| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Sahne Arkası Ekibi 9 Ay Son Gün Oyunundaydı
İsmail Can Törtop



Bu yazı, 7 Ocak 2008 tarihinde yazar tarafından değiştirilmiştir...

--------------------
Ne oldum değil ne olacağım demek lazım herhalde…

Pazar günü Haldun Dormen ile yaptığımız söyleşide 79 yaşındaki büyük usta bize neler neler anlatmıştı, öğretmişti; tiyatro kültürü, tiyatro seyircisi, tiyatro oyuncusu hakkında. Kendisini dinlemeye doyamadığımız Dormen, söyleşimiz sonunda bizleri kapıdan teker teker uğurlayarak beyefendiliğine bir kere daha hayran bırakmıştı.

Dün akşam ise 45 kişilik bir grup olarak bilet aldığımız oyun sonrasında bizlerle söyleşi yapmaya gelen oyunculardan sayın Erdem Akakçe ise ancak pavyonda çalışan ucuz bir konsomatristin zil zurna sarhoş müşterilere gösterebileceği kadar heyecan, ilgi ve seviye ile karşımızdaydı..

 

Biliyorsunuz Sahne Arkası adında bir bölümümüz var. 30-40 kişilik gruplar halinde 2-3 haftada bir farklı bir tiyatro oyununu izlemeye gidiyoruz. Oyun öncesinde oyunla ilgili eleştiriler ile oyun ve oyuncular hakkında yazılar okuyoruz. Oyun sonrasında ise oyuncularla sohbet ediyoruz.. Dün de CKM’de 9 Ay Son Gün isimli oyundaydık.

Grubumuzun çoğunluğunun çok beğendiği oyun sonrasında daha önceden grup ile sözleştiğimiz şekilde salonda oyuncuları beklemeye başlıyoruz. Salona son gelen oyuncu, sayın Sermiyan Midyat’a Erdem Akakçe şu şekilde seslendiğinde nedense biraz saf bir iyi niyet ile şaka yatığını düşünüyoruz: “Sermiyan haydi çabuk gel de bir an önce bitsin şu muhabbet” ve sonra Erdem Bey alıyor eline sazı……

 

Erdem Akakçe'den İnciler...

“Sizi Fırtına’da izlemiştim Emel Hanım” ya da “bütün arkadaşlarımıza bu oyunu tavsiye edeceğiz” demek için bekleyen izleyicileri dinlemek “sabrından” ve onlarla konuşma “lütfünden” yoksun Erdem Bey, meğer tiyatronun sokaktaki insanın gündemini ele alması gerektiğine inanıyormuş. Sokaktaki sesi duymayan tiyatro olmazmış, olmamalıymış. Kendisi sokak çocuğuymuş, sokaktaki izleyiciyi hedef alıyormuş... muş muş muş... En azından söylediklerinde samimi olduğunun düşünülmesi için biraz seyirciye saygılı olmasını beklemek bile fazla kensisinden.. Yani hiç olmazsa “samimi”yi oynayacak kadar iyi oyuncu olmasını beklemek…

 

Oyunun hem yazarı hem yönetmeni hem de oyuncusu Sermiyan Midyat iyi niyetle bir şeyler anlatmaya çalışsa da sözleri Erdem Bey tarafından “senin ayakların kaç numara” ve “niye don giyiyorsun abi” gibi derin yorumlar ve komik espriler ile kesildiği için cümlelerini tamamlayamadı…

Son derece keyifli (!) sohbetleri için bir kez daha teşekkür ediyoruz..

 

Biraz da oyundan bahsedelim…

 

9 Ay Son Gün, yılın en iddialı komedi oyunlarından birisi. Bence komedi severleri doyuracak ve hatta halkın tiyatroya ilgisini arttıracak bir oyun. Sermiyan Midyat’ın yazdığı ilk tiyatro oyunu. Sermiyan Bey’in böyle güzel tiyatro oyunları yazmaya devam etmesini dilerim. İyi bir komedi oyunu izlemek isteyenlere de bu oyunu görmelerini tavsiye ederim.

 

Oyunun konusu çok orijinal: Ana rahminde 4 spermin hikayesi. Bu spemlerden birisi Sağcı-İslamcı, birisi Gay, birisi Liberal-Özalcı ve birisi de Solcu-Marksist. Bu 4 spermin içinde yaşadığı rahmin sahibinin bir canlı bomba olduğu ortaya çıkıyor ve izleyiciler trajikomik bir oyununun içinde buluyorlar kendilerini.

Sağcı ve gay rolleri oyunda son derece belirgin bir şekilde ortaya çıkmışken diğer 2 karakter kimliklerini bu kadar fark ettirmiyor. 1-2 ipucundan başka solculuk ve liberallik özellikleri detaylandırılmıyor. Hatta broşürde yazmasa Marksist özellikte bir karakterin canlandırıldığını fark etmek mümkün değil. Belki yazar bilinçli olarak espri yükünü diğer 2 karakterin üzerine fazlaca yüklemiştir, belki de ilk oyununda Sermiyan Midyat karakterleri dengeleyememiştir. Ancak bu durum dengesizlik oyunun eğlencesinden pek bir şey götürmüyor. Komedi oyunlarının klişesi “gay” rolleri bana hep ucuz komedi olarak gelir. Ancak bu oyunda son derece tadında oynanan bir gay rolü vardı. İsmail Bey’i tebrik ederim.

 

Oyunun yazarı, yönetmeni ve oyuncusu Sermiyan Midyat, Liberal-Özalcı spermi oynuyor. Çok bencil olan bu sperm fayda sağlayabileceği her yolu mubah görüyor. Bu karakteri izlerken çok eğlendim ancak Sermiyan Bey’e şunu hatırlatmak isterim : Espri yapmak, espriyi fark ettirmek ya da seyircinin dikkatini çekmek için bağırmaktan başka yollar da vardır. 2. perdedeki tiradı da dahil olmak üzere hep bağırarak oynadı, bu da oyunculuğunu geri planda bıraktı.

                                       

Solcu-Marksist sperm, Emel Çölgeçen’i daha önce Süleyman ve Öbürsüler oyununda 2 kere izlemiştim. Maalesef o renkli ve zengin oyunculuğu bu oyunda göremedim. Belki textte kendisine yeterince alan açılmadığından hep 2. planda kaldı. Bu çok komik oyunda genelde esprileri bağlayan, konuyu değiştiren karakteri oynadı. Bence sesi ve duruşu sahneye çok yakışıyor.

 

Oyunun “gay”i İsmail Hacıoğlu’nu ilk kez sahnede görüyorum. Televizyon ve sinemadaki başarılı oyunculuğu sahnede de devam ediyor. Bence en tehlikeli-riskli rolü tam tadında ve gereksiz abartmalara kaçmadan oynuyor. Mimikleri ve vücut kullanımı hem uyumlu hem de çok lezzetli…

 

Sağcı-İslamcı Erdem Akakçe, oyunda espri unsuru en çok üzerine yüklenmiş ya da bu unsuru en çok üzerine alan karakter. Tiyatro oyuncularının lejyonerlerinden olan Erdem Bey’in sahne sempatisi çok yüksek. Seyirci kahkahası arttıkça o da esprilerinin üzerine daha da basıyor. Konuşmadığı anlarda bile jest ve mimikleri sanki o anda herkes onu izliyormuş gibi devam ediyor. Sırf bu sebeple bir süre sadece onun seyircinin ilgisi başka bir karakter üzerindeyken neler yaptığını zevkle izledim. Kendisini daha önce “Kuzey Işığı”nda Bülent Emin Yarar ve Köksal Engür ile birlikte oynarken izlemiştim. 2 usta konusu çok ağır olan oyunu sesleri, jest ve mimikleri ile doldurup zenginleştirirken o, “Mr Bean” şeklini verdiği yüz ifadesiyle uyumsuz görünüyor ve sahnede sanki başka bir rol oynamak istiyormuş gibi, patlamaya hazır bir bomba gibi duruyordu. Bu oyunda aradığı rolü, senaryoyu ve ekibi bulmuş. Oyunculuğunu, en ince detaylarına kadar seyirciye gösteriyor ve bundan da sanki çok keyif alıyor.

 

Oyundaki seslendirmeleri yapan isimler : Zuhal Olcay, Ferhan Şensoy, Sumru Yavrucuk, Altan Erkekli, Bülent Emin Yarar ve Nihat İleri… Tek kelimeyle harika bir iş ortaya çıkarmışlar. Mesela Bülent Emin Yarar’ı anneyi canlı bomba olmaya ikna ederken dinlemek muhteşemdi..

Oyunun dekoru ve Ceza tarafından yapılan müzikleri de çok çok güzel. Belki Ceza bu oyuna özel bir çalışma yapabilirdi, bu oyun bunu hak ediyor çünkü…

 

İsmail Can Törtop

01.12.2007

can@tiyatrodunyasi.com



Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

deniz - ( 12/2/2007 )
Herşeye rağmen gene de iyi niyetli davranmaya çabalıyorum(!). Diyelim ki insanlık halidir ve - o insanlar da yaşgünlerini elbette bizlerle değil sohbet ederek değil arkadaşları ile sohbet ederek geçirmek istiyorlar - bu, önceden günü ve saati belirlenmiş olan etkinliğin tarihinin yaşgünleri ile aynı güne denk geldiğini farketmediler ya da son anda bir sürpriz bir kutlamadan haberdar edildiler...Diyelim...Ama davranış biçimi gene de böyle olmamalıydı. Belki kalabalık değildik ama gene gecenin bir saatinde biz de yapacağımız alternatif bir sürü işimiz arasından orada olmayı tercih etmiştik. En azından ustruplu bir özür dileme ile durum açıklanabilir ve kendilerini hoşgörmemiz rica edilebilirdi. En azından daha samimi bir açıklamayı hakettiğimizi düşünüyorum. Yoksa oyunculardan birinin de dediği gibi "ne işimiz vardı" orada...Kendimi gerçekten çok kötü hissettim o gece. Oyunun kendisi hakkındaki yorumumu sorarsanız...Oyun biter bitmez kafamda yaptığım yorumu söyleyeyim. Metin bence çok vasat. Oyunculuklar bence daha başarılıydı.

Serkan Akduman - ( 12/6/2007 )
Arkadaşlar oyunun yazıldığı günden bugüne kadar birsürü insan oldukça emek harcanmış, kafa yormuş ve birçok insan bu oyunu izleyerek keyifli bir gün geçiriyor. Biz böyle yıkıcı eleştiri yaparsak; ileride yazan da vazgeçer, oyuncu da oynamaz izleyici zaten az. Dolayısıyla tiyatro sanatını yaşatmaya çalışan arkadaşlarımızı takdirlerimizle ödüllendirmeliyiz. Birisi de bi hata yaptıysa ondan sadece ilgili kişi sorumludur. İzleyici zaten o kişiye hak ettiği ilgiyi gelecekte gösterir. Ama bu sorun hakkında tüm ekibi yargılamak oyunu izleyecek olanları önyargıya iter. Gelin biraz da bu oyundaki olumlu yanları yazalım. Sizce de bir Türk yazarın oyununu izlemekte ayrı bir keyif değilmi? :) Sevgiler...

Sedat - ( 12/11/2007 )
Bence tiyatro sahnede seyredilip alınırsa mesaj alınan alınacaksa keyif alınan bişeydir.Boş işleri bırakın oyuncular 2 saat gırtlak patlatıcak siz sonra çıkıp neden tiyatro? gibi bir soruyla karşılarına geleceksiniz:)) Hayattan ve yaşadıklarınızdan keyif alın dedim ya bırakın boş işleri....

Evren Bal - ( 12/2/2007 )
Erdem Bey’in Emel Hanım’a "Hadi gelsinlerde bitirelim gidelim" lafını duyduğumda ben de irkildim, fakat şaka zannettiğimiz bu sözün devamı da gerçekten şaka gibi gelişti.

Sanırım bu organizasyon yapılırken, son anda bir emri vaki yapılarak olmadı, günler öncesinden bu sayfada duyurusunu görerek katıldığım için planlanmış olduğunu düşünüyorum. Eğer 30 Kasım tarihi uygun bir tarih değilse, neden tamam dendiğini bir köşeye bıraksak bile "nezaket" gereği sohbetin başına fazla vakitlerinin olmadığını belirtip "terbiyesizlik" boyutuna varacak cevaplar vermeden 15 dakikada bizi uğurlamaları gerekirdi. Bunun yerine 15 dakika boyunca terbiyesizlikle karşılaştık.

Bu organizasyon "30 Kasım" tarihi için kabul edilmeyebilirdi, veya hiç kabul edilmezdi. "Hayır biz böyle birşeye sıcak bakmıyoruz" denilebilirdi. Ama kabul edildiyse, "layıkı" ile yapılamıyorsa bile, "nezaketli" yapılmalıydı. Sokaktaki insanın "yaptığı ama kabul etmediği" hareketleri kendisine göstererek "Ya evet ben bunu yapıyorum" dedirtmeyi amaçlayan ekip, Can Bey’in yazdığı bu yazıyı okuyup "Evet biz bu nezaketsizliği yaptık" demesini ümit ederim.


Yasemin Aktaş - ( 12/3/2007 )
Oyunu beğenip beğenmeme konusundaki cevabım elbette beğendim olacak! Oyunu ve oyuncuların (özellikle Erdem Akakçe ve İsmail Hacıoğlu’nun)performansını çok beğenmeme rağmen, beğenmediğim tek şey; Sahne Arkası’nda ki tavır ve davranışlarıydı. Halka inmek isteyen grubun, halk karşısında böyle mi davranması gerekiyordu? Bu yazı arkadan konuşmak gibi algılanmamalı. O esnada, bu yazılanlar söylenmiş olsaydı bile oyuncuların bu ilgisizliği karşısında söylenenleri pek dikkate alacaklarını sanmazdım . Böyle bir organizasyonun yapılacağı bir hafta öncesinden belliyken bu aceleci tavırlar niye? Neyse lafı daha fazla uzatmadan beklenin altında davranışlarla, kötü bir organizasyon oldu. Umarım diğer organizasyonlar bunun gibi bozulmaz.

Hazal Karabıyık - ( 12/5/2007 )
Ben şu ayakkabı numarası merak edilen kişiyim. Oyuna dyecek i kaç şeyim benimde var,, bende oyunun iki karakter üzerinde çok durduğunu ve Emel hanımın rolünün biraz geride kaldığını düşünüyorum, belki bu yazarımız tarafından tercih edilen bir şeydi. Bunun dışında hepsinin oyunculuğu mükemmeldi zaten dördüde kendini kanıtlamış insanlar.Bunun dışında asıl söyleşi için bir kaç şey söylemek istiyorum. Gerçekten beklenmedik bir vaziyetti söylesi. Bir alaycı durumu vardı anlamadığın bir şekilde, belkide orda bunu belirtemememiz birazda şaşkınlığımızdan kaynaklıydı. Ben o gün en sevdiğim hocalarımdan birini ısparta’ya giden uçakta kaybettiğimi öğrenmeme rağmen, akşam "komedi" tiyatrosuna geldim çünkü benim sorumlu olduğum bu tiyatroya gelmeleri için uraştığım, içnde ilk okulöğrencisi, bankacı, öğretim görvlisi,ev hanımı,anneanne olan,lise öğrencisi, profosör gibi geniş yalpazeli bir gurba söz vermiş olmamdı. Ben onlara olan sorumluluğumu eğer yerine getirebiliyorsam seyirci olarak, oyuncularımızda yapabilirlerdi. Benim oyunculardan beklentim söyleşi için söz vermiş olmları ama bunun yanında "işimiz var, hadi niye geldikki buraya" denmesiydi. Ayrcıa Sermiyan bey kendi tiyatrolarının nasıl kurulduğunu ciddi bir şekilde bize aktarmaya çalışırken, nie Erdem ve Emel hanım orda sanki kendi tiyarolarından bahsedilmiyormuş tavrıyla Sermiyan beyi bile dinlemediler anlamadım. Bu beni gerçekten çok kırdı.

Aslan - ( 12/12/2007 )
Peki oyun gösterimleri nerde yapılıyor, internette baya aramama rağmen bir programa ulaşamadım. Nerde izleyebiliriz?

ÖMER SEFA - ( 4/27/2008 )
Arkadaş valla ister inanın ister inanmayın gülmekten oturmaya vakit bulamadın.Bu oyunu çok beğendim çaok komikti ilk defa bu oyunu sevdim diğerlerinin de sevdim ama komik olduğu için en çok bunu beğendim.


yasemin - ( 12/1/2007 )
Sizin kadar objektif olmak isterdim ama objektif olmak zorunda değilim, çünkü ben "sadece" izleyiciyim. İzlediğimi yaşadıklarımdan ayırmam söz konusu olamaz. Basit bir sokak insanı olarak şunu söyleyebilirim ki, oyuncuların "harika!" bir performans göstermiş olduğunu varsaysak bile, sahne arkasındaki samimiyetsiz ve hoyrat tavırları aklımda oyunla ilgili olarak nahoş bir izlenim bıraktı. Tek yumurta dördüzlerinden 3 ünün erkek birinin kız, kordon bağı olmayan bir embriyonun (ya da sperm mi desem) 9 ay boyunca yaşaması ne kadar gerçekse bu oyunda o kadar komiktir. Traji komik. Detaylarıyla değil ama anahatları ve anlatım tarzıyla ilginç ve güzel bir konuyu , samimiyetsiz bir performansla izlemek isteyenler aman sakın kaçırmasın diyebilirim.

melike - ( 12/2/2007 )
ben oyunu beğenmedim..

sedat - ( 2/10/2008 )
erdem akakçeyi dün akşam kanaltürkte izledim.
takım elbisesi ve sakalı ile recep ivedik’i birebir benziyordu. örnek ala ala kendisine recep ivedik’i örnek almış taklit etmiş, helal olsun :))


pınar - ( 2/9/2008 )
ben hiç begenmedim oyuncular cokk ii olmasına ragmen konusu cok kotuydü bence o kdar berbat bir oyun ancak bu oyuncularla ii hale gelebilirdi.

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 566
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Üç Kızkardeş - İstanbul Şehir Tiyatroları (İsmail Can Törtop) - 12/9/2007
  • Şerefe Hatıralar - Tiyatro Pera (Üstün Akmen) - 12/7/2007
  • Yolumuzu Bulalım (Kabare Dev Aynası) - 12/6/2007
  • Akıllı Bulut (Ali Erdoğan) - 12/6/2007
  • Ben Artist Olmak İstiyorum - Bursa Devlet Tiyatrosu (İhsan Ata) - 12/6/2007
  • 403. KİLOMETRE - (Özgür Sahne) - 12/5/2007
  • Haldun Dormen Söyleşisi (Yasemin Aktaş) - 12/5/2007
  • Kadıncıklar - Sadri Alışık Tiyatrosu (Üstün Akmen) - 12/5/2007
  • Kadinciklar (Sadri Alışık Tiyatrosu) - 12/3/2007
  • YAŞAR NE YAŞAR NE YAŞAMAZ (Çalgılı, Şarkılı Oyun) - İstanbul Şehir Tiyatroları (Ayşe Müge Gerdan) - 12/3/2007
  • Sahne Arkası Ekibi 9 Ay Son Gün Oyunundaydı (İsmail Can Törtop) - 12/1/2007
  • HİŞT... HİŞT - Oyuncular Tiyatro (Üstün Akmen) - 12/1/2007
  • Bayazıt - İstanbul Şehir Tiyatroları (Cüneyt İngiz) - 11/27/2007
  • Evlilikte Ufak Tefek Cinayetler - Oyun Atölyesi (Üstün Akmen) - 11/27/2007
  • Tek Kişilik Şehir - Ankara Devlet Tiyatrosu (İhsan Ata) - 11/27/2007
  • Engin Alkan Söyleşisi (Yasemin Aktaş) - 11/24/2007
  • Mikado'nun Çöpleri - Yıldız Teknik Üniversitesi Oyuncuları (İsmail Can Törtop) - 11/23/2007
  • Kuva-i Milliye Kadınları - Konya Devlet Tiyatrosu (İhsan Ata) - 11/22/2007
  • An Interview with a Famed Stage Director Avra Sidiropoulou (Zeynep Kehaya) - 11/22/2007
  • Çıkmaz Sokak Çocukları - Tiyatro İstanbul (Üstün Akmen) - 11/20/2007
  • 9 AY sON GÜN - Tiyatro Oyunbozan (Yasemin Aktaş) - 11/19/2007
  • Yazar ve Çocuk (Erdinç Yapan) - 11/19/2007
  • Tiyatro Bambaşka (İstanbul) - 11/16/2007
  • Aşkın Yaşı Yoktur - Hadi Çaman Tiyatrosu (Üstün Akmen) - 11/16/2007
  • Düşler Bankı (Erdinç Yapan) - 11/16/2007
  • Can Tarlası - İstanbul Halk Tiyatrosu (Yasemin Aktaş) - 11/15/2007
  • Kürklü Merkür - DOT (Üstün Akmen) - 11/13/2007
  • 9 AY sON GÜN (Oyunbozan Tiyatro) - 11/12/2007
  • UYUŞMA (Değişim Atölyesi Oyuncuları) - 11/12/2007
  • Divane Ağaç "Yunus Emre" (İstanbul Şehir Tiyatrosu) - 11/9/2007
  • Tozlu Çizmeler (İstanbul Şehir Tiyatrosu) - 11/9/2007
  • GÖZÜ KARA ALATURKA (Bakırköy Belediye Tiyatroları) - 11/9/2007
  • Sığıntılar - Pervasız Tiyatro (Adalet Çavdar) - 11/9/2007
  • Erdem Akakçe ile Söyleşi (Yasemin Aktaş) - 11/9/2007
  • Bir Mahalle Ki - Ankara Devlet Tiyatrosu (İhsan Ata) - 11/7/2007
  • KADIKÖY'ÜN HALDUN TANER'İNE BİR DAMLA GÖZYAŞI (Cüneyt İngiz) - 11/7/2007
  • Profesör ve Hulahop (Üstün Akmen) - 11/6/2007


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..