| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Kutsal'a Mı Dokundum?
Haluk Bilginer




Bir mesleği kutsallaştırmak çabası nedendir acep?
Mesleği doğru dürüst icra etmek yerine, mesleklerini kutsallaştırıp, göz boyamak isteyenlere ayna tutulmuş gibi mi oldu?
Bir marangoz övünmüş müdür hiç? Babam öldüğünde atölyeye gidip, iki masa bir büfe zımparaladım, diye.
Bir aşçı böbürlenmiş midir? Anamı kaybettikten sonra mutfağa girip bir tepsi baklava açtım, diye.
Oyuncu niye aynı durumu kullanarak farklı bir algı yaymak isteğindedir dersiniz?
Oyunculuk niçin kutsaldır da, inşaat işçiliği değil? ...

Kendi suretini aynada görüp de aynayı kırmaya çalışana ne demeli? ...

Haberi kaynağından okumadan, hatta haberin sahibine sormak gerekirken, nasıl bir gaza gelmektir bu?

Sansasyonel başlık atmak gazeteci refleksidir mutlaka..
Konuşma anında, öfkeyle, bir durumun altını çizmek adına sarfedilmiş sözleri alıp, içeriğinden bağımsız kullanmak yazanın tasarrufudur tabii ki.

O başlığın altındakini okumak zahmetinde bile bulunmadan, hangi bağlamda, kimler ve hangi durumlar kastedilerek sözün sarfedildiğini araştırma zahmetine katlanmadan nasıl bir saldırıdır bu? ...
Nasıl ve ne sebeple bir nefret birikmiştir ki, o düğmeye basıldığı anda patlar?

Yıllardır söylüyorum söylediklerimin aynısını, tık yok!
Konunun içeriğine bakmadan, neler söylendiğine kulak asmadan, tartışmaya girmekten kaçınarak, sadece "YAVŞAK" la ilişkiye girip, salyalar akıtmak...
Alakalı, alakasız birsürü insan...
Aynı meslekten sayıldıklarımız nereden çıkardılar seyirciye laf ettiğimi? ...
Nasıl bir niyet okumadır bu?
O laf konunun muhataplarınadır, seyirciye değil, haberiniz ola ...

AMA ....."YAVŞAK " da ne kadar güzel bir sözcüktür, değil mi?
YAV- diye alt perdeden başlayıp. Ş harfinden aldığı güçle surata tokat gibi patlar ....

Gözünü sevdiğimin Türkçesi ...

Haluk Bilginer


Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

mert güven - ( 9/20/2010 )
haluk bilginer çok ayıp etti. önce ustalara sonra tüm tiyatroculara. eğer kendisi ustaysa usta givi davranması, örnek olması gerekmez mi? usta bir insan böyle mi konuşur?

Pinar Tunc - ( 9/20/2010 )
Usta olmak ve usta gorunmek arasındakı farkı anlayamıyorsa meslektaslarınız demekkı meslekdas bile degılsınız Haluk bey ...
Soyledikleriniz yıllardır aynı , takip eden bilir ama amac bulundugunuz yerde olamamaları olabılırmı acaba...


Selim Kalıç - ( 9/20/2010 )
Sanat ve Zanaat

Sanat ve Zanaat arasında ki çizgi çok ince bir çizgidir . Zanaat Ustası da iyinin , Güzelin , Doğrunun peşindedir . Ancak Kapitalizm insana ve İnsani değerlerden çok Para ve Paraya bağlı değerlere sıkı sıkıya bağlı olduğundan İnası ve İnsani değerleri yok eder . Onlar ancak Piyasanın tüketim aracı olduğunda Kapitalizm için bir değer ifade eder . Anadolu da Aleviliğin Dört Ana Ocağı vardır . Anadolu Abdalları ( Abdalan-ı Rum ) , Anadolu Ahileri ( Ahiyan-i Rum ) Anadolu Bacıları ( Bacıyan-i Rum ) ve Anadolu Gazileri ( Gaziyan-i Rum ) .
Anadolu Ahileri Zanaat Örgütütdür . Piri vardır , Pir ’in el verdiği Mürşitleri vardır . Bütün Anadolu da Zanaat erbapları bu örgüte bağlıdır . Kalfalık ; Usta tarafından belirlenen bir aşamadır ve Kimin Kalfası olduğu hem Usta açısından hem Kalfa açısından çok önemlidir . Ustalık ; Usta adayının Ustasından aldığı onayla Ustalığını göstereceği bir iş yapmasıyla birlikte o İş ’in bağlı olduğu Pir yada Mürşit önünde -Eserini- nasıl yaptığını , işine bağlılığını , işini nasıl bir aşkla yaptığını anlatır , Ahilik yeminini eder , Ahi Cem’inin ve Pir’in onayıyla Ustalık Kuşağı kuşanır . Yani Onlar için çok sıkı bir DİSİPLİN ve DENETİM sürecinden sonra elde ettiği ZANAAT çok KUTSALDIR .

Tiyatro ; kırık çıkık ,aksik fazla , bu geleneğin günümüze taşındğı bir alandır . Unutmayın Tiyatronun da temeli aynı örgütlülüğe dayanır . Orta oyununu ve orta oyununu sürdüren KOL’lar da aynı biçimde oyuncu yetiştirirdi . Bugünkü Kavuk tartışması ,yok olan bu örgütün traji komik yansımasıdır .

Modern Toplumla birlikte bu örgütlüğüm yerine Akademi getirilmiştir . Asıl Tartışılması gereken Bu Akademik yapıda ki Sözümona Ustalar ve Öğretileridir , Hiç bir usta işi yapmadan USTA diploması verilmesidir .

Soru Şu

Sanat yada Zanaat ; Kapitalizm çağında İnsan ve İnsana Bağlı değerlerle mi üretecek yoksa Para ve Paraya bağlı değerlerle mi .



tiyatrocu serkan karacık - ( 9/20/2010 )
haluk bilginer’in eleştirdiği ifade nejat uygur gibi büyük ustalarımızın kullandıkları ifadededir. yani onların kullandığı ifadeyi aynen kullanıp buna yavşaklık dediği için bizzat bu ustaları hedef aldığını düşünüyorum. neden böyle hırslandığını anlamadım.

Metin Önay - ( 9/20/2010 )
Medyanın yeni hedef tahtası Haluk Bilginer!

Sadık Aksu - ( 9/20/2010 )
Tamam, tiyatrocuların büyük çoğunluğu yavşak, onu anladık da yavşak olmayan azınlık içinde kimler var çok merak ediyorum. Kendi adıma yavşak mıyım değil miyim bunun büyük düşünürümüz tarafından açıklanmasını bekliyorum.
bu açıklamayı Haluk Bey yaptığına göre onun yavşak olmadığını varsayıyoruz sanırım, değil mi?


Hüseyin Erdoğan - ( 9/20/2010 )
Bilginer i yargılamak benim haddim değil. Ancak bir kaç sözünü belki yorumlayabilirim.
-Bir aşçı böbürlenmiş midir? Anamı kaybettikten sonra mutfağa girip bir tepsi baklava açtım, diye. - tümcesiyle,
- Oğlumun öldüğü günün akşamına sahneye çıktım- yada - Baba mı gömdükten sonra gidip sahneye çıktım.- söylemlerine gönderme yapıp, ben buna inanmam, çünkü ben çıkmam kimsede yalan söylemesin demek istiyorsa;
Evet, anası ölen aşçı gidip baklava açmaz. Çünkü baklava yemek için bekleyen bir salon dolusu insan yoktur.
Burada ayırıcı unsurun o oyunu bekleyen bir salon dolusu insan olmasıdır. Sahnelenecek bir oyunda rol almış birinin yerine bir başka birinin hemen geçemeyeceğidir. Tiyatronun her şeysiz, ama seyircisiz yapılamayacağı gerçeğidir.

Ben - Oğlumu gömdüğüm günün akşamına sahneye çıktım- diyen insana inanıyorum. Çıkmıştır.


Ergün Işıldar - ( 9/20/2010 )
Yaptığı işin önemiyle övünmek...

Haklıdır Haluk Bilginer, bunu gerçek anlamda usta olan kimse yapmaz, kundura ustası bile... -Cahilliğime verin...- diye başlar söze, böbürlenmez, övülünce kızarır bozarırdı. Medyanın oyununa gelmeyelim veya gelelim fark etmez, polemik dikkat çekicidir mesleğimiz üstüne...

Saygılar,


Galip Uyanık - ( 9/20/2010 )
Haluk Bilginer’in reklama neden ihtiyacı var anlamadım.
Reklama ihtiyacı yoksa neden böyle üst perdeden dikkat çekmek amacıyla konuşur? Doğru düzgün kendini ifade edemeyecek, kavgadan başka bir tartışma bilmeyen biri değildir ki!


Nigar Öztürk - ( 9/20/2010 )
İroni anlama özürlü toplumumuzun cımbızla çekilmiş sözlere sazan gibi atlaması olağandır. Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Babası ölüp de sahnelere çıkmak memleket kurtarmaz. Bildiğimiz yavşaklıktır! Hakikaten ne güzel kelime.. Kuyruğu dik tutmak denir ya, Sayın Bilginer.. Bir takım ’tiyatroya ömrünü adamışlar’ böyledirler işte.. Kıytırık sanat anlayışları yüzünden aç kalınca, parasızlığı etik diye satarlar her daim... Siz sakın ola ki sıkmayın canınızı. Her kelimeniz altın değerindedir anlayana.. Sezonun ilk oyunu Macbeth’de başarılar.. Bazılarına tavsiye ederim gidip izlesinler, feyz alsınlar. Eğitmen kisvesi altına sığınıp, çoluk çocuk yetiştirmeden, gerçek onculuk, hakkıyla rejisörlük yapan insanları seyretsinler. Bütün ’yavşaklar’ sussun, tiyatro konuşsun!!!

Saygılar


Ertuğrul Timur - ( 9/20/2010 )
Bu konuda görüşlerimi dile getirdiğim yazımı Haluk Bilginer ve tiyatro kamuoyunun dikkatine sunarım

http://www.tiyatrohaber.net/?mxz=YaziD&hid=42


Vuslat Özdemir - ( 9/20/2010 )
Haluk Bilginer’den ise Ali poyrazoğlu, Müjdat gezen ve Genco Erkal’ın Haluk Bilginer’e gösterdikleri tavır çok daha dikkat çekici. Haluk Bilginer kimseyi işaret etmediği için kastının sorulması gerekirken, diğerleri haluk bilgineri cepheden hedef alan karalama ve belden aşağı vurmalara vardırmışlardır işi. Gel sen Haluk Bilginer haksızmış de? O ağızlardan çıkan o hakaret sözlerinin sahipleri sahiden tiyatrocu mu? haluk Bilginer anadoluda tiyatro yapanların hamaset yapmasını eleştirmiştir. Eğer -ağlayacaksan- yapma demiştir. Kime ne senin çektiğin sıkıntıdan, sen istiyorsun, seviyorsun ki yapıyorsun. O koşulları öne sürerek öen kazanmaya kalkma demiştir. Şov devam etmez arkadaşım. Devam ediyorsa ya annemizi babamızı sevmiyoruzdur ya da tiyatro kutsallığı beynimizi abluka altına aldığından kendi şahsi acılarımızı duyumsayamaz haldeyizdir. Seyircinin oyuncunun acısını anlaması ve ona o hoşgörüyü göstermesi en az tiyatro oyunu kadar önemli bir etkileşim, iletişim yoludur. Empatide fayda var. Eğer birileri kendi acılarının üzerine oyun oynamayı seçiyor ise sahnedeki varlığının sahiciliği sorgulanabilir hale gelir. Çünkü görev gereği orada bulunuyor olma ihtimali oyun oynamayı engeleyeceğinden -sahicilik- kaybolup gidecektir. Bu durumda benim karşıma zoraki çıkmış biri beni kandıracağından -yavşaklık- yapmış olmaz mı?

Yılda toplam 3 milyon biletin satıldığı bir ülkeyiz. Bu sayısal durum haluk bilginer’i onaylayan bir durum değil midir? Tiyatro kutsaldır diyenlerin ülkedeki tiyatro seyirci sayısını ulaştırdıkları rakam böylesi gülünesi bir miktar olunca haluk bilginer’e yanıt veren kültürün işini iyi yapmadığı sonucuna gönül rahatlığıyla varırız.

Mart kesisi gibi hem sevişip hem bağırmamak gerekir, değil mi ama?


ALİ ÇAKALGÖZ - ( 9/20/2010 )
Sevgili Haluk BİLGİNER, yavşak sözcüğünü hakedenler için söylemiştir.
Tiyatroda tanık olduğum öyle davranışlar varki, onları tanımlamak için yavşak sözcüğü çok yetersiz kalır. Küçücük çıkarları için el etek öpenler bir yana, günün adamı olmayı ve her türlü kurnazlığı beceriklilik sayan meslektaşlarımız yokmu içimizde. Ne yani hepimiz sütten çıkmış ak kaşıkmıyız? Aynanın önünde durup kendimize baktığımızda nasıl bir insan görüyoruz? Yada insanlar bize baktıklarında nasıl bir insan görüyorlar?


arzu.cakir - ( 9/20/2010 )
şuursuzlar cumhuriyetinde yaşadığımı tekrar kanıtlayan bir gündem haberi daha , neymiş efendim Haluk bey ’’yavşak ’’demiş
yav allahaşkına demişse demiş size ne girip-çıkan tövbe tövbe yazının tamamını okumayı becerebilseydiniz aslında ne demek istediğini anlardınız sanırım (umarım ) ..ama yok illa saldırıcaz ,öfkeli hayvanlar gibi davranıcaz , size yakışan bu özünüz bu çünkü , burda şimdi Haluk Bilginer i Öveyim aman şöyle oyuncu böyle ustadır demicem O beyefendiyi anlatmaya gerek yok , her şeyden önce saygınlığını kabul ettirmiş biridir benim nazarımda ... Bütün yavşak camiasına bi tavsiyem var gidin bi dernek falan kurun önderinizde Ali Poyrazoğlu olsun valla süper evet kesin o olsun YAKIŞIIIIRRRRRRRRR .......


Ramazan KARAKAŞ - ( 9/21/2010 )
Mavi uçurtma komedi tiyatrosu olarak, hocanın bir bildiği vardır diyor, sonundada, bunu yapıcağına emin olarak bekliyoruz.

Gılman Kahyaoğlu Peremeci - ( 9/21/2010 )
BÖYLE BUYURDU ZERDÜŞ...
Günlerdir bir yakışıksızlığın ,saygısız sözlerin çevresinde dönüyoruz ister istemez ... Yavşak sözü ve diğer söylenenleri en iyi ihtimalle rastgele ağızdan çıkan ve basına yansıdığı için büyüyen, büyütülen sözler olarak düşünmek istiyorum. Aksi bana kaliteyi sorgulattıracak çünkü...


Kemal Oruç - ( 9/23/2010 )
Bu konuyla ilgili detaylı bir araştırma yazısı hazırlıyorum.

Okumanızı dilerim.


mustafa - ( 9/23/2010 )
bencede bir mesleğı putlaştırmak , ilahlaştırmak çok anlamsız .bu konuda aynı fikirdeyım.

Göktay BAKAN - ( 9/24/2010 )
Sadece kafama takıldığı için yazıyorum sevgili Usta Haluk BİLGİNER Sant ve Zanaat kavramlarını ve bunların emekçilerini nasıl ayırt edemedi diyelimki ikside sanatkar veya ikiside sanatçı o zaman şunu sormak gerekmezmi ikisindede emek var ama tiyatroda birde kültür var ders var onu bekleyen seyirci var . Bence bu tabulaştırma devleştirme değil bu seyirciye saygı zaten Haluk ustam bu kültürdür anlatılmak istenen
Saygılar&Sevgiler
Göktay BAKAN


saadet karadağ - ( 9/25/2010 )
Buradaki kimsenin haluk bilginerin röportajını okumadığı anlaşılıyor. Haluk bilginer tiyatrocular yavşaktır dememiş. İngilterede bir sette karşılaştığı bir oyuncunun hali üzerine kurmuş bu cümlesini. Yani oyuncunun yöntemi üzerine oyun oynarken kullandığı yöntem üzerine kurmuş. ve buradan hareketle genelleme yapmış. Haluk bilginer bu genellemeyi yapabilecek bir oyuncudur. Çünkü deneyimi bunu yapmaya yeter. Bunu kimse nlamamış çünkü kaynağı okumamış. O zaman burada yazılanlara itibar etmek mümkün değil. Öyleyse bu kara çalmak telaşı nedir acaba?

Sonra yine aynı yöntem üzerinden sahneye çıkmamı engeleyecek bir acıya rağmen sırf -adetler- -tüzükler- böyle diyor diye oyun oynamaya devam edemem diyor. Çünkü insan olmak birinci oyuncu olmak ikinci plan bir şeydir hayat karşısında. o acıyla oyun oynamak, seyirci karşısına çıkmak mümkün değilse çıkılmaz. Bunu adetlere, geleneklere bağlayıp insanı unutamayı bekleyemeyiz. Gelenekler değişmek için vardır. Aslolan şimdiki zamanın içinde sürdüğümüz yaşamın kalitesidir. Bu kaliteyi engelleyen gelenekler kendini bize dayatıyorsa onlarla muhasebe yapmanın sırası gelmişte geçiyor. Türkiye bu taş kesmiş geleneklerin hala insan yaşamını hiçe sayarak sürdüğü bir toplumdur. (bkz. bilge köyü katliamı.)

Son olarak müjdat gezen babası öldüğünde maksim gazinondaki işine devam ettiğini söyleyerek övünmüş. Ama müjdat bey çıktığınız yer maksim gazinosuymuş tiyatro sahnesi değilmiş ki. İşte bizim temel yanlışımız burada yatıyor, gazino sahnesi ile tiyatro sahnesi arasındaki farkı henüz toplum olarak idrak edemeyişimizde. Babanızı mı sevmiyordunuz, fahrettin aslandan mı korkuyordunuz, acınızı yaşamanıza gelenekler mi izin vermedi?


emre sahin - ( 9/27/2010 )
Yahu söylüyor işte, bir bütünlük içinde ne demek istediğimdir önemli olan, ’yav-sakk’ kelimesi değil mesele sadece diyor...
Oyuncu-tiyatrocu olmayan birisi olarak bence, bir meslegi tepeye çıkarmak ya da kişisel özveri maskesiyle tatmin olmak için söylenen samimiyetsiz sözler; o mesleği tabulaştırırken saygınlığından da yontmaya başlar..


Barış BAL... - ( 10/11/2010 )
Benim adım Barış BAL amatör tiyatrocuyum. Tiyatroya aşık değilim ya da sevmiyorum. Çünkü tiyatro benim yaşam tarzım. Öncelikle de belirtmeliyim ki bi çok yorumu okumadım. Okuduğum kadarıyla üstada aşırı tepki var. Aslında bişeyi okuduğumuzda direk yanlış anlayıp çoğu kez sebepsiz yere sadece gaza gelerek olayı yorumlamak bizim kanımızda var galiba. Bi kere üstad ameridan buraya sadece ülkesinde mesleğini sürdürebilmek için gelmiştir. Eğer bir yerlere gelmek isteseydi bunu orada da çok kolay yapabilirdi. Sinema yahut tiyatro günümüzde artık malesef para kazanma amaçlı bir şey olmuştur. bunu içindir ki para kazanmayan tiyatrolar kapatılmaktadır. E o kadar kutsal bişeyse kapatma kardeşim açlıktan ölene kadar yap o işi. Dimi ama. Artık şunu kabullenmeliyiz ki malesef tiyatro da polislik, doktorluk gibi bir meslektir. Çünkü bir polis yahut doktorda işini severek yapar tiyatrocu yada sinemacı da. Yani herkes için kendi mesleği kutsaldır. Hiçi bir mesleği hele hele de tiyatroyu sakın kutsallştırıpta arkasına saklanıp da yavşak olmayın...

Bora ÖZEL - ( 10/27/2010 )
Yaavv...şaklanmayın böyle bahanelerin arkasına.Sevgili Haluk BİLGİNER’in o sözleri seyirciler için söylememiş olduğunu sizlerde çok iyi biliyorsunuz da ...

zahrettin çelik - ( 1/10/2011 )
merhabalar;

öncelikle bütün dostların yorum yaptığından ötürü bu manifestoyu değerli buluyorum.


sevgili bilginerin kısadan hisse anlatmaya çalıştığı bariz ortada sanatçının sürekli plaket şak şaklar yada buna benzer övünmenin hat safhada olduğu bir sanat dalı değildir demiştir.

sanatı icra eden yaşamda ona farklı kılmayı bahşetmez herkes homojen bir yapıda olmalı bence.

yani sanat kibir elbisesi olmamalıdır.

esenelikler...

KOLEKTİF SANAT


UMUT - ( 1/11/2011 )
Sayın Nigar Öztürk.Tebrikler-Sizin yazınıza kadar yaklaşık 10 yorum üşenmeden okudum bu kadar usta bir insan bunları nasıl yapabilir diyenlerde vardı bu usta bu lafları söylerken birşey biliyordur diyenlerde.Her ikiside yanlış söylüyordu ve gittikçe sinirleniyordum ben yorum yapıp haddime düşmeyerek anlatmaya çalışıcaktım ne demek istediğini fakat siz çok iyi anlattınız.Birde bunu ARDA AYDIN yapmıştır.Girin yazısını okuyun bu konuya açıklık getirmiştir.--Bir tiyatro salonunda oyun sırasında seyirci kalp krizi geçirerek vefat etmiştir sonra diğer seyirciler oyunun devam eedeceğini düşünerek salona girmişler fakat oyuncular bu durumda oyunun devam edemeyeceğini söylemişlerdir--gördünüzmü? Olay tam tersine döndü ve bir iki istisna hariç tüm seyirciler oyuncuları takdir etti babası vefat eden insanda istisnadır fakat bu konuya değinmiştir sayın BİLGİNER.Saygı duyulucak bir insandır.Sözlerini anlamak zorundasınız ki saygı duyasınız.Babası ölen adam sahneye çıkıp oynadığı oyundan sonra babam öldü ama ben sahnedeyim diye hava mı atmalı yoksa hiç çıkmamalımı? diyede soruyor aslında...Sağlıcakla kalın.

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 44
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • -İntiharın Genel Provası- Olur mu? (Hakan Yozcu) - 9/28/2010
  • A. Ecder Akışık - Taziye Sayfası (Moderatör) - 9/28/2010
  • Beklan Algan - Taziye Sayfası (Moderatör) - 9/27/2010
  • Melih Anık'tan Haluk Bilginer'e Cevap: Evet ! -Kutsal-a Dokundu ! (Melih Anık) - 9/24/2010
  • Böyle Başa (Zafer Diper) - 9/24/2010
  • Türkiye Sahnesi (M. Erkul Eğilmez) - 9/24/2010
  • Tiyatrocunun Açmazı ve Maymunlaşma (Melih Anık) - 9/23/2010
  • AKM için Suç Duyurusunda Bulundum. Siz Kimden Yanasınız? (Üstün Akmen) - 9/23/2010
  • TODER ve Ali Yaylı'dan Haluk Bilginer'e Cevap (Ali Yaylı) - 9/21/2010
  • Tuncay Özinel'den Haluk Bilginer'e Cevap: Muhlis Sabahattin'den Bir Anı (Tuncay Özinel) - 9/21/2010
  • Kutsal'a Mı Dokundum? (Haluk Bilginer) - 9/20/2010
  • Hacivat - Karagöz Gölge Oyunu Tiyatrosu - İzlenim (Berkan Karasu) - 9/19/2010
  • Hayat Bazen Geçip Gidendir: 17.31 (Pınar Çekirge) - 9/18/2010
  • Sinopale ve Kaybolmak (Hülya Karakaş) - 9/13/2010
  • Yaz Bitiyor (Arda Aydın) - 9/6/2010
  • Bitlis'te Beşminare (Yurdagül Yurtseven) - 9/6/2010
  • Köroğlu Operası (Dündar İncesu) - 9/6/2010
  • Evet ile Hayır (Zafer Diper) - 9/5/2010
  • Şarkısı Olanın Fırtınası Olacaktır (Dündar İncesu) - 9/5/2010
  • Orhan için ATIŞ SERBEST mi gerçekten? (Pınar Çekirge) - 9/2/2010
  • Sahip Çıkmak Ama Nasıl? (Tuncer Cücenoğlu) - 9/2/2010
  • Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödülleri'ne genel bir bakış (İhsan Ata) - 8/13/2010
  • PROMETHIADE: O Gün - Bir Gün Gelecek Mi? (Dündar İncesu) - 8/13/2010
  • Orada Bir Köy Var Yakında: Taylıeli (Hülya Karakaş) - 8/13/2010
  • AKM Hainliği Zanlısı Şekip Avdagiç… Ayağa Kalk! (Üstün Akmen) - 8/13/2010
  • Attempts on Her Life Üzerine (Ali Uygur Selçuk) - 8/10/2010
  • 26 Yıllık Lüküs Hayat (Hakan Yozcu) - 8/3/2010
  • Yeni Nesilden Bir Reklam Önceki Nesil (M. Erkul Eğilmez) - 8/3/2010
  • Bre Hain! Biz Seni Bulamadık, Bari Sen Kendi Kendini Bize Yakalat! (Üstün Akmen) - 8/3/2010
  • Hayat Kısa Sanat Uzun (Tuncer Cücenoğlu) - 8/3/2010
  • Tuncer Cücenoğlu'nun Che'si - Türk Dramatik Sanatınca Che Guevara (Darya Paseçnik) - 8/3/2010
  • Kadıköy Belediyesi Tiyatro Festivali'nden Tiyatronun Görünüşü (Melih Anık) - 7/30/2010
  • Sanatta Yozlaşmaya Hayır! (Yurdagül Yurtseven) - 7/30/2010
  • Nedim Saban ve Tuncay Özinel Mahkemelik Olmuşlar, Haberiniz Var mı? (Melih Anık) - 7/27/2010
  • ABD Nesiyle Ünlüdür? (Zafer Diper) - 7/27/2010
  • Direklerarası Seyircileri, Kalkan – YEŞİLKÖY'deki 3. Köy Seyirlik ve Köy Tiyatroları Buluşması'ndaydılar (Moderatör) - 7/27/2010
  • Tatil Üçlemesi'nden Eleştiri Üçlemesi'ne - Tiyatroda Yazarın ve Metnin Değerlendirilmesi (Melih Anık) - 7/23/2010
  • Emeğime Biraz Saygı İstiyorum (Ali Erdoğan) - 7/19/2010
  • Süründürelim Kaldıralım Öldürelim Taksim'de Asalım (Parkan Özturan) - 7/18/2010


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..