| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Dışardakiler - Girne Amerikan Üniversitesi Tiyatro Kulübü
Hakan Yozcu



5 Ocak 2011 Çarşamba gecesi Girne Amerika Üniversitesi’nde Nazım Kurşunlu’nun yazdığı “Dışardakiler” adlı oyunu izledim.

“Dışardakiler” temelde akıl sağlığı yerinde olan kişilerle, akıl sağlığı bozuk olan insanların çatışmasını konu edinen tek perdelik bir komedi. Oyunun sonunda izleyici ister istemez şu soruyu kendine soruyor: “Akıllılar mı deli; yoksa deliler mi akıllı?” Çünkü oyunda yazar bunu sorguluyor.

Oyunda GAÜ Tiyatro Kulübü oyuncuları görev aldı. Oyuncular Ayşegül Kaçar, Sercan Koçak, Ozan Gözaçan, Gökhan Güneyli, Yağız Soya ve Nihal Sırha idi.

Ses Işık Efekt görevinde Veli Sezer Güvener, Sahne Amiri Yağız Soya, Reji Asistanı Tolga Gürbüz var. Yönetmenlik koltuğunda ise Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları sanatçısı Ertaç Hazer oturuyor. Yönetmen Yardımcıları Ozan Onur Erdoğan ve Ozan Gözaçan’dan oluşuyor.

Ben, oyunu çok beğendim. Oyuncular profesyonel olmamasına rağmen, profesyonelleri hiç aratmayacak bir şekilde performans sergilediler. Hareketli, canlı, güldüren ve güldürürken de düşündüren bir oyun oldu.

Dekor, bir muayenehane biçiminde düzenlenmişti. Bekleme odası ve Doktorun muayene odası olarak düşünülmüş. Sade, şatafata kaçmayan bir dekor.

Oyun altı kişilik. Önce hasta ile karısı sahneye girer. Kıyafetler oyundaki olayların habercisi gibi düzenlenmiş. Birinci hastanın kıyafeti kendisinin tuhaflığını ilk bakışta ele veriyor. Hareketlerinden karısı olduğu anlaşılan bayanın kıyafetleri ise oldukça şatafata kaçıyor. Renkli, cicili bicili, bol boncuklu bir kıyafet. Hele başına taktığı şapka dikkatleri çekiyor. Üzerinde kocaman bir çiçek var. Oyunda da kocası bunu belirtiyor: “Neden bu şapkayı taktın? Herkes bize bakıp gülüyordu.”

Adam, muayene olmak için eşiyle birlikte doktora geliyor. Fakat doktorun yanına eşiyle birlikte girmek istemiyor. Tuvalete gidiyor ve kayboluyor. Kadın sinirlenip evine dönüyor.

Oyunun ilerleyen dakikalarında adamın bir ruh hastası olduğunu anlıyoruz. Kadın daha sağlıklı görünüyorsa da aslında onun da tedaviye muhtaç biri olduğu zannına varılıyor.

Oyunun geri planında olan hemşire ve hastabakıcı erkek var. Oyunda fazla görevleri yok. Arada bir görünüyorlar. Aralarında bir ilişki olduğu hemen anlaşılıyor. Hemşirenin burada kıyafetiyle dikkatleri çektiğini belirtmeliyim. Güzel bir fiziğe sahip.

Doktor sahnede yok. Geç geliyor. Hep böyle yaparmış zaten. Oyuncuların konuşma aralarında doktorun bazen kılık değiştirdiği, orada hastaların aralarında olduğu ve onları dinlediği geçiyor. Bu arada eli çantalı biri geliyor. Konuşmuyor ve sadece dinliyor. Burada izleyici az önceki konuşmalardan bu adamın doktor olabileceği kanısına varıyor. Ve sonra adam doktor olduğunu söylüyor. Ama beklenilen doktor değildir.

Eli çantalı adam aslında bir bilim adamıdır. Hatta beklenilen doktorun hocasıdır. İlerleyen sahnelerde bu adamın bazı düşüncelerinden dolayı doktorluktan men edildiğini anlıyoruz.

Adamın sıradışı fikirleri vardır. Bu fikirler rağbet görmez. Tıp camiasında “Deli” olarak algılanmıştır. Tedavi dahi görmüştür. Çünkü eli çantalı adam doğal yaşamdan söz eder. Tabiatın gücüne inanır. Sosyal yaşamda rahat olunması gerektiğine inanır. Dolayısıyla bu fikirler teknolojiye ters düşer. Teknolojiye ayak uyduran insanların işine gelmez. Çünkü rant sağlayamayacaklardır.

Eli çantalı adam hastaya gazete okumamasını, doğaya çıkıp uzun yürüyüşler yapmasını ve kesinlikle ilaç kullanmamasını söyler. Sinirli, saldırgan, mutsuz olan insanlarla da konuşmamasını ister.

Asıl beklenen doktor, daha sahneye girmeden sesi ile belirir. Sinirlidir. Bağırıp çağırır. Personele, hastalara sürekli bağırır. Küfürler savurur. Sert biridir. Hastalarından bıkmış bir görüntüsü vardır. Kendisinin de sinirleri bozulmuştur. Sağlığı yerinde değildir.

Bütün bunlara bakınca, insanların olumsuz yaşamlarından dolayı strese girdiklerini, bu nedenle sağlıklarının bozulduğunu buna çözüm bulmak için de doktora gittiklerini görüyoruz. Muayenehanede ise doktor ile hastaların ilişkilerine tanık oluyoruz. Burada doktorlara da şüphe ile bakıyoruz. “Yıllardır hastalarla uğraşan ve bu nedenle sağlık durumu bozulmuş olan doktorlar mı hasta?” demeden kendimizi alamıyoruz.

Doktora muayene için gelen hastalar, içerdekiler olarak veriliyor. Hasta olmayan sağlıklı kişiler ise dışardakiler olarak temsil edilmiş.

Dışardakiler, sosyal hayata ayak uydurmuş kişiler olarak veriliyor. İçerdekiler ise dış dünyadan kopmuş, sosyal hayata ayak uyduramayan kişiler olarak düşünülmüş. Oyun sonunda ise hasta “Bir an önce içeri dönmenin yolunu bulmalı. Çünkü dışardakileri hiç gözüm tutmadı” diyor.

Buradan da gerçek hastaların içerdekiler mi yoksa dışardakiler mi olduğu sorusu kafalarda oluşuyor. Bu sorunun cevabını ise seyirci oyun sonunda evine giderken kendi kendine veriyor.

Oyunun yazarı Nazım Kurşunlu Cumhuriyet devri oyun yazarlarından biri. İstanbul’da doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi inşaat Fakültesini bitirdikten sonra, bir süre inşaat mühendisi olarak çalıştı. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda görev yaparken geçirdiği bir kalp krizi sonunda Ankara’da öldü. Devlet Tiyatroları ve İstanbul Şehir Tiyatrolarında oynandı. Radyo oyunları da yazdı. Eserlerinden bazıları şunlardır: Melekler ve insanlar, Branda Bezi, Çığ, Dumanlıda Telaki Var, Merdiven, Analar Babalar Okulu GAÜ Tiyatro Grubu öğrencilerini ve yönetmenleri Sayın Ertaç Hazer’i kutluyorum.

Hakan Yozcu
hakan.yozcu@hotmail.com

Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 940
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Salaklar Sofrası (H. Can Utku'nun çevirisi) - 1/10/2011
  • Postmodernist Kültür Üzerine Bir İnceleme (Serkan Fırtına) - 1/10/2011
  • Kenter Tiyatrosu'nda Zorla Güzellik (Metin Boran) - 1/10/2011
  • Tarlakuşu Muydu, Bülbül Müydü Jülyet? (Cüneyt İngiz) - 1/10/2011
  • Sözcükler Can Yücel'i Özler (Yurdagül Yurtseven) - 1/9/2011
  • Tiyatro Gerçek'in Yeni Oyunu: Annem Yokken Çok Güleriz (Arda Aydın) - 1/7/2011
  • Ahmet Cemal, Shakespeare ile Oyun Atölyesi Arasında ve Seyircinin Korunması (Melih Anık) - 1/7/2011
  • Tiyatro Sahnesi ya da Kuaför Lobisi (Gizem İbak) - 1/7/2011
  • Şaha kalkan Küheylan… Kocaeli Şehir Tiyatroları (İhsan Ata) - 1/7/2011
  • Üstün Akmen'den Vanya Dayı ve Marat/Sade Eleştirisi (Üstün Akmen) - 1/7/2011
  • Dışardakiler - Girne Amerikan Üniversitesi Tiyatro Kulübü (Hakan Yozcu) - 1/7/2011
  • 2. Ulusal Mardin Çocuk ve Gençlik Tiyatro Festivali Üstüne Bir Değerlendirme (Burhan Gün) - 1/7/2011
  • Engin'lere Yelken Açmış Bir Grande Dame Oya Palay (Can Murat Yaşar Şengel) - 12/31/2010
  • Öğretmenliğe Dair Bir Oyun: Ben Öğretmenken (Mustafa Acar) - 12/31/2010
  • Benim Bu Tiyatroya Borcum Var (Arda Aydın) - 12/31/2010
  • İşsizler Cennete Gider (Metin Boran) - 12/29/2010
  • 2010'un Son Gününde Vacip Olan Vicdan Muhasebesi (Üstün Akmen) - 12/29/2010
  • Cezmi Ersöz'ün Hesaplaşması: Kendi Kendine Konuşmaktır Aşk (Üstün Akmen) - 12/28/2010
  • Fenerbahçe'li Alex ve Tiyatro -Sıla-dır (Melih Anık) - 12/22/2010
  • Bana Aşkı Öğreten Şarkıcı İstanbul'dan Geçti: Peppino Di Capri (Üstün Akmen) - 12/22/2010
  • Metafor Denizinde Bir Oyun : Alemdar (Tohum ve Toprak) – İBB Şehir Tiyatroları (Melih Anık) - 12/21/2010
  • Ali H.Neyzi'nin Shakespeare Tercümelerinden Yola Çıkarak (Melih Anık) - 12/21/2010
  • Karışan insan hayatları: Bavul (İhsan Ata) - 12/21/2010
  • Nejdet Erdem'den 3 Skeç (Nejdet Erdem) - 12/19/2010
  • İstanbul Devlet Tiyatrosu – Üsküdar Tekel Sahnesi'nde Bir Ötekileşme Tragetyası; Baştan Çıkarma (Savaş Aykılıç) - 12/19/2010
  • -Kelimelerin Efendisi- LaBute'dan Zorla Güzellik - Kent Oyuncuları (Melih Anık) - 12/16/2010
  • Savaşlar Ölüler Gömülünce Kazanılırın Oyunu: Ölüleri Gömün (Üstün Akmen) - 12/16/2010
  • Düşüşen Maskeler (Nejdet Erdem) - 12/16/2010
  • Tiyatro Ayna'dan Bir Kadirşinaslık Örneği: Türkan Işık Yolcusu (Üstün Akmen) - 12/16/2010
  • Apolitikleştik (Erkul Eğilmez) - 12/16/2010
  • Perde Açılsın mı? (Melih Anık) - 12/13/2010
  • Hangisi Karısı (Cüneyt İngiz) - 12/13/2010
  • Ustalardan Bir Tangoya Ne Dersiniz?: Temiz Ev (Can Murat Yaşar Şengel) - 12/13/2010
  • Dünyanın Ortasında Bir Yer (Duygu Tekin) - 12/12/2010
  • Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin… (Yurdagül Yurtseven) - 12/12/2010
  • İstanbul'da Tragedyanın Başına Gelen Tragedya: Bakhalar (Üstün Akmen) - 12/12/2010
  • Aldatan kim? (İhsan Ata) - 12/12/2010
  • Önce İnsan Önce Tiyatro (İlkay Sevgi) - 12/12/2010
  • Dünyanın Suyu Çıkmış (Skeç) (Yunus Emre Akgünler) - 12/8/2010
  • Dünyanın Suyu Çıkmış (Skeç) (Yunus Emre Akgünler) - 12/8/2010
  • Mış Gibi... (Tek Perde) (Burak Küçük) - 12/8/2010


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..