| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Pıtchfork Disney / Korku Tüneli
Pınar Çekirge




Philip Ridley'in yazdığı "PITCHFORK DISNEY/KORKU TÜNELİ", hiç kuşkusuz sezonun en ilginç oyunların biri. Yazarın gözlem gücünü, sınırsız ayrıntı zenginliğini, bizi çocukluğumuzun gizli dehlizlerine götüren kanlı, derin kazıları yaşamak ve özellikle Murat Mahmutyazıcıoğlu'nun o başdöndürücü oyun virtüözlüğünü yeniden izlemek için bu oyunu mutlaka görün, derim.Başta yönetmen, tüm kadro insan ruhunun inanılmaz cinnetini, doruk ve düşüşünü sahnede yaşar kıldığından mıdır ne, oyun bittiğinde ter içindeydim.Gerçekle kurmacanın sınırında kaybolmuş olmalıydım.Korkuyordum..sanırım bütün salon korkuyor, ve bizler, tiyatro izleyicileri, efsunlanmışcasına bu olağanüstü eseri alkışlıyorduk.

Freud “Inhibitions - Symptoms and Anxiety” (1926) adlı kitabında anksiyete konusunda yeni bir sav ortaya atmıştı.Freud'a göre, reel dış kaynaklı anksiyete ve nörotik iç kaynaklı anksiyetenin her ikisi de tehlikeli durumlara bir tepki olarak ortaya çıkmaktaydı.İşte bu noktada, Freud anksiyeteyi oluşturan durumların iki ayrı tipini belirledi. Bunlardan biri doğum olayı ile ilk prototipini yaşayan, içgüdüsel uyaranın karşı konulmaz etkisiydi ve kuşkusuz travmatik bir durumdu.İkinci ve daha yaygın olanı ise, tehlikenin oluşturduğu durumlardan ziyade, tehlike beklentisi içinde gelişen anksiyetenin meydana çıkışıydı.Presley ve Haley Stray kardeşler işte bu duyguların tesirindeydiler.

Herşey Londra'da bir evde yaşayan ikiz kardeşler Presley ve Haley Stray’in korkuları, kâbusları ve ufunetli geçmişleriyle ilgili problemler etrafında gelişiyor.Kaygı o kadar yoğun biçimde sunulmuş ki sahnede, adeta dokunabiliyorsunuz.Dokunduğunuz, pek farkında olmasanız da, kendi korkunuz aslında, kendi kaygınız.Gerçekle hayal arasındaki çizgi o kadar belirsiz, o kadar silik soluk ki zaten.Neyle, neden yüzleştiğinizi bile ayrımsayamıyorsunuz ilkin..ama sonra..birdenbire...!

"Bir daha kimsenin onları örselemeyeceği bir dünya"ya sığınmıştı Presley ve Haley Stray kardeşler.Dış dünya soğuk, karanlıktı çünkü.Tehlikelerle, bilinmezliklerle, pusuda bekleyen dehşetle doluydu.Onları ayakta tutan " bilinçaltında yaşanan, bir gün anne karnına dönme, dönebilme isteği...rahim-içi varoluşun o uçsuz bucaksız güç ve huzur ortamına yönelik sayrısal hasret"ti aslında.

Tümüyle narsistik bir canlı olarak fetus konumunu özlüyorlardı.Duyumsanan şiddetli doğum travmasıyla başa çıkmak adına daha çok çikolata..daha çok uyku hapı.Düş ve hayallerin içiçe geçtiği bir hayat.Yüzleşilen, yüzleşmekten kaçınılan hakikatler..hep bir kuytuluğu arayış..hep bir sığınağın izini sürüş.O kadar kırılgan, o kadar çaresiz..o kadar kimsesiz ve kimliksizdiler ki.Benliklerinin rahim içi duruma yönelik regresyonu bundandı belki de.Evin kapısında sayısız kilit ve zincir vardı.Kendilerini o kadar güvensiz hissediyorlardı ki.Sonra bir gün Presley’nin pencereden gördüğü iki yabancı Cosmo Disney ve Pitchfork Cavalier ile tüm dengeleri altüst olacaktı.Artık kabuğu kırılmış istakoz gibiydiler.

Presley umutsuzca soruyordu :

"....senden alındıktan sonra kim başka kollar, bacaklar ve kalpler ister ki,
sana dokunmak istemedikten sonra kim dokunacak parmaklar ister
seni görmek istemedikten sonra kim görecek gözler ister,
ve doğru şeyler söylemek istemedikten sonra kim konuşacak başka sesler ister ki...."

Bazen tek bir replik ne kadar çok şeyi birden anlatabilir.Nem vurgunu camın soğukluğuyla ürperdim o an.Maziye, çocukluğumun öncesiz sonrasız korkularına, endişelerine dönüverdim.Nasıl desem, bir prehistorya kazıcısıydım.Presley ve Haley'e eşlik ediyordum.

Korkunun tutsak aldığı gün ve geceler, bilinçaltının kuyuya atılan taşlar gibi öfke duvarlarına çarpan hayallerle savaşma(ma) zamanıydı.Geçmişin silinemeyen izleriydi onları uykusuz bırakan.( Bu kaçıncı, hep aynı kabus ! )

Presley: “Sen uslu bir kızsın Haley. Bunu biliyor musun?”

Haley : “Uslu olup olmamamın bir önemi yok. Her şey patlarken değil. Hiçbir hatamız olmamasına rağmen birçok şey bizi toz duman edebilir. Kendimizi kurtarmak için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Beni korkutan da bu!”

Presley: “Tekrar anlatayım mı?”


Presley ve Haley o derece yetkin ve nüanslı bir performansla yansıtılmış ki, Banu Çiçek Barutçugil, Murat Mahmutyazıcıoğlu, Ushan Çakır, Eyüp Emre Uçaray herkes muhteşem.Ucuzluğa, kolaylığa kaçılmamış.Gerçeküstü, inanılmaz, vahşi bir öyküde unutulmaz ' insan manzaraları' billinçaltı gelgitleri, kan bulaşığı hınçlar sergilenmiş.Tiyatro Sıfırnoktaiki'yi, bir uzun mesafe tiyatrosu oldukları için kutluyorum. Şablonlu, şematik tipolojinin içinde hapsolmadıkları için de.

Ve son söz: Sam'in ardından Presley kimliğiyle de, ilginç karakterleri başarıyla yaşar kılmaya devam eden Murat Mahmutyazıcıoğlu daha sahneye ilk adımını attığı, ilk repliğini söylediği anda bir esintiyle dolduruyor salonu, hiçbir şeyi tesadüfe bırakmadan ' dorukta ' oynuyor.Rolünü yine iliklerinde duymuş, başka ne söyleyebilirim ki ? Onu düşündüğümde, nedense, aklıma ilk gelen "A Streetcat Named Desire"de Stanley oluyor hala.Blanche DuBois'i öfkeyle süzen Stanley Kowalski.Ve geç kalmış Herald.

Oyun bitti.Alkışlar kesildi.Salon boşaldı.Kalakaldım oturduğum yerde.Korku zıpkın gibi sıyırıp geçmişti.Sonsuz bir yalnızlık hissiyle ürperdim.Presley ve Harley kardeşler çok da yabancım sayılmazdı aslında.Pencereyi araladım.Soğuktu..yağmur soğuydu bu.Cosmo Disney ve Pitchfork Cavalier 'le işte tam o an gözgöze geldim. Yannis Kavafis kuşatıverdi beni: "Vakit geç / Ölüm geri çeviriyor / Hayat istemiyor../ Ben şimdi nereye gidebilirim ki ? "

Pınar Çekirge

Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 32
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Tiyatroda Oyun Seçimi ve Anlamı Üzerine bir Deneme… (Melih Anık) - 4/20/2010
  • APARTMAN ya da Yalnızlığa Atılan Düğüm (Pınar Çekirge) - 4/20/2010
  • Yiğit Sertdemir'den bir Çığlık: Fail-i Müşterek (Melih Anık) - 4/7/2010
  • Artık Hiçbir Yer... (Oya Palay) (Pınar Çekirge) - 4/7/2010
  • Kemal Başar'dan Postmodern Bir Uyarlama… Romeo ve Juliet (İhsan Ata) - 4/7/2010
  • Tamer Levent Gene Sahnede ve Gene Yüceliyor: Yalancının Resmi (Üstün Akmen) - 4/7/2010
  • Geçmişten Günümüze Yayınlanan En Güzel Tiyatro Bildirileri (Yurdagül Yurtseven) - 4/4/2010
  • Hizmet Etmeyi Kabul Etmeyin ya da Başınıza Geleceği Kabullenin: Mefisto (Üstün Akmen) - 4/1/2010
  • Kafka'nın Davası (İlkay Sevgi) - 4/1/2010
  • Gibi Yapanlar Perdelerini Son Kez Kapattı! (Mehmet Demirtaş) - 3/30/2010
  • Pıtchfork Disney / Korku Tüneli (Pınar Çekirge) - 3/29/2010
  • -Ben Patronum- Diyen Mehmet Ergen'e Cevap: Köpürmeyin Sayın Ergen! (Melih Anık) - 3/29/2010
  • Dünya Tiyatro Günü'nde Hadi Çaman'a 2. Mektup (Rengin Uz) - 3/27/2010
  • Tiyatro Gününde Perdeler Kapansın (Nedim Saban) - 3/27/2010
  • Arkadaşlarıma Güzelleme (M. Ergün Işıldar) - 3/26/2010
  • Gaziosmanpaşa Ferih Egemen Sahnesi'nde Yetişkinlerle Çocukların Boks Maçı: Büyüyünce Ne Olacaksın? (Ceren Okur) - 3/25/2010
  • Gül'e Ağıt - Darülbedayi Çıkmazı - Özlem Türkad (Üstün Akmen) - 3/23/2010
  • Olmadı Sayın Anık (M. Ergün Işıldar) - 3/23/2010
  • Euripides, Bakhalar ve Baküs (Dündar İncesu) - 3/23/2010
  • Kafes'in İçindekiler ve Dışındakiler (Rengin Uz) - 3/21/2010
  • Tiyatro Kedi, tiyatrokare ve Talimhane Tiyatrosu Artık Rüştü Uzel'de (Efe Deprem) - 3/21/2010
  • Melih Anık’ın -Ben Patronum- ile ilgii yazısına Mehmet Ergen’den cevap (Mehmet Ergen) - 3/21/2010
  • Ben Patronum - Aksanat Yeni Kuşak Tiyatro'ya ve Mehmet Ergen'e Yakışmadı… (Melih Anık) - 3/21/2010
  • Keserken kendini bileyen bir bıçaktı (Pınar Çekirge) - 3/21/2010
  • Karagöz Geri Döndü (Ayşe Müge Gerdan) - 3/12/2010
  • Papaz Kaçtı - İskele Sanat ve Kültür Derneği Tiyatro Topluluğu (Hakan Yozcu) - 3/12/2010
  • Dişil ve Eril Dengede "BİZ" (Asmin N. Singez) - 3/12/2010
  • Gerçek Oyuncu Aslına En Uygun Biçimde -Gibi- Yapandır (Pınar Çekirge) - 3/12/2010
  • Tiyatroma Dokun (Nedim Saban) - 3/10/2010
  • ABT Üçlemesi (Savaş Aykılıç) - 3/10/2010
  • Konya Devlet Tiyatrosu'nda Tomris Çetinel Resitali: Gılgameş (Üstün Akmen) - 3/10/2010
  • Bu Sezonun Bir Başka Shakespeare Kolajı: Aşk Sözleri (Üstün Akmen) - 3/5/2010
  • Shakespeare'den Alıntılar ile -Bana William Deyin- (Dündar İncesu) - 3/5/2010
  • Karagöz Türkiye'ye Çin'den mi geldi? (Özcan Buze) - 3/5/2010
  • Tiyatroma Dokunma (Nedim Saban) - 2/24/2010
  • Bırakın Yıldızlar Avuçlarında Kalsın... (Rengin Uz) - 2/24/2010
  • 100 Yazıda Düşüncelerimi Paylaştım – Eleştiren, Eleştirmen (Melih Anık) - 2/17/2010
  • Sadri Alışık Tiyatrosu'ndan Bir Orhan Kemal Klasiği: 72. Koğuş (Üstün Akmen) - 2/17/2010
  • Seni Seviyorum Diyecek Kadar Sarhoş oldunuz mu hiç? (Pınar Çekirge) - 2/15/2010
  • Bu Oyuna Gelmeyin (Nedim Saban) - 2/15/2010
  • Para Uygarlıksa, Uygarlık da Paradır: -Alışveriş ve S***ş- (Üstün Akmen) - 2/10/2010


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..