| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
İzmir Tiyatro İzmir Tiyatro İzmir Ulaş Tuzak Neden böyle bir başlık attım sizce? Çünkü Tiyatro denilince akla İzmir, İzmir denilince akla tiyatro gelsin diye.. Ben İstiyorum ve diliyorum ki, İzmir Türk tiyatrosuna yön veren bir şehir olsun.. Bunun için durmadan gece gündüz çalışıyoruz.. İstanbul artık kısırlaşmış durumda.. Tiyatroyu daha verimli topraklara taşımak zorundayız.. Akla hemen İzmir geliyor şüphesiz.. Asırlardır romalılara ve bizanslılara ilham kaynağı olmuş İzmir şimdi bizim elimizde.. Yıllardır İstanbul'u sömürdük, kuruttuk ve artık İstanbul'u nadasa bırakmak gerekir.. Elimizde İzmir gibi bir malzeme var bunu değerlendirmeliyiz.. Hem insanıyla, hem doğasıyla hem de kültürüyle tiyatro için bulunmaz bir fırsattır İzmir.. Yazarlara ilham veren, oyuncuları coşturan bir kenttir İzmir.. Bergama, Selçuk, Efes, Çeşme .. İzmir'in inci taneleridir.. Hele Efes'te oyun oynaması kadar eşsiz bir duygu yoktur.. İnsan kendini yüzyıllar öncesindeymiş gibi hissediyor da bir garip oluyor.. Yapay tiyatrolarda değil, antik tiyatrolarda belli oluyor kimin tiyatrocu olduğu.. Ben bir tiyatro aşığı, delisi, sevdalısı, manyağı, psikopatıyım.. Tiyatro denilince akan sular durur benim için.. Çünkü Tiyatro benim yaşam tarzımdır.. Hayatımı Tiyatro üzerine kurmuşum ve bütün olaylar onun etrafında dönmekte.. Evet İzmir'de yaşıyorum ve Tiyatro'yu İzmir'den tüm dünyaya duyurmak niyetindeyim.. Başarıların hiçbir zaman hiçbiryerde gözardı edilemeyeceğini birkez daha kanıtlayacağım.. Bunun ilk örneği Bademler köyüdür.. Hemen hemen tüm Türkiye'nin tiyatro ile tanıdığı bir köydür Bademler köyü.. İşte İzmir'de tüm dünyada Tiyatrosu ile tanınacaktır.. Tiyatro İzmir'in, İzmir'de Tiyatronun simgesi olacaktır.. İzmir Tiyatro, Tiyatro İzmir, İzmir Tiyatro İzmir Tiyatro... Ulaş Tuzak Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet buse - ( 8/25/2008 ) bnde oyuncu olmak ıstıyorum arastırdım sızı gordum yorum yazıım dedım bn ızmırde oturuyorum 14-15 yasındayım lıseye gectım burdan seslenıyorum bn gercekten oyuncu olmak ıstıyorum ve bundan vazgecmıcem oyuncu olmayı cok amacok ıstıyorum ıı sallah bırgun olurum sızde bana yardım edersenız cok memnun olurum çağdaş - ( 1/8/2009 ) merhaba, izmirde yaşayan ve tiyatroyla ilgilenen biri olarak yazınızdan çok etkilendim. inşallah dediğiniz gibi izmir bir tiyatro kenti olur ve tiyatro denilince akla izmir gelir. izmir sanatın ve sanatçıların şehri olsun.. Hayriye Mete - ( 4/12/2009 ) Bu yazıyı yazma amacım, bir umutla birşeyle yapmak insanların ..... örgütlerinde nasıl makineleştiğini anlatmak. Burada tiyatro oyuncusu olmak umuduyla yola çıkan bir kişinin yaşadıkları anlatılıyor. Demir parçaları alınıyor, istenildiği ve düşünüldüğü gibi işleniyor. Oluşturulan dişliler sisteme ekleniyor. Sistem çalışıyor. Eğer parça istenileni vermezse veya bozulursa çıakrılıp atılır ve yenisi takılır. Tiyatro oyunucusu olmak isteyen gencin öyküsü; Bir devlet veya belediye denetiminde eğitim evleri oluşturulmadığı için ya da bugüne kadar televizyonlarda oyuncular yaşamlarını hayat hikayelerini topluma anlatmadığından yani birşeyin iyisi bilinmediğinden insanlar ilk gördükleri yere umut bağlıyorlar. Burada fırsatçılara iş düşüyor. Bir nevi karaborsa zihniyeti.. İnsanoğlunun en büyük tutkularından biri hırstır. Birşey yapmak, kendini kanıtlamak tutkusu insanın aklını ele geçirebilir. Alamut Kalesi diye bir kitap var. Kitabı okuyun. Bir adam kendini cennetin anahtarı elimde diye tanıtır. Hileyle, fethi imkansız bir kaleyi fethedip burada kendine bir düzen kurar. Burada cennet vaatiyle kendine fedailer toplar. Ve bu insanları savaştırır. Ama aslında herşeyin ufak bir hilesi vardır. (Kitabı okuyun anlayacaksınız) Oyuncu olmak isteyen için sahne cennettir. Ve birileri bunu kullanır. Öğrenci, ilk girdiğinde kuruma, içeride alışmadığı bir disiplin görür. Katı kurallar ve hiyeraşi vardır. Öğrenciye çeşitli kaynaklardan, o işin ehillerinin sözleri okunur. Burada dikkat etmemiz gereken şey şu. Kişinin, o kitapları alması istenmez, anlamazsınız denir. Çünkü hoca o kitabı yorumlayarak anlatır size. Burada sanatın emeğin ürünü olduğu ve insan ne kadar kendini sanata verirse, sanat o kadar insanı yükseltir denilir. (ya da din, millet, ırk propogandası yapılır. Prim ve ekstara gelir imkanı) Yani insanların çok çalışmasını ister hoca. (savaşması, öldürmesi, düşünceyi yayması vb...) Böyle böyle insanlar çok çalışmaya başlarlar. Bütün işleri yapmak için makina gibi yarışırlar. Sanata (yani hocaya, patrona, lidere) yaranmak için. Ama öğrenci bunu sanata hizmet yaptığını düşünür. Derken rol veya görev yani birtakım sorumluluklar verilir kişiye. O dakikadan sonra iyi ve doğru olan herşeyi yönetici ve yanlış olan herşeyi yönetilen yapar. Sitem öyle işler. İnsanlar sürekli sorumluluk almakta fakat sendelemektedirler. Yapılan her hata sorumluluk duygusu gereği kişinin kuruma biraz daha bağlanmasını sağlar. Hata yaptım affettirmeliyim. Ben sanatçıyım... (Örgütler bu aşamada kişiyi öldürür böylece yanlış yaparsanız ölürsünüzü korkusu verilir. Ya da şirketlerde kovulma..) Hoca bütün bu evrelerde kişilerin psikolojisini ve aile yaşantısını öğrenmeye ve onu yönetmeye çalışır. Böylece bütün kaleler, bütün açıklar fethedilmiştir. Yani oto kontrol mekanizması ele geçirilmiş olur kişinin. Bu dakikadan sonra kişi iyi bir tekerdir sistemin yürümesi için. Ta ki tökezleyinceye kadar. Çünkü büyü altındayken aslında disiplinsizliği ve bozuklukları görmeye yani yöneticinin gerçek yüzünü görmeye başlar kişi. Ve soğumaya başlar. Gerçeği anladığı anda kişi, yönetici onu kurumdan dışlar. (örgüt öldürür, şirket kovar.) Bunun için de diğer arkadaşlarını kişiye karşı kışkırtır. Böylece insanların dışarıdan gerçekleri öğrenmesi engellenmiş olur. Yani dışarısı öcü. Sizi kıskanıyorlar. Siz doğru olanı yapıyorsunuz.. ( Yada onlar günahkar, hain vb...) Netice: .................... örgütü. Noktalı yere ister terör yazın, ister sanat yazın, ister şirket yazın. Kişileri yönlendirerek ve onları makineleştirerek yani sömürerek yaşayan parazit olgular bu yöntemi kullanır. Kurumsal başarı sağlanır ama kişilerin hayatları mahvolur ve kişinin kendisini toplaması zor olur. Ben özellikle genç arkadaşlarıma bu tür kurumlara giderken dikkatli olmalarını istiyorum. Eğer biri sizi övüyorsa ve sizinle ilgili planları olduğunu söylüyorsa, hemen arkasından size sorumluluk verecektir. Ve bir süre sonra sen bu işi de yaparsın denilerek sorumluluğun sen farketmeden artırılacaktır. Başaramazsan, azar, tehdit vs.. maaruz kalacaksın. Sonra kendini kanıtlamaya çalışacaksın (bu noktada bence oradan ayrıl.) Ama sen ne kadar çabalarsan çabala psikolojik sebepler ve üstündeki baskı senin sağlıklı adım atmanı engelleyeceği için hata yapmaya devam edecek ve iyice batağa saplanacaksın. İşinin bittiğini düşününce kişi sen zarar veriyorsun deyip seni yok edecek. (kovar vs..) Sen ayrılırsan oradan, bu sefer çevrendeki çalışma arkadaşların sana düşman olacak ve hain olarak görecek seni. Çünkü sen ülkeye ihanetle suçlanacaksın. Arkadaşlar M.E.B den onay almayan, profesyonel diploması olmayan tiyatro kursu veren özel tiyatrolardan kaçının. Bakın hayatınızı mahvederler. Özellikle İzmirde bu iş iyice cılkından çıktı... Dikkat lütfen.. Ve lütfen bu yerleri M.E.B, Maliye Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Savcılık, Belediye vs... şikayet edin. Bugün atacağımız bir adım yarın temiz bir dünya bırakacak bize.. Yolsuzluk küçük büyük farketmez Murat Yılmaz - ( 11/25/2009 ) Hayriye Hanım gerçekten en ince detayına kadar olan bitenleri anlatmışsınız. Sanki bu olayları yaşamışsınız gibi geldi bana. Ellerinize ve yüreğinize sağlık.. İnsanları doğru yola sevk ettiğiniz için çok teşekürler size.. ömer özcan - ( 1/5/2010 ) arkadaşlar eminim herkes tiyatrodan zevk alıyor ama bunu ehil ellerde izlemek dahada zevkli olur kanısındayım ama ne yazıkki güzel izmirimiz tiyatro konusunda çok geri bunun sebebi ise özel tiyatroların sadece oyun çıkartmak için oyun yapmaları vah izmirim vah bu kafadaki özellerle bir yere varamayız ve bizde tiyatrodan uzak kalırızz tülay sezgin - ( 1/17/2010 ) hiç bir işim gücüm yok tiyatro oynamak istiyorum selda öz akburak - ( 2/2/2010 ) 2000 yılında Karşıyaka Belediyesinin ilk tiyatro grubundaydım. Tekrar tiyatroya dönmek istiyorum. Nerden başlasam yada nasıl başlasam... tekrar bir başlasam. Doğaçlama konusunda çok iyi olduğumu söylerdi Hocam. Taş altında kalıp laf altında kalmamayı başaran nadir kişilerdenmişim. Nasıl başlayabilirim tekrar, bu arada İzmirdeyim hala... Bu konuda kimlerden nasıl yardımlar alabilirim beni aydınlatırsanız ışığınıza sığınırım. Teşekkür ederim şimdiden.. |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 3 Ekim'den itibaren her PERŞEMBE Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|