| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Bale akşamlarından izlenimler Rengin Uz Bodrum’da Bale geceleri sona erdi. İzmir Devlet Opera ve Balesi, ünlü konuk balet İrek Mukhamedov eşliğinde müziği, Mikis Theodorakis’e ait olan ’ Zorba’da harikalar yarattı. İspanya’dan gelen Antonio Gades Topluluğu, Lorca’nın ‘Kanlı Düğün’ ü ve ‘Flamenko Süit’ ile büyüledi. Ankara Devlet Opera ve Balesi Modern Dans Topluluğu, Shakespeare’in ‘Bir Yaz Gecesi Rüyası’ nda Bodrum seyircisine farklı bir rüya yaşattı. 10.Uluslararası Bodrum Bale Festivali, ardında unutulmayan tatlar, sihirli anlar, renkli anılar bırakarak sona erdi. İşte bende iz bırakanlar; İzmir Devlet Opera ve Balesi’nden çok etkilendim. Bu kadarını beklemiyordum galiba. Kaynak eser Nikos Kazantzakis’ e, libretto ve koreografi Lorca Massine’e (ki başarıda payı büyük), yönetmenliği, Anna Krzykow’a ait olan ‘Zorba/ Zorba The Greek’ ile katıldılar festivale. Müziği Mikis Theodorakis’i ait, filmi klasikler arasında yer alan Zorba’nın kozu, önce ölümsüz müziği sonra da Rus asıllı ünlü balet İrek Mukhamedov’du. 17 yıldır İngiliz vatandaşı olan 52 yaşındaki Mukhamedov, dans kariyerine Bolşoy Bale Akademisi’nde başladıktan sonra dünyanın ünlü sanat merkezlerinde klasik bale repertuarının tüm yapıtlarında ve çağdaş dans çalışmalarında baş dansçı olarak adını duyurmuş. Kariyerindeki başarıyı ne kadar saysak bir şey ifade etmeyebilir, seyretmek gerek! Mukhamedov, çok iyi bir dansçı olmasının yanı sıra iyi bir aktör. Kocaman yürekli, kaba saba Zorba’da harikalar yarattı. Sirtaki yaparken, Yunan folklor figürlerine ruh katması görülmeye ve alkışlanmaya değerdi. İrek Muhhamedov, müthiş sahne karizması ve hakimiyetinin yanı sıra, bizim genç dansçılarla da muhteşem bir uyum yakaladı. Beni sevindiren İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin genç kadrosunun ünlü konuk dansçının yanında kendilerini gösterebilmeleri oldu. Amerikalıyı (John) oynayan Emre Kaynarsu, biraz bu işlerden anlıyorsam, adını sonraki yıllarda sıkça duyacağımız, büyük başarılara imza atacak bir balet. Öylesine rahat, öylesine kendinden emin ve tüm hareketleri o kadar estetik ki. Çok da yakışıklı. Özellikle Zorba ile olan sahnelerinin bitmemesini istedim. Emre Kaynarsu, ustasının yanında hiç ezilmedi. Eşi Aslı Kaynarsu, aşık olduğu Marina rolünde, aralarında çok güzel bir uyum var. Marina’ya aşık Yunanlı genç Manoliones’te Özgür Tuncay, Zorba’ya gönül veren Madame Hortance’da Banu Dağcıoğlu ve tüm dansçılar, birbirinden zevkli kostümlerin yaratıcısı Sevtaç Demirer’e alkışlar. Zorba’yı Zorba yapan Mikis Theodorakis’e özel alkışlar. Yedi kez bis yaptılar. Ayakta alkışlandılar. Kaçıranlar üzülsün. Bir kez daha oynasın, yine giderim. AŞK VE ÖLÜM Bir yanda, İspanyol şair, oyun yazarı Federico Garcia Lorca, bir yanda İspanyol koreograf ve dansçı Antonio Gades. Ve ortak eserleri ‘ Kanlı Dügün’/ Blood Wedding, Lorca’nın, 1928’de gerçek olaylara dayananak yazdığı, trajik aşk, kıskançlık ve ölüm üçgenindeki ölümsüz eseri ‘Kanlı Düğün, yıllar sonra Endülüs topraklarından beslenen bir başka sanatçının Antonio Gades’in ilgisini çekti. Tüm zamanların en ünlü Flamenko dansçılarından ve koreograflarından Gades’in 1974 yılında bale olarak uyarladığı ‘Kanlı Düğün’, İspanyol dramatik dans alanındaki en önemli ve etkileyici eserlerden biri. Gades’in koreograf ve dansçı olarak tüm heyecanını ortaya koyduğu Kanlı Düğün’ü Gades’in yetiştirdiği öğrencilerden izledik. Kanlı Düğün oyununu bilmeyenlere, bale gösterisi durağan gelmiş olabilir ( seyirciler arasındaki konuşmalardan anladım) ama tam da Lorca’nun ruhuna yakışacak denli şiirseldi Gades’in Kanlı Düğün’ü. Hele finaldeki damat ve Leonardo’nun ölüm kalım savaşı sahnesi, Lorca ve Gades’in, ruhlarının buluştuğu andı sanki. . Antonio Gades Topluluğu, ikinci yarıda, Flamenko Süit/ Suite Flamenca, Antonio Gades’in sololar, düetler ve grup danslarıyla, tarzını ortaya koyduğu çok renkli bir gösteri oldu. Endülüs topraklarındaydım artık. Yıllarca Gades’in partneri olan, sahnede izleme şansını da yakaladığım Cristina Hoyos da koreograf olarak yer alıyordu gösteride. Dans, müzik, solist, kadın dansçılar, erkek dansçılar, şarkıcılar, gitaristler…Ve Sofia Perez’in kostümleri. Tek kelime ile muhteşemdi. BU RÜYA BAŞKA RÜYA Doors’un ‘Whisky Bar’ müziği ile açılan eser, Bale Festivali’nin kapanışını yapan, W.Shakespeare’in 16. Yüzyılda kaleme aldığı, erken dönem komedyalarından ‘Bir Yaz Gecesi Rüyası’/ A Midsummer Nigh’s Dream’. Çok sade beyaz kanape, bar masası ve sandalyelerinden oluşan bir dekor, 60 ve 70’lerin bol paça jarse pantolonları, geometrik desenli mini elbiseler, geniş yakalı gömlekler ve birbirinden yetenekli genç dansçılar…Antik Yunan’da geçen, aşk ve evlilik temaları çerçevesinde bu karışık ilişkiler yumağını, eseri sahneye koyan ve koreografisini yapan H. Pennig Paar 70’li yıllara taşımış. Olmuş mu? Çok da sevimli olmuş… Shakespeare’e, The Doors, Duke Ellington, Keith Jarret, Miles Davis, Julia Hülsmann, Benny Goodman Swing Orchestra, Max Richter ve perküsyonda Emre Kesim eşlik ediyor. Sonunda Miles Davis ve Shakespeare bile buluştu ya. Hayal gücünde sınır yok! Ankara Devlet Opera ve Balesi Modern Dans Topluluğu dansçıları çok başarılı. Hele Helena’yı oynayana bayıldım. Müzik fazla mı gürültülü geldi bilemiyorum, gösteri sırasında-ne yazık ki- çıkanlar oldu. Ama bu, finaldeki alkışları hiç etkilemedi. Bu yıl 20. Yıllarını kutlayan topluluğun, bugünlere gelmesinde elbette ki, kurucuları, ilk sanat yönetmenleri Beyhan Murphy’nin emeği büyük. 10.Uluslararası Bodrum Bale Festivalinde izlediğim gösteriler çok hoştu, en çok da sanat adına çok karamsar olduğumuz şu günlerde, ülkemizde güzel şeyler de yapılabiliyor duygusuna kapıldığım için mutlu oldum. Ancak Bodrum seyircisine bir çift sözüm olacak. Gittiğim her bale gösterisinin finalinde aynı şey yaşandı. Henüz alkışlar bitmeden, sanatçılar selam verirken hop ayağa kalkan insanlar var! Hele Mukhamedov coşup tüm kadro ile defalarca bis yaparken umursamayıp kapıya yönelenlere çok sinirlendim. Bir daha böylesine büyük bir dansçıyı ne zaman seyredebilir siniz? Gades’in dansçılarının uğrak yeri mi Bodrum? Hele gösterisinin orta yerinde çıkmak hiç yakışık almıyor. Kapıda Ziverbey’den Bostancı minibüsleri beklemediğine, ada vapuruna yetişme gibi bir telaşınız olmadığına göre neden bu acele? Hem sahnedeki sanatçıya, hem şöleni doyasıya yaşamak isteyen seyirciye ayıp oluyor. Hem, Bodrum’da geceler uzun… Rengin Uz Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 3 Ekim'den itibaren her PERŞEMBE Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|