| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Faşizme inat direnmenin adı Olga Benario 100 yaşında: "Olya"
Üstün Akmen



Hangi yüzyılda yaşarsak yaşayalım, hangi tarihte olursak olalım, dünyanın neresinde bulunursak bulunalım gerçek şu ki devrimciler teknolojik olarak, maddi güç olarak kat be kat üstün olan bir düşmana karşı savaşmış ve hâlâ savaşmakta. Bunun karşılığında, sahip oldukları zenginlikleri, düzenlerini yitirmek istemeyen egemenler, iktidarlarını koruyabilmek için doğal olarak akla hayale gelmeyecek yöntemlere başvuruyor. Hedefleri, halkın mücadelesini bastırmak ve bunun için de halkın öncüsü olan devrimcileri yok etmek. Devrimci örgütlenmeleri, kurumları dağıtmak için örgütleniyorlar. Ordularını, polislerini, gizli servislerini, muhbirlerini, her şeyi ama her şey bu doğrultuda düzenliyorlar.

Özveri, dikkat, disiplin
Bu durumda ne yapsın devrimci? Devrimci de, düzenin saldırıları karşısında örgütsel yapılarını, kadrolarını korumak, düşmanın saldırılarını boşa çıkartıp karşı saldırılar düzenlemek, mücadelenin kesintisizliğini sağlamak için illegal örgütlenme biçimlerine başvuruyor. Devrimci örgütlenme, düşmanın devrimci hareketlere ulaşması ve darbeler vurmasının önünde büyük bir engel oluşturuyor. Ancak, bu “engel”in yeterince güçlü olması için illegal faaliyeti sürdüren kadroların, savaşçıların da oluşturulmuş yaşam biçimine, kurallarına koşulsuz uyması gerekmekte. Özveri gerekmekte, dikkat gerekmekte, disiplin gerekmekte.

Devrim romanları
Devrim mücadelelerini anlatan benim bildiğim çok sayıda roman var. Hemen her romanda yasadışıcılığın güçlükleri, zorlukları anlatılmış. Aynı romanlarda devrimcilerin bu zorlukları nasıl göğüsleyecekleri de öyküselleştirilmiş. Bunun dışında, illegal yaşama ilişkin çeşitli kural ve özellikleri de bu tür kitaplarda bulmak elbette olası. İllegal yaşamların kimisi bize biçim olarak değişik gelse de, dikkat edildiğinde içerik aynı. Bu romanlar devrimin hangi zorluklarla, hangi bedellerle, ne büyük özverilerle kazanıldığını öğrenmemiz için yararlı.

Olga’dan Olya’ya
Brezilya’lı yazar Fernando Morais, “Olga” adlı belgesel romanında olağanüstü bir kadının, Olga Benerio’nun hareketli yaşamını ve trajik ölümünü anlatmıştı. Olga Benario, 1908 yılında Münih’te doğar. 1923 yazında genç komünistlerden oluşan Schwabing grubuna katılır. Otto Braun’la tanışır. Onun da desteğiyle askeri stratejiler, Marksizm konularında yetkinleşir. Bir yıl sonra Otto’yla Berlin’in işçi kesimi Neuköln’e yerleşir. KG’nin ajitasyon ve propaganda sekreterliğine ve sonra siyasal sekreterliğine getirilir.1926 yılı Ekim ayında Otto’yla birlikte vatana ihanet suçundan tutuklanır, daha sonra serbest bırakılır. 11 Nisan 1928‘de ise hala tutuklu olan Otto’yu Moabit Hapishanesinden kaçırır. Sonra Moskova’ya geçerler. KGE merkez komitesine seçilir. İngilizce, Fransızca öğrenir, Rusçasını güçlendirir. Hafif ve ağır silahlar kullanmayı, Kızıl Ordu’nun bir kara birliğinde ata binmeyi öğrenir.1931 yılında Fransa’ya, İngiltere’ye gönderilir, eylemlerde tutuklanır, sonra serbest bırakılır. Moskova’ya geri döndüğünde Komünist Gençlik Enternasyonalinin beşinci kongresinde başkanlığa seçilir. Moskova’da Zhukovski hava kuvvetleri akademisinde paraşüt ve uçuş dersleri alır.

Olga’nın hüzünlü yaşamı
1934 yılında Komintern tarafından, gerçekleştirilmesi planlanan Brezilya Devrimine katkı sunmak ve Umudun Şövalyesi Luiz Carlos Prestes’in güvenliğini sağlamak üzere görevlendirilir. 29 Aralık gecesi Prestes’le Brezilya’ya gitmek üzere Moskova’dan ayrılırlar.Uzun yolculukları sırasında birbirlerine aşık olurlar. 27 Kasım 1935 yılında devrim girişimi başarısızlıkla sonuçlanır. 5 Mart 1936’da Rio De Janeiro’daki evlerine yapılan baskında polisler tam ateş açacağı sırada Prestes’in önüne geçerek, onu ölümden kurtarır. Tutuklandıklarında Olga, Prestes’ten hamiledir. Vargas hükümetince, Gestapo’yla yapılan işbirliği sonucu hamileliğinin yedinci ayında hapisaneden alınarak Hamburg’a giden bir gemiye bindirilir ve sınır dışı edilir. Hamburg’da gemiden alınarak Berlin Barnim hapishanesine gönderilir. 27 Kasım 1936’da çocuğunu hapisanede doğurur. Bir yıl sonra kızı Anita Leocadia Prestes elinden alınır. 21 Ocak 1938’de SS’ler tarafından Lichtenburg toplama kampına gönderilir. 1939 yılında ise Ravensbrück toplama kampına... Ve oradan da Bernburg toplama kampına…
Zafer Diper’ in yaptığı
Bizim Tiyatro, tiyatroyu yaşam biçimi seçmiş ve tam yirmi yedi yıldır politik tiyatro yapan Zafer Diper’in önderliğinde, bu kere de işte bu olağanüstü dirençli devrimcinin, Olga Benario’nun devrime adanmış ömrünü konu almış. Böyle bir konuyu seçmek, tam kırk beş yıldır sahnelerde olan, yirmi yedi yıldır cesaretle, özveriyle politik tiyatro yapan, demokrat duruşu, toplumsal sorunlara duyarlı kişiliğiyle gerçek sanatçı örneğini veren enderlerimizden Zafer Diper’e doğrusu pek yakışmış. Fernando Morais’in “Olga-Yürekli Bir Kadının Yaşamı” romanından yararlanarak oyun çıkarmış, yönetmiş. Son derece genç bir kadroyla çalışmış. Didem Başer (diğerlerinden bir adım önde), Aslı Nişancı, Nevin Doğan, Ezgi Besen, İzgen Diper, Özgür Sağlık’tan oluşan bu kadro doğrusunu söylemek gerekirse ne Nazan Diper’den, ne de Zafer Diper’den yardım almamış ya da alamamış. Alamayınca amatör acemiliğinden kurtulamamış (somut örnek, mıntıka temizliği tablosu). Oyun almış başını gitmiş, inandırıcılıktan uzaklaşmış.

Genç oyunculara önerilerim
Hiç mi hiç kırmak istemediğim bu genç oyunculara benim önerim (dikkat buyursunlar “öğüdüm” demiyorum), oyunculuğun olmazsa olmazlarından biri sayılan “gerekçelendirme”, yani oynarken ikinci bir eylem gerçekleştirme işini savsaklamamaları. Gerçekleştirdikleri eyleme neden yaratmaları. Gerekçelendirmeyi satırların arasında değil, kendi içlerinde arayıp bulmaları. Gerekçe olarak yarattıklarından heyecan duymaları. Gerekçelendirmeyi, sahnede oldukları süre içinde kafalarının içinde sürdürmeleri. Gerekçelendirmelerini “anlık” ve “içsel” olarak iki kategoriye ayırmaları. Sonra… Neyse!..

Yaratıcı kadronun diğerleri
Süreyya Karaduman’ın müziğine ses etmeyeyim, ama ışık tasarımı berbat ötesi. Emine Çakır’ın giysi tasarımı sıradanın da altında. Tutsaklar soğuktan tir tir titrerken, Nazi subayı nasıl oluyor da üzerinde palto olmaksızın tutsakların yanında aslanlar gibi kasılıyor, anlayamadım. Daha da eleştiririm eleştirmesine de, sanırım Çakır metni okumadan anlatılana göre bir şeyler çiziktirmiş. Zafer Diper’in sahne trafiği düzeni, dekor olarak kullandığı malzeme iyi, ama kendi oyunlaştırmasını böylesine didaktik sahnelemesi bence kötü. Black-Out’lar olamazcasına gereksiz ve fazla. Tempo oyun boyunca son derece düşük. İkinci perde başlarken gösterilen Galip İyitanır’ın yönettiği belgesel film ise bıktıracak kadar uzatılmış.

Kısacası: Emektar tiyatrocu, tiyatromuzun Donkişotgillerinden Zafer Diper, “Olya”yı iyi kotaramamış.

Üstün Akmen
Evrensel Gazetesi


Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 732
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Van Devlet Tiyatrosu’nun ayakta alkışlanacak başarısı; "Akide Şekeri" (İhsan Ata) - 5/5/2008
  • Şarapizm (ateist) (Halis Tekel) - 4/30/2008
  • Afife Jale Tiyatro Ödülleri;Türk Tiyatrosu ve Tiyatrocu (Melih Anık) - 4/28/2008
  • Ay Sahiden Yıkmışlar!!! (Ersan Uysal) - 4/27/2008
  • Adana’da, Gürcü yönetmenin Molière yorumu: "Tartuffe" (Üstün Akmen) - 4/27/2008
  • Tiyatro Avesta’dan AYDIN ORAK’la söyleşi (Yaşam Kaya) - 4/27/2008
  • Siz Şabanlaştıramadıklarımızdan Mısınız? (Ali Erdoğan) - 4/24/2008
  • Size Öyle mi Geliyor? (Melih Anık) - 4/22/2008
  • Tiyatro Ödülleri Hakkında Ne Düşünüyorsunuz (Tiyatro Dünyası) - 4/22/2008
  • Basit Bir Ev Kazası – Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu (İsmail Can Törtop) - 4/22/2008
  • Faşizme inat direnmenin adı Olga Benario 100 yaşında: "Olya" (Üstün Akmen) - 4/22/2008
  • Muhsin Ertuğrul’a İlk Kepçe (Işıl Kasapoğlu) - 4/21/2008
  • NASIL BİR TANE İSTERSİN (Kadınlar Günü ile İlgili) (Hüseyin Manto) - 4/21/2008
  • Kadının fendi sosyalizmi de yenerken: ‘Mutlu yıllar’ (Üstün Akmen) - 4/21/2008
  • Dört embriyonun yaşam savaşı: "9 Ay Son Gün" (Üstün Akmen) - 4/16/2008
  • Terbiyeli İşkence Çorbası (Ali Erdoğan) - 4/15/2008
  • Önlerinde saygı ile eğilmesi gereken oyunculuklar ve bir yönetmenin doğuşu : "Pusuda- Öç" (İhsan Ata) - 4/15/2008
  • Tiyatroda 31 Mart Vakası (Nedim Saban) - 4/13/2008
  • 80 Olmaz - Bir Dönem İzlencesi (Erdinç Yapan) - 4/12/2008
  • Gözlerinizin kulaklarınızın pası için: "Müzikaldeki Hayalet" (Üstün Akmen) - 4/12/2008
  • Bekle ! (Ali Erdoğan) - 4/9/2008
  • Dilek Türker kırk üçüncü yılında ama pes etmiyor: "Var mı sın" (Üstün Akmen) - 4/8/2008
  • Alkışlar eşliğinde Molieré’i sahneye gömerken ; "Hastalık Hastası" (İhsan Ata) - 4/8/2008
  • KÜÇÜK HIRSIZLAR VE ÇIKAR İLİŞKİLERİ İÇİNDEKİ SOSYETE: “LÜKÜS HAYAT” (Üstün Akmen) - 4/7/2008
  • Bizi Bize Nasıl Yıktırdılar? (Nedim Saban) - 4/5/2008
  • Giden Sahnelere Veda (Gılman Kahyaoğlu Peremeci) - 4/4/2008
  • KAZANKAYA’DAN TAM ANLAMIYLA “BRAVO”LUK BİR YORUM: “VENEDİK TACİRİ” (Üstün Akmen) - 4/4/2008
  • Karatavuk - "Tecavüzcünüzle ne konuşursunuz?" (Melih Anık) - 4/2/2008
  • Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde Son Oyun Oynandı! (İsmail Can Törtop) - 4/1/2008
  • Aykırı İkili - Adana Devlet Tiyatrosu (İhsan Ata) - 4/1/2008
  • Hayvanı doğa, insanı kültür korur (Tiyatro Nereye? 3) (Üstün Akmen) - 4/1/2008
  • Çanakkale Masalı (Çocuk Oyunu) (Emel Aygören şen) - 3/31/2008
  • Keşanlı Ali'nin Düşündürdükleri (Engin Yağcılar) - 3/31/2008
  • Bursa’da tiyatro atılımı: ‘Nilüfer Belediyesi Tiyatro Festivali’ (Üstün Akmen) - 3/31/2008
  • ÇOK YAŞA TİYATRO (Seyir Tiyatrosu) (Hasan Ergün) - 3/29/2008
  • 444 - İyi Geceler Nasıl Yardımcı Olabilirim? (Melih Anık) - 3/29/2008
  • Ne Yapmalı? (Boran Doğan) - 3/29/2008
  • YENİ GÜN , 27 MART HEPİMİZE KUTLU OLSUN (AMATÖR TİYATROLAR BİRLİĞİ) - 3/26/2008
  • Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları'nın 27 MART DÜNYA TİYATRO GÜNÜ Bildirisi (Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları) - 3/26/2008
  • 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü (Mehmet Çelik) - 3/26/2008


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..