| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Düşler Bankı
Erdinç Yapan



Boş bir bank ardından banka bir genç erkek oturur, kısa süre sonra da yanına yaşlı bir adam oturur.

               

Yaşlı adam: herkesin bir beklentisi vardır sona ya da başlangıca dair seninki nedir?

 

Genç adam: nasıl yani?

 

Yaşlı adam: yani niçin bu bankta oturuyorsun birini mi bekliyorsun yoksa az önce sevdiğinden mi ayrıldın?

 

GA: hayır bir amacım yok buraya oturmakta sadece güzel havanın tadını çıkarıyorum.

 

YA: aslında evladım bu bile bir amaçtır. Her ne kadar aksine inanmak istese de bazı insanlar herkesin bir amacı ve düşüncesi vardır, bir işi yaparken. Aksi takdirde boş bir iş olur ki yaptığı bu da doyuma ulaştırmaz,  İnsanın aklını ve doyumsuz vicdanını.

 

GA: belki de haklısınız ama bu aralar gerçekten boştayım yarına ve bugüne dair hiçbir beklentim yok.

 

YA: peki ya şu ana dair bir beklentin de mi yok genç adam.

 

GA: sadece kafamdaki sorunlardan ve sorulardan biraz uzaklaşmak olabilir belki.

 

YA: anlıyorum, peki sana bu konuda yardım etmemi ister misin?

 

GA: nasıl yani bunu nasıl yapacaksın ve benimle neden bu kadar ilgileniyorsun.

 

YA: sadece geçmişte yapılan yanlışları düzeltiyorum diyelim. Evet nedir cevabın sana yardım etmemi ister misin? Benden korkmana gerek yok.

 

GA: sana evet diyorum ama sadece merak ettiğim için söyle bakalım bana nasıl yardım edeceksin?

 

Yaşlı adam ayağa kalktı ve bankın etrafında döndükten sonra genç adamın arkasında durdu ellerini onun omuzlarına koydu ve…..

 

YA: başlıyoruz..

 

Bir anda ışıklar söner kısa bir aradan sonra ışıklar tekrar yandığında sahnede bir tek masa vardır. Sonra sahneye üzerinde yaşlı adamın giydiği pardesü olan genç adam gelir.

 

GA: işte buradayım ama nasıl geldiğime dair en ufak bir şey hatırlamıyorum, tek aklımda olan şey onun birazdan burada olacağı.

 

Bir süre sonra sahneye yaşlı adam girer onun üzerinde de genç adamın kıyafetleri vardır.

 

YA: gelebilmene sevindim geç otur demek isterdim ama gördüğün gibi sandalyem yok.

GA: peki neden bir masan var.

 

YA: her medeni insanın masası olmalıdır, bu dört ayaklı tahta parçası medeniyetin simgelerinden biridir.

 

GA: ama sandalyesiz hiçbir işe yaramıyor.

 

YA: öyle maalesef gelişme beraberinde hep bir şeylere ihtiyaç duyuyor hiçbir gelişmiş alet tek başına bir işe yaramıyor.

 

GA: peki şimdi ne yapmamızı önerirsin.

 

YA: yere çökmeyi öneriyorum tabi üzerindeki pardösünü kırıştırmaktan çekinmiyorsan.

 

Genç adam yere çöker ve oturur ancak yaşlı adam ayakta kalır.

 

 

GA: sen neden oturmuyorsun.

 

YA: üzerimde taşıdığım şeyler oldukça pahalı kıyafetler yere oturarak onların ziyan olmasına göz yumamam.

 

GA: uzun süre ayakta durmak sağlığına zarar verebilir bunu hiç önemsemiyor musun?

 

YA: ömrüm boyunca hiç bu kadar fiyakalı giysilerim olmadı, sağlığıma gelince ben ne kadar dikkat edersem edeyim yaşamım boyunca hep hastalıklarla boğuştum.

 

GA: anlıyorum, bir şey soracağım neden buradayım ve sen kimsin?

 

YA: anı yakalamak ve onun tadını çıkarmak için buradasın, benim kim olduğumun bir önemi yok.

 

GA: anı yakalamak mı?

 

YA: evet bunu sen istemiştin yoksa unuttun mu?

 

Genç adam heyecanlı bir şekilde ayağa kalkar ve çevresine meraklı gözlerle baktıktan sonra konuşmaya başlar.

 

GA: tabi ya şimdi hatırladım sen o parkta yanıma oturan adamsın ama nasıl oldu da seni unuttum.

 

YA: önemli biri olmadığım içindir.

 

GA: peki buraya nasıl geldik, ayrıca üzerindeki kıyafetlerde bana ait.

 

YA: sen anı yaşamayı bilmiyorsun galiba seni bir an için uzaklaştırdım sadece, sorunlarından

ve sorularından. Üzerimdekilere gelince sadece senin giysilerine askılık yapıyorum kırışmalarını istemeyiz değil mi?

 

GA: bu da ne demek, ayrıca ben de senin giydiğin kıyafeti giyiyorum nasıl oldu bunlar.

 

YA: önemli değil üzerindekiler de kıyafet değil zaten sadece aklını kapatan şeylerden arındırdım seni, ve farklı bir bakış açısı yakalaman için soydum üzerindekileri. Şimdi arınmak ister misin?

 

GA: sen nasıl bir adamsın bana neler yapıyorsun neden arındıracaksın beni?

 

YA: soru sormak seni cevaplara ulaştırmaz, önemli olan dinlemeyi bilmektir çok soru soranların kafası hep karışık ve sorunlu olur. Şimdi arınmak ister misin?

 

GA: peki bu nasıl olacak yaşlı adam, yine hiç bilmediğim bir yere mi götüreceksin beni.

 

YA: sen bunu kafana takma inanmak ve güvenmek rahatlatır yorgun beynini.

 

Yaşlı adam masanın üzerine çıkar ve ellerini yukarıya kaldırır, bir anda ışıklar söner. Tekrar ışıklar yandığında sahnede bir yatak ve bir ayna durmaktadır. Yatak kirli ve eskidir.

Yaşlı adam sahneye girer üzerinde beyaz bir entari vardır, aynanın karşısına geçer ve kendisine bakmaya başlar bu sırada genç adam yatağın altından çıkar.

 

GA: bu iğrenç bir şey şu yatağın haline bir bakar mısın?

 

YA: neden üzerinde uyunmaz mı sence bu yatağın?

 

GA: sorularımı çözmek yerine yeni sorularla çıkıyorsun karşıma, şimdi neredeyiz peki?

 

YA: ve sende yeni sorular soruyorsun sorularım karşılığında, kendini çözümleri bulmaya odakla. Yanıma gel ve aynaya bak.

 

GA: (yaşlı adamın yanında durur ve aynaya bakar) ama bu benim çocukluk halim nasıl olur?

 

YA: aynalar her zaman yansıtmak zorunda değildir bazen de içerdekini gösterir karşısındakine peki sen ne görüyorsun orada.

 

GA: çocukluk halimi görüyorum üstüm başım çamur içinde ama yüzüm gülüyor.

 

YA: demek ki kirli görünen her şey kötü olmak zorunda değil.

 

GA: ne demek istiyorsun?

 

YA: o yatak senin eski yatağın yıllarca üzerinde uyuduğun, korkunca altına saklandığın, senin oyun arkadaşın olan yatağın. Ama şimdi onu beğenmiyorsun.

 

GA: ama nerden bilebilirdim bunu üstelik yatak çok eski ve pis görünüyor.

 

YA: çünkü artık sen büyüdün.

 

GA: peki ne yapmalıyım?

 

YA: bunu ben bilemem çözüm sende ben sadece ruhuna yol gösteriyorum.

 

Genç adam yatağın yanına gider ve tiksinerek oturur kenarına.

 

GA: bu çok tuhaf.

 

YA: ne oldu?

 

GA: yatak çok yumuşak ve rahat ayrıca deterjan kokuyor mis gibi.

 

YA: belki de sana öyle geliyordur, yoksa yatak kirli ve eski. Ben buradan gayet net görebiliyorum, istersen onun üzerinden kalk yoksa kıyafetlerin kirlenecek.

 

GA: ben halimden memnunum, kendimi rahatlamış ve arınmış hissediyorum. Keşke her anımı bu kadar huzurlu yaşayabilseydim.

 

YA: böyle bir yaşam senin elinde istersen sana ufak bir yardımım bile dokunabilir. Her anını böyle yaşayabilirsin.

 

GA: istiyorum yaşlı adam her anımı arınmış ve huzurlu yaşamak istiyorum.

 

Yaşlı adam aynayı çevirir ve ayna dönerken ışılar söner. Sahne tekrar aydınlandığında tam ortada büyükçe bir saksı ve yanında bir fidan bulunmaktadır. Yaşlı adam elinde ufak bir kürekle toprağı eşelerken, genç adam sahneye girer.

 

GA: yine farklı bir yerdeyiz, peki bu sefer ne anlatacaksın bana.

 

YA: seni bir yere yönlendirmek gibi bir gayretim yok, biraz düşünürsen bunların hepsinin senin seçimlerin olduğunu anlarsın.

 

GA: diyelim ki öyle o halde neden nerede olduğumuzu bilmiyorum.

 

YA: kafan çok karışık hep sorunlara odaklandığın için hayatın keyifli taraflarını yaşayamıyorsun. Ve bende sana yardım ediyorum. Şimdi gel de şu fidanı ekmeme yardım et.

 

GA: tabi neden olmasın, şimdiye kadar hiç ağaç ekmemiştim.

 

YA: desene sayemde dikili bir ağacın olacak.

 

GA:  hiç böyle düşünmemiştim, sanırım haklısın.

 

YA: bu yaptığımız şey tıpkı öncekiler gibi bir amaç için bunca yıl boyunca neler yaptığını hatırlaman için.

 

GA: hiçbir şey yapmadım, hep günü yaşadım geceleri mutsuzluğuma ağladım. Belki de bir yol çizseydim kendime daha mutlu olabilirdim.

 

YA:  her insan için yol gereklidir, boş bir merada amaçsız giden bir birey kaybolmaya ve mutsuzluğa mahkumdur.

 

GA: bu ağaçla birlikte bende artık bir amaç için yaşayacağım.

YA: o kadar da kolay değil, bu fidanı sulaman ve onunla ilgilenmen lazım sevgi gösterirsen karşılığını alırsın.

 

GA: sevgi göstermek mi o sadece bir ot, biraz fazla duygusal olmuyor musun yaşlı adam.

 

Yaşlı adam hiçbir şey söylemez, fidanı ekmeyi bitirir ve ayağa kalkar. Elini genç adamın omzuna koyar ve ışık söner.

 

Işık tekrar yandığında ikisi de ilk plandaki bankta oturmaktadırlar.

 

GA: ( çevresine bakar şaşkın ve meraklı bakışlarla süzer) evet sanırım başa döndük.

 

YA:  zaten hep burada değil miydik?

 

GA: hayır, bir sürü yer dolaştık seninle hatırlamıyor musun?

 

YA: tüm yerleri yalnız başına dolaştın, ben sadece senin yanındaydım. Eşyalarını taşıdım.

 

GA: bana bir sürü şey gösterdin, hayata bakışımı değiştirdin. Artık çok daha rahat ve sevgi dolu bakabiliyorum yarınlara.

 

YA: bu dediklerinin hepsini sen yaptın bu kadar zaman boyunca ben burada oturdum ve gelip geçenleri izledim.

 

GA: buna inanmamı beklemiyorsun herhalde her şey o kadar gerçekti ki.

 

YA: demek ki çok güçlü bir hayal gücün ve temiz bir kalbin varmış. Şimdilik bana müsaade, eve geç kalırsam hanım başımın etini yer.

 

GA: dur sana sormak istediğim sorular var, neler yapmalıyım bundan sonra nasıl hareket etmeliyim.

 

YA: bu sorulara verilecek yanıtlarım yok, senin hayatın senin kararların.

 

Yaşlı adam banktan kalktı ve yürümeye başladı. Genç adam da onunla birlikte ayağa kalktı ama peşinden gitmekten vazgeçti. Sonra yanında bir çift eldiven buldu, üzerinde toprak lekesi olan bir çift eldiven.

 
Erdinç Yapan


Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

hayat gerçekten güzelmiş - ( 11/17/2007 )
hayatı çok güzel anlatıyor.bukadar uğraşmakmı lazım herşeyden arınmak için?

sefiller - ( 11/25/2007 )
cok etkılyeci .haytta kucuk seylerle mutlu olmayı bilmek ve amçsız yaşamak cok güzel .ellerin esaglık hocam.yüreğine sağlık

melike - ( 12/2/2007 )
ya çok beendim bnde tiyatro kursuna gidiorum va burda yazan şeler bana çok yardımcı oluyo eh biraz kopya çekiorum ama umarım affedersiniz :D:D tiyatro oynamak çok hosum agidio adapazarında gelen tiyaotralara önceden gitmiordum haberim bile olmuyordu ama kursa başladıktan sonra girmeye başladım arkadaslara ısrarlar yapar hale geldim çok zewkli bişeyy :D herkese tavsiye ederim bir kere izlemenizii:):):)

blue - ( 12/12/2007 )
düş gibi....kuguya biraz daha renk katılırsa seyri keyifli bi oyun olacağı kesin...tebrikler...

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 310
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Mikado'nun Çöpleri - Yıldız Teknik Üniversitesi Oyuncuları (İsmail Can Törtop) - 11/23/2007
  • Kuva-i Milliye Kadınları - Konya Devlet Tiyatrosu (İhsan Ata) - 11/22/2007
  • An Interview with a Famed Stage Director Avra Sidiropoulou (Zeynep Kehaya) - 11/22/2007
  • Çıkmaz Sokak Çocukları - Tiyatro İstanbul (Üstün Akmen) - 11/20/2007
  • 9 AY sON GÜN - Tiyatro Oyunbozan (Yasemin Aktaş) - 11/19/2007
  • Yazar ve Çocuk (Erdinç Yapan) - 11/19/2007
  • Tiyatro Bambaşka (İstanbul) - 11/16/2007
  • Aşkın Yaşı Yoktur - Hadi Çaman Tiyatrosu (Üstün Akmen) - 11/16/2007
  • Düşler Bankı (Erdinç Yapan) - 11/16/2007
  • Can Tarlası - İstanbul Halk Tiyatrosu (Yasemin Aktaş) - 11/15/2007
  • Kürklü Merkür - DOT (Üstün Akmen) - 11/13/2007
  • 9 AY sON GÜN (Oyunbozan Tiyatro) - 11/12/2007
  • UYUŞMA (Değişim Atölyesi Oyuncuları) - 11/12/2007
  • Divane Ağaç "Yunus Emre" (İstanbul Şehir Tiyatrosu) - 11/9/2007
  • Tozlu Çizmeler (İstanbul Şehir Tiyatrosu) - 11/9/2007
  • GÖZÜ KARA ALATURKA (Bakırköy Belediye Tiyatroları) - 11/9/2007
  • Sığıntılar - Pervasız Tiyatro (Adalet Çavdar) - 11/9/2007
  • Erdem Akakçe ile Söyleşi (Yasemin Aktaş) - 11/9/2007
  • Bir Mahalle Ki - Ankara Devlet Tiyatrosu (İhsan Ata) - 11/7/2007
  • KADIKÖY'ÜN HALDUN TANER'İNE BİR DAMLA GÖZYAŞI (Cüneyt İngiz) - 11/7/2007
  • Profesör ve Hulahop (Üstün Akmen) - 11/6/2007
  • Evlilikte Ufak Tefek Cinayetler (Ezgi Toz) - 11/4/2007
  • KANTOCU - İBB Şehir Tiyatroları (Ebru Güman) - 10/31/2007
  • KANTOCU (Cüneyt İngiz) - 10/31/2007
  • Kemal Başar’ın yönettiği Târgovişte’deki ‘Romeo Juliet’ (Üstün Akmen) - 10/27/2007
  • İYİ BAKIN AYNAYA! (Gül Arda) - 10/24/2007
  • Papucumun Kralı (Çocuk Oyunu) (Fevzi Günenç) - 10/24/2007
  • Akıllı Eşek (Çocuk Oyunu) (Fevzi Günenç) - 10/24/2007
  • Kurtla Kuzu Masalı (Çocuk Oyunu) (Fevzi Günenç) - 10/24/2007
  • Ormanlar Kraliçesi Kim Olsun (Çocuk Oyunu) (Fevzi Günenç) - 10/24/2007
  • Gülüş Düşler Ülkesinde (Çocuk Oyunu) (Fevzi Günenç) - 10/24/2007
  • Küçük Kaplumbağanın Evi (Çocuk Oyunu) (Fevzi Günenç) - 10/24/2007
  • Târgovişte’de Mc Ranin ile bir gece (Üstün Akmen) - 10/24/2007
  • Ceza Kanunu - İstanbul Şehir Tiyatroları (Ezgi Toz) - 10/23/2007
  • Ceza Kanunu - İstanbul Şehir Tiyatroları (Cüneyt İngiz) - 10/23/2007
  • Kuzey Işığı - Tiyatro Rast (Yasemin Aktaş) - 10/19/2007
  • İlk Göz Ağrısı - İstanbul Şehir Tiyatroları (Cüneyt İngiz) - 10/17/2007


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    12 Şubat'tan itibaren her PAZARTESİ Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..