mükemmel edebi kurgusuyla da dikkat çekici. Romanın ana kahramanlarından olan Vikont de Valmont ve Marquise de Merteuil’in Fransız aristokrasisi içerisinde, entrikalarla ve zevk uğruna müstehcen oyunlar oynayarak, karşı cinsi tuzağa düşürmelerini konu alan romanın edebi tür olarak da beğeni almasının en önemli nedeni, galiba insanoğlunun “gözetleme” gereksinimi.

Cinsellikten haz almak ya da almamak
Oyunun karakterlerinden biri, sosyete içerisinde hayatını idame ettiren Marquise de Merteuil’dür. Herkesin arzuladığı, ona yakın durmanın önemli ve kendisini elde etmenin zafer duygusu yaşatacağının farkında olarak, erkekleri kendisine âşık etmeye çalışan, bu sürede onları planları için kullanan bir kadındır Marquise. Vikomte de Valmont ise, birçok soylu kadını laf oyunlarıyla ve zekâsıyla elde ederek şanının böyle büyüyeceğine inanan bir erkek olarak dikkat çeker. İkisi de aldatmanın, intikamın ve ayartmanın onlara en çok zevk veren unsur olduğunda birleşirlerken, aynı zamanda iki eski sevgilidirler de. Marquise bir yandan, henüz küçük yaşlarda, erkeklerin kendisinden istediği tek şeyin onu elde etmek olduğunun farkına varmıştır. Kendini eğitmiş bir gözlemcidir ve sevgi-aşk kavramlarını dilinden eksik etmez. Erkekleri kendine bağlayarak, sosyetedeki ilişkilerini sürdürür. Valmont, cinsellikten haz almaktan çok uzaktır. Kadınların saf aşk duygularını kullanarak, aynen Marquise gibi, sosyetenin içinde herkesin onunla gizli gizli birlikte olmaktan hoşnut olacağı bir karakter olarak belirir.

Dönen dev aynalardan sahne düzeni kurmak
Numen/Sven Jonke’nin dönen dev aynalardan oluşturduğu sahne düzeni mükemmel üstü. Kılı kırk yaran bir enerji hesabı Numen/Sven Jonke’nin aynalı dekoru. Sadece estetik kaygılarla bir çözüm bulma uğraşı değil gerçekleştirilen, aynı zamanda yeni bir işlev yaratma edimi. Koşulların iyi belirlendiği, ama hiçbir zaman son sözün söylenmediği karmaşık bir yaratım faaliyeti… Popovski, oyuncularıyla aynaları mektuplar çerçevesinde birbirleriyle ilişkilerini senkronize biçimde kullanmış. Entrikaların arka planlarını, mutfağını ve bunu izleyen seyirciyi de işe katmasıyla bu dönen aynalara ayrı bir işlev kazandırmış. Zaman zaman güldürü unsurları da içeren oyuna, özellikle Valmont’un hareketli yaşamının aynalar aracılığıyla görüldüğü tablolarda dinamizm ve tempo kazandırmış.

O ne ayakkabılar ayol öyle
Özcan Çelik’in ışık, Ersin Aşar’ın efekt tasarımları hiç kötü değil. Handan Ergiydiren, kompozisyon ve koreografiyi oluşturan faktörleri nedense iyi ayırt edememiş. Angelina Atlagiç’in kostümleri bir başka güzellik örneği. İkinci bölümde intikam hırsının tırmanmasıyla ortaya çıkan siyah kostümler “helal olsun” dedirtecek kadar kusursuz. İlk bölümdeki ıpıl pırıl kostümlerin altındaki (özellikle Marquise’in) ayakkabılarıysa fiyasko. Kostümlere (Présidente de Tourvel’inki hariç) yakışmamış. Kiril Dzajkovski’nin müziği de iyi değil. Entrika/gerilim vermek için illa vurmalı çalgı kullanmak koşul mu allasen!

Oyuncuların sahnedeki kişilikleri, performanslarıyla hem de canla başla canlandırmakta olduklarını açık yüreklilikle söyleyecek ve tümünü birden kutlayacağım. İrem Arslan Aydın’ın canlandırdığı Émilie, beden diliyle olsun, tonlamalarıyla olsun, vurgulamalarıyla olsun iyi. Selin İşcan, Présidente de Tourvel’i mükemmel doğrulukta, gerçeğine fevkalade yakın biçimde ve hiç abartmadan, sulandırmadan çiziyor, benden de kocaman bir “helal olsun”u hak ediyor. İki saat on beş dakikalık oyun sonunda Tomris İncer’i, kendini Mademoiselle de Resemonde karakterinin yerine başarıyla koymasını keyifle alkışladım. Ece Özdikici’nin,de yeterli enerji ve sahne sempatisiyle Cécile Volanges’in öznel sınırlarını yıktığını, karakterin ortaya çıkışını kişisel özelliğiyle bağdaştırdığını izleyerek gönendim.

Cemal Ahmet Şener bana kırılmasın, ama…
Cécile’in annesine can veren Esra Ronabar’ın Madame de Volanges karakterinin duygu ve düşünceleri arasındaki diyalektiği belli bir düzen içinde ve olabildiğince kontrollü verişini sevdiğimi; Chevalier Danceny’de Cemal Ahmet Şener’in Marquise’in elini “mucuk” diye öpmemesi gerektiğini söyleyecek, narin görsel ve yüzsel aygıtını kas bağlamında tüm denetimsizliklerden, sistematik temrinler sonucu kazanılmış karşıt alışkanlıklardan koruyamamasını eleştireceğim.

Levent Üzümcü, mükemmel sahne estetiğinin de yardımıyla Vicomte de Valmont’a başarıyla can veriyor. Duygularını, iradesini, aklını, daha doğru deyimle tüm varlığını harekete geçirmek için derinlikli tutkularını, coşkularını başarıyla harekete geçiriyor. Bunları daha derin içsel içerikleri olan yönelimleri tarafından canlandırıyor, kutlanası bir oyun çıkarıyor.

Ve Ey benim gözümün nuru Şebnem Köstem…
Kendisini izlerken daima heyecan duyduğum Şebnem Köstem, Marquise de Merteuil’de içsel tekniğinin gizi ve özünü olabildiğince cömert biçimde seyirciye aksettirmekte. Şebnem Köstem, duygularını harekete geçirecek ve bu sayede fiziksel çalışmasına yaşam verecek yönelimlerini bu kere de buluyor. Yaratıcı çalışması, bu oyunda da sadece dışsal fiziksel gerçekliğiyle değil, her şeyden öte, içsel güzelliğini “faş” edişiyle de kendini belli ediyor. Şebnem Köstem’in oyunculuğu basit bir ilgi değil, tutkulu bir heyecan bütünü olarak gene ilgi çekiyor.

“Tehlikeli İlişkiler”, övülmeyi hiç kuşkum yok kolektif çalışma olarak da hak ediyor.

Üstün Akmen
Evrensel


Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 725
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Merve Engin ve Cemmedia Gabriellina: Kıyıya Oturmanın Böylesi (Üstün Akmen) - 6/1/2011
  • Festivalle Bir Hafta - Antalya DT Uluslararası Tiyatro Festivali (Gılman Kahyaoğlu Peremeci) - 5/31/2011
  • Yaşasın Tiyatro ve Artık Şişeden Çıksın Arılar (Melih Anık) - 5/28/2011
  • İsmene, Ritsos ve Berksoy (Metin Boran) - 5/28/2011
  • Simon'dan Baba-Kız Öyküsü: Ben Sinema Artisti Olmak İstiyorum (Üstün Akmen) - 5/23/2011
  • Engelleri Kaldırmak Yetmiyor (Berkan Karasu) - 5/23/2011
  • Karanlıkta Boşluğa Düşenler - Yeni Bir Yaşam İçin (Metin Boran) - 5/23/2011
  • Kamuya Açık Alanda Bozgunculuk - Profesyonel (Kübranur Ayar) - 5/23/2011
  • Sanat Engel Tanımıyor (Yurdagül Yurtseven) - 5/23/2011
  • Benim Korku Tünelim (Gülin Dede Tekin) - 5/20/2011
  • Müthiş Bir Kolektivite ve Titiz Çalışma Ürünü: Tehlikeli İlişkiler (Üstün Akmen) - 5/19/2011
  • Mehmet Ergen -Manga-yı Buldu mu? (Melih Anık) - 5/17/2011
  • Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi (Ayşe Müge Gerdan) - 5/16/2011
  • Bizim Zamanımızda (Mustafa Acar) - 5/16/2011
  • Ben Öğrenciyken - Cindi (Mustafa Acar) - 5/16/2011
  • Ruhunu Kurtarmaya Çalışan Adamın Öyküsü: Bedensiz Kadın (Üstün Akmen) - 5/16/2011
  • ARAF (İki Ülke Arasında) (Asmin Singez) - 5/16/2011
  • Cem Özer Söyleşisi (Onur Şimşek) - 5/16/2011
  • 75. Yıl Cüneyt Gökçer Tiyatro Ödül Töreni Muhteşem Bir Şekilde Ankara'da Gerçekleşti (Füsun Balkaya) - 5/14/2011
  • Başka Kapıya (Tolga Eroğlu) - 5/9/2011
  • Şeytana Papucunu Ters Giydiren Adam! - Başka Kapıya (Meliha Akay) - 5/9/2011
  • Doğum Gününüz Kutlu Olsun Nisa Ablacığım (Can Murat Yaşar Şengel) - 5/6/2011
  • On Yıl Dalgalanan Kabare Bayrağı (Ali Erdoğan) - 4/27/2011
  • Tek Piyano Eşliğinde Müzikli Drama: Wolfgang ve Lorenzo (Üstün Akmen) - 4/25/2011
  • Anılarımdan Osman Hamdi Bey'e Uzun İnce Bir Yolda (Can Murat Yaşar Şengel) - 4/25/2011
  • Çanak Çömleklerin Elden Çıkarılması, Satılması: Buluşma Yeri (Üstün Akmen) - 4/25/2011
  • Sümeyye Erdoğan'a Açık Mektup (Tuncer Cücenoğlu) - 4/25/2011
  • İstanbul Yeni Tiyatro’da Son Perde! (İhsan Ata) - 4/25/2011
  • Başı ve Dili Bağlı Tiyatro (Melih Anık) - 4/24/2011
  • Celile Toyon'u yeniden alkışlayabilmek onuru: Leyla'nın Evi (Üstün Akmen) - 4/24/2011
  • 75. Yılda Kafka'nın -Dava'sı- Rejisör Erhan Gökgücü İmzasını Taşıyor (Füsun Balkaya) - 4/24/2011
  • Devlet Tiyatroları'nın Kapatılmasına İlişkin İçimden Geçenler.. (Ayşın Acı) - 4/24/2011
  • Bir Yaşam Koçu Olarak Tiyatro (Savaş Aykılıç) - 4/24/2011
  • DT Kapatılsın mı ya da Ne? (Kaan Erkam) - 4/20/2011
  • 15.Afife Jale Ödül Töreni'nin Ardından... (Yurdagül Yurtseven) - 4/20/2011
  • -Şişman Domuz- Zayıflatıyor! (İlkay Sevgi) - 4/20/2011
  • Dotmarsta'dan Son derece Ciddi Bir Yetişkin Oyunu: Punk Rock (Üstün Akmen) - 4/11/2011
  • Kadının iktidar Hırsı: Gayri Resmi Hürrem (Metin Boran) - 4/11/2011
  • Düğün: Kızlar mutfağa! (Dündar İncesu) - 4/11/2011
  • Çatışmalar - Kocaeli Şehir Tiyatrosu (Alaattin Emrah Özdilek) - 4/11/2011
  • Tehlikeli İlişkiler (Zeynet Öztunca) - 4/11/2011


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..