| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
BEN TİYATROCUYUM…HADİ YA..!
Cihat Faruk Sevindik



Tiyatro üzerine yazıyoruz,onun üzerine yaşıyoruz,onun için mücadele veriyoruz.Ama kaçımız;ya da bulunduğum çevreyi baz alarak kaçımız hangi inanç ve amaç uğruna tiyatro yapıyor.Belki de çoğu yapar gibi gördüğü şeyleri de tam anlamıyla yapamıyor.
Çoğu ticari amaç güderek bazıları ise kendisini ispatlama amacında…

Ukalalığı, bilmişliği, karşısında ki insanı yerin dibine sokup sokup çıkarmak onlar için toplumdan farklı olmak demek, onlara göre sanat yapıyorum demek.
Tiyatro ne demek dediğinde ise suratına bön bön bakakalıyor toplumu aşağılayarak kendisini ispatlayan bay veya bayanlar.Anlaşılıyor ki kendisi ne yaptığını ne için yaptığını bilmediği ortaya çıkıyor.

Bu tip bay ve bayanlarda birde şöyle bir özellik gözlemlenmekte; gösterişli, süslü cümleler kurarak kendilerinin ne güzel Türkçe konuştuklarını etrafa reklam yaparcasına daha da bağırarak daha da farklı kelimeler kullanarak ilan ediyorlar.Kullandığı Türkçe veya falanca dilin kelimesindeki anlamı bu tip arkadaşlara sorduğunda ise,yaptıkları işin tanımı sorduğunda ki surat ifadesi karşında beliriyor.

Daha da zararlı tipler var ki bunlar hemen toplumdan ya da sanattan ihraç edilmeli.İktidara göre oyun sergileyenler.Dünya Tiyatrosuna bir çok etkisi olan klasikleşmiş dediğimiz oyunlar bambaşka.Tamam her yönetmenin farklı bir yorumu vardır,olmak zorundadır.Bu işin olması gerekenidir.Ama bu tip oyun çıkaran arkadaşlar oyunu yorumlamamışlar,mensup oldukları görüşe uyarlama yapmışlar.
Öncelikle tiyatromuzdan bunları ayıklamamız gerekiyor.

Sonra daha temiz,daha cesur,daha diline sahip sanat yapmamız ve halka ulaşmamış gerekiyor.

Bu sorgulayıcı yazımı istemeden kulak misafiri olduğum bir diyalogla sonladırmak istiyorum…

Vatandaş:Valla beyim hiç gelmedim.Ama bi akşam niyetim var hanımla gelmeye.

Sahneye Çıkan Adam:Mösyö gerçekten çok büyük bir kıvanç duydum.Sizin gibi Aydınlık çehreli insanları prömiyerimizde görmek.Tüm ekibi ve beni mutlu kılacaktır.Her şey bir şeylerin thetral bir değer kazanması.

Yorum sizlerin.
Her ne kadar yumuşak karınlara dokunduk ise affola…

Cihat Faruk SEVİNDİK


Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

immortal_seyda - ( 7/4/2008 )
Türkiyedeki insanların çoğu kendi amaçları için ve gündemde olmak için polemiklerle ayakta duruyorlar ama bence çok yanlış yapıyorlar benim için gerçek tüyatrocu polemiklerle değilde işiyle gündemde olandır

korhan enis yavuz - ( 7/30/2008 )
Kim yerin dibine soktu seni de geldin buralara yazilar yazdin.Gercek bir dunyada yasiyoruz degil mi insanlarin paraya ihtiyaci var.Mimar okulunu bitirince mimarliktan para kazaniyor da AYNI SEYI OYUNCU YA DA YONETMENLER YAPINCA NE DIYE BIRILERINE BATIYOR ONU ANLAMIYORUM
canim o aktorun kullandigi kelimeleri ogrenmen icin daha cok okuman gerek
o vatandasa da de ki fransiz oyununa gitmeseymis belediye tiyatrolarinin her 10 oyunundan 8 i turk oyunu ona gitseymis
Tiyatro her zaman toplumun bir adim ilerisinde onu belli bir seviyeye cikartma amaci gutmelidir.Ne guzel iste oradaki aktor nasil bir oyun oldugunu gayet uslubuyla anlatmis.Ister gider ister gitmez o vatandas ne deseydi yani ben onu anlamiyorum hee KARDES GEL OYNUYOK mu deseydi
sen onu bunu birak da sunlara cevap ver bakalim
sinava girdin de kazanamadin mi
iki tane oyun izledin diye elestirmen mi oldun
4 senelik lisans egitimi goren insanlarla kendini ayni kefeye mi koyuyorsun
da
kendine gore yanlis olan bu durumlari bilgisizce degerlendirebiliyorsun


Cihat faruk SEVİNDİK - ( 8/12/2008 )
Sınava girmedim..Bu sene giriyorum..
İki oyun izlemedim.Eleştirmen olmadım..
4 senelik lisans eğitimi alan insanların çoğu meydanda yok..
Galiba sizde 4 senelik lisans eğitimi aldnız,ve hitap şeklinize bir bakınız...


Korhan Enis Yavuz - ( 8/2/2008 )
Ali Riza Urlu
Kardesim benim istedigim gibi hesap sorarim benim meslegime meslektaslarima biri laf uzatiyorsa kendini bilmeden haksizlikla ve acizlikle /agzinin payini alir.
Orada bir olay anlatilmis dogru fakat gayet acik ki bu dogru bir hikaye degil tamamen uydurma ben bunu bilerek cevap verdim ustelik.Nedenine gelince bu yaziyi yazan arkadas o aktoru asagilamaya calistigi icin/ baska bir sey icin degil.Bu yaziyi da aman derdimi falan analtiyim da sen yanlis anlama diye yazmiyorum o ve senin gibi cok konusan ve bos konusan insanlarin karsilarinda az oz ve dolu konusan insanlar da oldugunu soylemek icin yaziyorum.


Arzu Yazıcı - ( 7/31/2008 )
Korhan Enis Yavuz,
Cihat Faruk Sevindik,

İkinizin de üslubu son derece yanlış. Anlatılmak istenilen sinirlenmeden de anlatılabilir. Nasıl ifade özgürlüğü varsa insanların seçme özgürlüğü de vardır. İşte bu karşınızdakine saygı duymak için yeterli bir sebep.

Ayrıca unuttuğunuz başka bir nokta var konu ile ilgili. Türkiye’de tiyatroyu konuşuyorsunuz değil mi? Türkiye’nin il il sahip olduğu kültür ayrılıklarını bilmez misiniz? İstanbul’un falanca ilçesi ile bir diğer ilçesinin insan profilini bir tutabilir misiniz? Muhtemelen Fransız aktörümüz AKM’de bir oyun sergiledi. Hanımından bahseden amca sanırım Dudullu’da yaşıyor (amacım kategorize etmek değil). Ve sonuç olarak Türkiye’nin sahip olduğu çarpık yapısı gibidir sanatı da.

İsteyen istediği gibi süsler cümlesini, isteyen gitmez tiyatroya; kimse gitmek zorunda da değil zaten. Karın tokluğuna yaşayan çoğunluktan bahsediyoruz.

Neticede tiyatroyu meslek olarak görenlerle sanat olarak görenler arasında mutlaka ayrım olacak ve kişiler bundan nasiplerini alacaktır. Bu da o kişilere kalmış bir şey. Nasılsa insanlar neyi izleyip izlemeyeceklerini kendileri seçmiyor mu? Mühim olan bu.

Son bir not: Ben ne boş beyinler tanıyorum üniversite mezunu, takılıp kalmayın ezberci eğitime...


Ali Rıza Urlu - ( 7/30/2008 )
Orada oyuncunun yapmak istediği şey, bir oyuncu olarak, kendini yüceltmekten başka birşey değildir. Gerçek anlamda tiyatro için amacı olan insan böyle sahte ve yalan tavırlar içerisine girmez. Girecekse de sahnede iken girer. Özellikle de Türkiye gibi bir yerde. Avrupa’da yaşanmış bir olay olsa idi aktörün artislenmesi kendince doğru olabilirdi. Sanat için sanat deyip, basardı tüm dolanbaçlı kelimeleri. Yok efendim mösyö, yok prömiyer (ayrıca bunların anlamlarını biliyoruz, yeterince okuyoruz çok şükür)... Hikaye... Türksün, Türk insanına, vatandaşına anlayacağı şekilde iletsene.
Burada bahsi geçen oyuncunun yaptığı sadece kendini tatmin etmedir.
Tiyatro elbette ki yüce bir sanat. Hepimiz onun yaşaması için varız ama, sanatçıyım ayağına da böyle yapmacıklığa, böyle aptallığa gerek yok.
Yukarıda bir konuya dair bir olay anlatılmış, biz de burada kendi düşüncelerimizle yorum yapıyoruz. Kimse de kimseyi belirttiği yorumundan dolayı sorgulayamaz. Hele hele, hesap soruyormuşçasına..




BİLAL ERCAN - ( 10/26/2008 )
Hakikaten çok doğru bir konuya değinmişsin abi helal olsun başka söze hacet yok

- ( 10/6/2008 )
para için değil tiyatro için tiyatro zihniyetinin geri getirilmesi lazım önce

Oyuncucuk değil oyuncu lazım!

uzun bir yorum yazdım ama sitede yenileme varmış yazdıklarım silindi gönderemedn..
sonra tekrar yazıcam inş..



aydın - ( 6/24/2008 )
efenim böyle havadan sudan, suya sabuna dokunmadan, hiçbir şeyi somutlaştırmadan kimsenin yumuşak karnına dokunamazsınız, merak etmeyiniz.
başlıklarla anlattığınız önerilerinizde nasıllardan da bahsederseniz tiyatronun gerçeklerini bir kenara itip bunları nasıl yapacağımızı da öğrenmiş oluruz.


Emre Demiroğlu - ( 6/30/2008 )
Tiyatroyu neden bazı kavramlar altına sokupta çıkılmaz hale getiriyorsunuz..Tiyatronun önüne engeller gelmediği sürece kim ne isterse onu yapar..kimisi halkı kendine katar,kimiside saçma sapan işler yapar..Halkta neye karar verecekse ona karar verir.

Ali Rıza Urlu - ( 8/4/2008 )
Korhan Enis Yavuz:

Eleştiriyi göğüslenmeyi bilmiyorsan eğer senden ne sahneye layık bir tiyatrocu olur ne de bunun gibi eleştiriye açık olan ve tamamen halkın beğenisine sunulan bir sanatın insanı.

Kendi içinde çelişkiye düşüyorsun. Orada... diye başlayan cümleni ve yukarıdaki yazıyı bir daha oku.
Yukarıda yazan hikaye uydurma... Bunu yazanın amacı o aktörü aşağılamak vs... Bir kere yukarıda açık bir aktör ismi yazmıyor. Direkt bir şahsa yönelik yergi yapılmıor. Ve yazının genel içeriği de, bu tavırlarda tiyatroculuk yapan insanların, bireysel değerlendirme ile ele alınıldığı bir makale örneğidir...Kulak misafiri olunmuş bir diyalogtaki, aktörün profili değerlendiriliyor.
Ve bu konunun ele alındığı yazının hemen altında "Yorum Sizin" şeklinde bir ifade var.

Burada da yazının içeriğine katıldığım için, örneği verilmiş olan oyuncu ile ilgili görüşlerimi; hiçbir kimseye nasıl şeyler yazmam gerektiğini danışmadan sakin ve duruma yakınma üslubu ile hiç çekinmeden yazarım.

Biz de tiyatronun içerisindeyiz. Yoksa bu şekilde, maneviyatta ucuz ve 5 para etmez insanlar hakkında yorum yapmaz; aynı manevi yoksunluk içerisinde olan "basit" sahne üstadlarım ile "insanların fikir özgürlüğü konusunda" münakaşaya girmezdim.


Okan ... - ( 6/27/2008 )
dürüst olalım tiyatro tiyatroculara rağmen hala ayakta...

Sino Atrial - ( 6/28/2008 )
İşte biz buna tiyatroyu yüksek literatüre alet etmek diyoruz,insanlar sahip oldukları mevkiyi sanatın ucundan kulağından bulaşarak besleyebilmek adına ya da içinde bulundukları tiyatro kavramını emeğine hizmet etmiş ’’Sanat’’ ile bağdaştırmak dıışnda her türlü alt kademe duygu saplantılarına hizmet adına bir takım tavır şekillerine bürünüyorlar...

Ali Rıza Urlu - ( 6/25/2008 )
Bu düşüncelerinize katılıyorum.
Vatandaşımız "beyim"li falan bir şekilde masum bir cümle kuruyor, orda sahneye çıkmış ama ne olduğunu bilmeyen aşağı mahalle fransızı da artistik yapıyor, doğrudur. Ne diyelim.
Allah Türk Tiyatromuzun sonunu hayır etsin. Türkiyede tiyatronun yürümemesinin nedenlerinden biri de böyle "sözde" oyuncular.


KORHAN ENİS YAVUZ - ( 10/20/2009 )
Ali Rıza Urlu
ne kadar gereksizce ve bilgisizce yazılmış bir yazınız var.
MİLLETİN AVUKATLIĞINI YAPMAK SİZE Mİ DÜŞTÜ DE KALKIP CEVAP YAZIYORSUNUZ.

Cihat faruk SEVİNDİK
GİRDİN Mİ ARKADAŞIM SINAVA
AĞZININ PAYINI ALIP DÖNDÜN MÜ PEKİ?

lisans eğitimi almış kişiler yok diyorsun ya hani
kendi evinin salonunda mı arıyorsun onları?
yaşadığın şehirde devlet tiyatroları özel tiyatrolar şehir tiyatroları yok mu senin
oradakileri de kendin gibi
iki kalas bir heves sevdalısı mı sanıyorsun?
git konuş bakalım öğrenmek istediklerini sor doyurucu bilgi vermezlerse gel konuş


Ali Rıza Urlu - ( 6/10/2010 )
Korhan Enis Yavuz, uzun bir süre sonra, tesadüfen bu sayfa açıldı yine önümde, baştan sonra tekrar okudum ve zihninizin anlayış biçimi karşısında şaşkınlığımı gizleyemeyerek, kendimle, sizin üslubunuza benzer bir biçimde nasıl cevap vermemeliyim diye bir mücadeleye giriştim, zira normal bir insanın, bu tavrınız karşısında aklı başında sözler, kulağa hoş gelecek sözler kurma nezaketine giremeyeceği aşikar. Her daim, bir yazdığınız diğeriyle çelişik, her yazdığınız içinde bulunduğunuz olumsuzluklara karşı verilmiş savunma mekanizmaları örneği.
Takınmanız gereken üslubu, mevcut fiziki ve manevi özelliklerinizin aslında imkan verebilmiş olması gerekirken, (buna nerden varıyorum, hani siz oyuncusunuz ya, -lisans- eğitimi aldınız ya) (bir diğer madde, lisans eğitimi almış olmak, ayrıntı isteyen birçok sosyal noktada yeterli olamıyor bazen, burada gösterdiğiniz gibi) siz hala amiyane dediğim bir tabirle haddinizi bilmez bir halde konuşuyorsunuz.
İnsanların haddini bildirmek, bir başka insana düşmemelidir.
Ancak, bunu görmeseydim de bir şey yazmasaydım, had bildirme eylemine karşı gelmemizin bir insani görev olduğunu sayarsak, burada üzerimize düşen toplumsal bir görevi yerine getirmemiş olmaz mıyız, zira benden başka da benzer ifadeler kuran kişi sayısı az. Kimi insan, dillendirmekten korkar, bir de o var.
Benzer üslubu icra eden benzeriniz birtakım insanlarla da benzer diyaloglara girdim.
Bu yazdıklarımı tamamıyla size ve benzerlerinize naklediyorum, insani görevimi yerine getirdim. Okuldur, eğitimdir, vsleri bir kenara bırakmayın siz yine ama, üslup denilen sözcükten biraz haberiniz olsun.
Sizi hatırlayacaklar, bitirdiğiniz okulu değil, halinizi tavrınızı hatırlayacaklar. Sanatçılar için kalıcılık önemlidir. Duvarların hatırlanmasını siz de tercih etmezsiniz herhalde.
Kendimi anlatabildim, umarım siz ve sizin gibiler de anlayabilir.


Korhan Enis Yavuz - ( 12/5/2011 )
Ben de yine aynen bir süre sonra arattırırken buldum burayı ben de okudum.
Sonra da dedim ki içimden
ŞUNUN DA AĞZININ PAYINI VER ENİS.

Sen kimsin de toplumsal görevden falan bahsediyorsun.
Benim yazdıklarım az öz anlaşılır.
Senin yazdıların boş boş laflar.
Yok onun tavrına uygun bir yanıt değilmiş
Yok üslubum aldığım eğitime yakışmıyormuş
benim gibi birilerine daha yanıt vermişmiş

Sen kimsin be adam
sorusuna
30 yıl tiyatro yaptım ben diyenlerden misin
E nolacak şimdi.Yaptın da ne oldu değil 30 yıl 60 yıl da yapsan 4 senelik;sınavlardan 30 alan başarısız bir okullu adamın yanına bile yaklaşamaz,bildiğini zannettiğin şeyler.Kaldı ki bana laf etmeye kalkıyorsun
Okuldur eğitimdir dediğin,sen ve senin gibilerin yanına yaklaşamayacağı yerler.Onlar bir kenara bırakılacak şeyler değil.O diploma sayesinde Kendini oyuncu zannedenlerin,30 yıllık tiyatrocuyum lafını eden aciz ve bilgiden bihaber kimselerin ağzının payını verebiliyorsun.
Beyan ettiğiniz yanlış şeylerin içinde seni hatırlayacaklar okulunu değil lafı da ayrı gülünç.Beni hatırlamalarını değil sizin gibi eli klavyenin üzerinde hareket edebiliyor diye ağdalı cümlelerle gereksiz yazı yazabilenlere hadlerini bildirmemi örnek almalarını dilerim.Ama bu dileğin gerçekleşmesini öyle çok büyük bir arzuyla da istemem.Hangi okullunun olduğu yerde densiz laf edecek olsanız cevabı alınca evinizden dışarı çıkamyacak hale gelirsiniz.
Anlatabildim mi sana ve senin gibilere.Nokta.Ahaha ayrıca daha fazla laf yemek istersen korhanyavuz@hotmail.com
Birazcık olsun tiyatro adına bir şey öğrenmek istersen gel öğretelim bilmemek değil öğrenmemek ayıp.Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak Aa bak bu gerçekten ayıp.
Öğren ondan sonra yaz.


Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 57
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Aspendos Opera ve Bale Festivali'nde Norma'yı izledim (Üstün Akmen) - 7/11/2008
  • Kurtar Beni - Sesli Öykü (Gılman Kahyaoğlu Peremeci) - 7/9/2008
  • AÇIK MESAJIM VAR GİTMESİ GEREKENLERE… VE ÜSTÜNE ALABİLENLERE….. (Cihat Faruk Sevindik) - 7/8/2008
  • KAFKAS TEBEŞİR DAİRESİ- Erzurum Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 7/6/2008
  • Kene Can Almaya Devam Ediyorkene… (Ali Erdoğan) - 7/1/2008
  • Tiyatro'da Yeni Bir Kapı (Ulaş Tuzak) - 7/1/2008
  • Türkiye' de Sanat Yapılır mı? (Mert Urdal) - 6/30/2008
  • Mehmet Baydur’un bozuk Türkiye'si : Kamyon (İhsan Ata) - 6/30/2008
  • Tiyatro… Tekst Arayanlar… Sirkçiler… (Kemal Oruç) - 6/25/2008
  • TARİHİN EN ÇARPICI DİLİYLE : SİYAH ÇORAPLILAR (İhsan Ata) - 6/24/2008
  • BEN TİYATROCUYUM…HADİ YA..! (Cihat Faruk Sevindik) - 6/24/2008
  • Nereye Gittin Sarı Kız..? (Hülya Karakaş) - 6/22/2008
  • Ordu’daki Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali’nden izlenimler (Üstün Akmen) - 6/22/2008
  • PUSUDA-ÖÇ -Konya Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 6/22/2008
  • İki farklı çalışma: -Silinmiş Mesajlar- ve -Operation: Orfeo- (Üstün Akmen) - 6/22/2008
  • Cesaret Ana ve Çocukları - Brecht'ten Sorular ile Eleştiri Denemesi (Melih Anık) - 6/22/2008
  • Ardant’ın güzelliği tiyatro zevkini bastıramadı: Ölüm Hastalığı (Üstün Akmen) - 6/22/2008
  • 43 yıl sonra aynı tablo! … 7 köpek (İhsan Ata) - 6/22/2008
  • Eimuntas Nekrosius, İstanbul’dan bir kez daha geçti: Faust (Üstün Akmen) - 6/22/2008
  • Kız Tavlama Sanatı (Melih Anık) - 6/22/2008
  • Emekleyerek Mücadele (Cihat Faruk Sevindik) - 6/22/2008
  • 21. YÜZYILIN OYUN YAZARI (Rasim Aşın) - 6/22/2008
  • İtalyanlardan Murathan Mungan yorumu: Geyikler Lanetler (Üstün Akmen) - 6/22/2008
  • Ekranlarda mankenler değil, oyuncular oynamalı.. (Ulaş Tuzak) - 6/22/2008
  • Adalet ve Tiyatro (Halis Tekel) - 6/22/2008
  • Yönetmenin Seyirci ile Düellosu : FAUST (Melih Anık) - 6/22/2008
  • Söyleşi : Mahşer-i Cümbüş (Tolga Kayasu - İrem Çenbertaş) - 6/22/2008
  • Var Olma Savaşı İçerisinde, Yok Olanların Hikayesi; Hiç Bir Şey (İhsan Ata) - 6/22/2008
  • POPÜLERİN KÜLTÜRÜ- VE TİYATRO (Boran Doğan) - 6/22/2008
  • Sudan Bir Yazı (Ali Erdoğan) - 6/22/2008
  • Caligula… Kurtlar Vadisi Roma'da .. (Melih Anık) - 6/22/2008
  • Vicdanın geldiği an: Kaygıların Yürürlükten Kaldırılması (Üstün Akmen) - 6/22/2008
  • Röportaj : Yiğit Güralp (Tolga Kayasu - İrem Çenbertaş) - 6/22/2008
  • İzmir Tiyatro İzmir Tiyatro İzmir (Ulaş Tuzak) - 6/22/2008
  • Hastalık Hastası - Diyarbakır Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 6/22/2008
  • SEYİRCİSİ HALK OLAN TİYATRO 1 (Cihat Faruk Sevindik) - 6/22/2008
  • Emre Koyuncuoğlu’ndan sonsuz bir şimdi oyunu: Irk Bitig (Üstün Akmen) - 6/22/2008
  • Euro Ya Kulum.. (Ulaş Tuzak) - 6/22/2008
  • Ama gene de herkes sevdiğini öldürür (Oscar Wilde) (Cihat Faruk Sevindik) - 6/22/2008
  • TİYATRO MERDİVEN’İN “HIYARAPOL” OYUNUNUN ELEŞTİRİ VE İNCELEMESİ ! (Savaş Aykılıç) - 6/22/2008
  • YILDIZLARIN BULUŞTUĞU GECE : GECE MEVSİMİ (İhsan Ata) - 6/22/2008


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    12 Şubat'tan itibaren her PAZARTESİ Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..