| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Vefa Arıyor(d)um… Can Murat Yaşar Şengel Bu sene çok yazmak ve bilgi dağarcığımdaki mütevazı birikimlerimi elimden geldiğince daha çok aktarmak istememe rağmen çok sayıda yazı yazamamaktan ve de geç yazmaktan şikayetçiyim. Yazılarımı takip eden okuyucularımdan tekrar tekrar özür diler, daha sık yazmaya çalışacağıma da söz veririm. Bu yazı biraz geç oldu ama yazılması gereken bir yazıydı. Yıllar önce sanırım yetmişli yıllar. Kadıköy’ümün en nezih aile mekanlarından birisi olan Kafkas Kulüp.(Şimdiki Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nin yanındaki Moda Sineması’nın bulunduğu bina kompleksi üst katlarda yer almaktaydı.) Tüm değerli sanatçılar orada sahne alıyorlardı. Yanılmıyorsam ben de ortaokula gitmekteydim o yıllarda. İlk kez ailemle birlikte gittiğimizde iki dev usta vardı sahnede Esin AFŞAR ve Ruhi SU. İlk kez Esin AFŞAR’ı sahnede orada izlemiştim. Tarzı çok farklıydı. Anadolu’mun ezgilerini modernize folk olarak söylemekteydi. Büyülenmiştim. Büyülenmiştim. Büyülenmiştim. Yıllar yılları kovaladı. Yılların daha doğrusu birbiri ardı sıra geçen hüzünlü sonbaharlar süresince bu mütevazı ustayı elimden geldiğince izlemeye çalıştım. Tiyatro Sanatçısı, Türkiye’min Sanat Elçisi, Yazar, Çevirmen olarak Usta Sanatçı Esin AFŞAR. Her birbiri birbirinden değerli olan yorumladığı eserlerden bir tanesi ile daha fazla tanınan nam-ı değer Bayan Yoh Yoh.. Yıllar geçerken, 2005 yılında Rejans Lokantasının yetmiş beşinci kuruluş yıldönümünde davet edilen yetmiş beş çiftten birisiydik. Sevgili Meltem AKSOY ÇİÇEK ki benim yalnız dünyamda kız kardeşim gibidir bana refakat etmekteydi. Rejans’ın değerli işletmecisi Erdal SEZENER beni davet ederken bana Esin AFŞAR ARAL Hanımefendi ve değerli eşleri Şener ARAL Beyefendi ile aynı masayı paylaşacağımızı söyledi. Çok heyecanlandım. O ünlü sanatçı ile aynı masayı paylaşacak ve o gece onunla sohbet etmek onuruna erişecektim. Biraz da ürküyordum doğrusu. Sohbet başlayıp, unutulmaz bir Rejans gecesi ilerlerken, biz de paylaştığımız konuların çokluğundan mutlu olmuştuk. Karşımdaki Usta’nın mütevazılığı beni çok rahatlatmıştı. Rejans’tan ayrılırken Sayın SEZENER’e aynen şöyle demişti : “Erdal Bey, davetiniz için çok teşekkür ederim, muhteşem bir geceydi. Ama ben bir konuda daha teşekkür etmek isterim, bana Can Bey’i tanıştırdığınız için.” O günden sonra beni tüm konserlerine davet etti bu yüce sanatçı. Ben de gururla gittim. Onu tanımış olmak ne büyük mutluluk. Hiçbir zaman hayatında sansasyona yer vermeyen, toplumumuzun çok kanıksadığı medya çılgınlığını asla kabul etmeyen dört dörtlük pırlanta bir sanatçı, bir anne ve bir insan. İşte bu nedenle geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Esin AFŞAR’ın cenaze merasimi de kendi arzu edeceği gibi çok nezihti. İki pırlanta evlat yetiştirmişti (Pınar Afşar ve Aydıncan Aral) üzerlerine titrediği. Cenaze töreninden önce bir gazetede Aydıncan Aral’ın ağzından cenaze merasiminde annesi hakkında “İyi ki yaşadı !” denmesinden annesinin mutlu olacağı yazılmıştı. Ben de yanına gittiğimde “İyi ki yaşadı ve ben de onu iyi ki tanıdım !” dedim. Bu arada Sevgili Aydıncan Aral’ın yanına beraber gittiğim liseden öğretmeni olan çok değerli bir meslektaşımı görünce gözlerindeki parıltıyı asla unutamam. İşte Sevgili Esin Afşar böyle bir insandı kendisini en az bir kere bile gören insanları etkileyen, iki eli kanda da olsa son görevleri yapmak için Teşvikiye Camii Avlusunu dolduran. “Vefa Arıyor(d)um” diye başlık attım elbet vardır bir nedeni. Kadıköy’ümde Çarşı içinde gezerken kitapçıları tek tek ziyaret ederim. Esin Afşar Usta’mızın vefatından sonra İş Bankası Kitapevi’nin vitrininde Esin Afşar Biyografisi’nin yanına bir ay boyunca kırmızı bir karanfil iliştirdiler. Duydum ki tüm İş Bankası Kitapevleri aynı uygulamayı yapmış. İşte benim için en büyük “VEFA” örneklerinden bir tanesi. Kim düşündüyse tüm içtenliğimle kutluyorum. Sevgili Esin AFŞAR ARAL’ın cenaze töreninden üç gün sonra ise değerli sanatçı Kerem YILMAZER’in ölüm yıldönümünde bir “VEFA” örneği daha yaşadım. Daha önceki yazılarımdan bir tanesinde yazmıştım. “Benim her pazar eğer İstanbul’da isem kabristan ziyaretim vardır. Milli ve dini bayramlarda da bu ziyaretlerim kaçınılmazdır. Sevgili annem ve babamı ziyaret eder onlarla dertleşirim o hafta yaşadıklarımı anlatırım. Aynı ziyaretlerimi her üç haftada bir ise Ustalarım Nisa SEREZLİ ve Tolga AŞKINER’in ve yeri doldurulamayacak Kerem YILMAZER’in ve de sevgili Melek YAŞAR’ın kabirlerini ziyaret ederek tekrar ederim.” Ek olarak da ölüm yıldönümleri ve doğum günlerini de unutmam. Bu ziyaretlerimi yalnız başıma yapmaya dikkat ederim. Anma törenlerine pek katılmam tek başıma o kişilerin anılarıyla baş başa kalmak isterim. İşte Sevgili Kerem YILMAZER’in ölüm yıldönümünde de sabah çok erken yaptığım kabristan ziyaretinden sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Kerem YILMAZER Sahnesi’ne gidip bir oyun izlemek istedim kendi düş dünyamda Sevgili Kerem YILMAZER’i anmak için. İçeri girdiğim anda ne göreyim Sevgili Kerem YILMAZER’in yağlı boya tablosunun yanında yanan mumlarla dolu bir platform, çiçekler ve anı defteri. Ne güzel ve ne kadar anlamlı bir düşünce. Kim ya da kimler düşündüyse var olsunlar efendim. Yukarıda belirttiğim iki vefa örneği bana son günlerde kaybetmeye başladığımız değer yargılarımızın,doğrularımızın daha yok olmadığını göstermekte. Her iki konuda da emeği geçenleri yaş olarak benden küçük ya da büyük hiç fark etmez, her kim ise pırıl pırıl alınlarından öpüyorum. Bugün 12 Mart 2012. Sevgili Anneciğim Sühendan Süheyla ŞENGEL!in doğum günü. Ben doğum günlerinde de sanki bahsettiğim kişiler hayattaymış gibi doğum günlerini kendi çapımda kutlarım. Birazdan annemin anısına pastasını keseceğim Sevgili Esin AFŞAR ARAL, Sevgili Kerem YILMAZER ve de Sevgili Anneciğim Sühendan Süheyla Şengel’i saygı ile anarım. Işıklar içinde olsunlar. “Vefa Arıyor(d)um.” Ben galiba buldum ya da bulmaya başladığımı sanıyorum. Dilerim sizler de bulursunuz. “Sevgi-Saygı-Hoşgörü” felsefem sizinle olsun. “C’est La Vie !” yani “Hayat Bu !” Can Murat Yaşar Şengel 12 03 2012 cansengel@hotmail.com cansengel@gmail.com Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 3 Ekim'den itibaren her PERŞEMBE Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|