| Tiyatro Kursu | Şirket Tiyatrosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
| Ana Sayfa | Hakkımızda | Yazılar | Haberler | Yazarlar | Tiyatro Oyunları | Tiyatro Grupları | Sanatçılar | Kaynak | Duyuru Panosu | | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Poyrazoğlu, Başınıza Aşk Düşmesini Diliyor: Beni Yeniden Sev Üstün Akmen Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu, Alphonso Paso (1926-1978)’nun 1966 yılında yazdığı “Querido Profesor-Sevgili Öğretmenim” başlıklı oyununu “Beni Yeniden Sev” olarak değiştirerek ve Özdemir Çiftçioğlu’nun yönetiminde sahnelemekte. “Querido Profesor”, zamanında Paso’nun başrolünü Irene Gutierrez Cava ile paylaştığı filme de konu olmuş. Sonuç itibariyle, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nun 40. yılı vesilesiyle bizzat yazarın kızı Almudena Paso tarafından özel olarak İngilizceye çevrilip Ali Poyrazoğlu’na sunulmuş. Poyrazoğlu da, oyunu almış dilimize kazandırmış ve koşullarımıza uyarlamış. Oyunda, konu itibariyle her an, her insan topluluğunda olabilecek olan, yani “aşk çarpması” işleniyor. İspanyol tiyatrosunun Çehov’u olarak tanımlanan Alphonso Paso’nun evliliğe, ve aşk olgusuna bakışı, seyirciye Özdemir Çiftçioğlu’nun gözü, Ali Poyrazoğlu’nun gözlemiyle aktarılıyor. konu Özel Zafer Akşam Lisesi’nin 60 yaşındaki matematik öğretmeni Mahzun Hoca (Ali Poyrazoğlu), Suna Hanım (Neriman Uğur) ile evlidir, çiftin çocukları olmamıştır. Mazbut mu mazbut bir yaşamı olan, hayli içine kapanık Mahzun Hoca’nın günlerden bir gün kendisine yapılan bir şaka sonucu “başına aşk” düşüyor ve öğrencisi Bahar (Güneş Emir)’a âşık oluyor. Aşk, Mahzun Hoca’yı (doğal olarak) bir anda bambaşka bir karaktere dönüştürüyor, her şeyi feda edebilecek duruma getiriyor. Sonra… Yok öyle şey! Sonrası gidilecek, bu oyun izlenecek. yaratıcı ekip Siz bu oyunu izlemeyi sakın savsaklamayın, ama benim “kuşbakışı” gözlemimi de sakın okumazlık yapmayın. Şıpınişi deyivereyim, “Querido Profesor”u Ali Poyrazoğlu’nun yerel koşulları ve yerel özellikleri göz önünde tutarak uygun biçimde dilimize çevirişi, çıkarmalar ve eklemeler yaparak uyarlayışı her zaman olduğu gibi bu kere de fevkalade ustaca. Ali Poyrazoğlu çeviride, gene kültürün sözcüklerde değil, ruhunda bulunması olgusunu önemsemiş. Oyunun sahne tasarımını Çağdaş Erçetin ile Sırrı Topraktepe halletmiş. İkilinin çalışması, Özdemir Çiftçioğlu yorumunun asal ve dinamik bir parçası olamamış, ikincil planda salt görsel bir öğe nitelinden çıkamamış, ama oyun konusunun geçtiği yerleri (Mahzun Hoca’nın evindeki salon/okuldaki sınıf) biçim, kalıp, karikatürize ediş ve renkle olabildiğince yalın biçimde yansıtmış. Kimin kotardığını bilemediğim ışık tasarımı da dekora iyi-kötü destek sağlamış. Ali Kök, uygun giysileri bulup buluşturmuş, ortaya anlatım öğesi olarak yerli yerinde düşünülmüş kostümler çıkmış. Yönetmen Özdemir Çiftçioğlu, sahneyi eylemin gereklerine uygun olarak dar sınırları içinde tasarlamış, sonra da eylemi bir sıra, bir düzen içinde sıralamış. ali poyrazoğlu’nun en önemli özelliği Yazının tam da burasında, sıra oyunculukların değerlendirmesine geldiğinde, Ali Poyrazoğlu’nun çok önemli bir özelliğine değinecek, genç oyunculara olanak tanımasına teşekkür borçlu olduğumuzun altını çizeceğim. Öyle değil mi ama? “Bir genç oyuncu için Ali Poyrazoğlu’nun karşısında, Bülent Kayabaş’ın yanı başında, Neriman Uğur’un kıyısında oynamak o oyuncu açısından “Kadir Gecesi” doğmak anlamına gelmezse ne anlama gelir sizce” diye sual eyleyeceğim. Ali Poyrazoğlu’nun emeklerini, güvenini boşa çıkarmadıkları için, genç oyuncuları huzurlarınızda alınlarından öpeceğim. Örneğin, Nur Eraslan’ın çok şirin bir Gizem karakteri çizdiğini, rolünü de sevdiğini söyleyecek, “‘Gizem’ rolüne dönük olası tüm yaklaşımları bilmiş, anlamış. Helâl olsun” diyeceğim. sözü genç oyunculara getiriyorum Sonra sözü bu sezonun başında Cevat tiplemesiyle benden “aferin” kapan (Bkz: Evrensel-14 Aralık 2011/“İnsanın ve Tiyatronun İki Maskesi Aynı Sahnede: “Beni Unutma”) Hakan Bulut’a getireceğim. Bulut’un, Ozan rolünün içerdiklerini iyi araştırdığından, yaratıcı coşkularının dizginlerini gayet düzenli koyuverdiğinden, “şevk” yaratmak gibi zorlu bir görevi başarıyla yerine getirdiğinden söz edeceğim. Ümit Kantarcılar için, Cenk’in sadece karakterini ortaya koymadığını, karakterin duyumsadıklarını da seyirciye başarıyla yansıttığını söyleyeceğim, ama gene de ne yapıp edip “Eleştirmen Amca”lığımı gösterip, tümcelerin ses aralığına dikkat etmesi gerektiği gerçeğini deyivereceğim. Bahar’da Güneş Emir’e gelinceee… Sahneye yakıştığından söz edecek, karşıtlıklar arasındaki bağlantıyı vurucu olarak kullanmayı öğrenmiş olmasını öveceğim. Konular arasındaki bağlantıyı başarıyla kurduğu gibi, uygun tercihi yaparak, görünen komik gerçeklerin altındaki dramatik yanı da ortaya çıkartabilme becerisinden gelecek için ümitleneceğim, ama karaktere hareket diliyle yaklaşırken, duygu katmayı da ihmal etmemesini önermeden de geçmeyeceğim. sıra “erişkin” oyunculara geldiğinde İyi de, “onlar”, yani “yetişkinler” nasıl oynuyor? “Onlar”dan Nur Gürkan Nazan’da, görevini kusursuz yerine getiriyor. Bursa Devlet Tiyatrosu’ndan (özellikle “Orkestra” oyunundaki Fania Fénélon karakteriyle bunca yıldır bende iz bırakangillerden) tanıdığım usta oyuncu Neriman Uğur, Suna’nın fiziksel biçimlendirilmesinde gerekli karakteristik coşkuları ifade etme yöntemlerini pek güzel işletiyor. Suna’yı aktarmada kullandığı tonlama, jest, hareket, aksiyon ve yüz ifadesi müsrifliğiyle(!) doğrusu tarafımdan özel olarak alkışlanmayı hak ediyor. Bülent Kayabaş ise, Muzaffer Hoca’nın tüm içsel malzemesini toplamış, billurlaştırmış, karaktere hareket diliyle yaklaşırken, duygu katmayı da ihmal etmiyor. adı ali poyrazoğlu olan bir fenomen Yılların tiyatrocusu Ali Poyrazoğlu nam fenomen, oyun boyunca dram ile komediyi harmanlamakta, Mahzun Hoca’yı yaratıcı bir biçimde ele almakta. Çok renkli paletindeki malzemesine ustaca hâkim olmasını, deneyimi sayesinde elbette biliyor, ama o malzemeleri iradesinin denetimi altında tutuşuyla, sanırım pek çok meslektaşını bu oyunda da kıskandırıyor. Hareket alanında, vücudunu biçime kolayca dâhil ederek gene şaşırtıyor. Ali Poyrazoğlu “Beni Yeniden Sev”de de rol yapmıyor. Rol yapmıyor, sadece Mahzun Hoca’ya can üfürüyor. Üstün Akmen Evrensel Yazarın Tüm Yazıları Paylaş Tweet |
Tiyatro Kursu Başlıyor! 3 Ekim'den itibaren her PERŞEMBE Kadıköy'de! Çalışanlara yönelik hobi sınıfı! Duyuru Panosu!
Son Eklenen Tiyatro Oyunları
Güncel Yazılar
Yazar olmak ister misiniz? Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...
Güncel Haberler
Tiyatro Dünyası'nı takip Edin | .. |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|