Karasultan: Tuğba Birincioğlu
Neptün: Müge Saut
Marika: Hale Üstün
Zargana: Aydan Cömert
Mualla: İnci Bilaloğlu
Artemis: Ayça Akbaş-Nurcan Yanık
Yaprak: Ezgi Ergenlik
Ressam: Mustafa Payat
Necmi: Kerem Tanık
Tombalacı: Şahin Adıgüzel-Cansu Fırıncı
Güneş: Ahmed Saka
Tansiyoncu: Rayzan Başeğmez
Arap: Nevzat Süs
Sarhoş Avcısı: Hale Üstün
Şükriye: Aydan Cömert
Bohçacı: Hale Üstün
Kör Cümbüşçü: Şahin Adıgüzel
Müşteriler: Metin Gökcan, A. Kerem Kaynar, Rayzan Başeğmez
Oyun Hakkında :
Ne “iş” ama! Ne sosyal devlet! İşsiz kalan kadın iş bulmak için devletin kapısını çalınca, dilersen kerhanede çalışabilirsin, yanıtını alabiliyor. Sen vücudunu sat, para kazan ki, ben de senden vergimi alayım!
Ne “erkeklik” ama! Ne zevk ama! Yatağın tepesinde yanan kırmızı ışığın şehvet arttırmak için yandığını sanacak kadar ahmak olmak, “sermaye”leştirilmiş kadının kanaya kanaya çalıştığını bile bile görmemek!
Bir yanda namus cinayetlerinde katil olan adamlar, diğer yanda kerhane kapısında kuyruğa duruyorlar. Bir yanda tek kurtuluşu Dicle’ nin sularına kendini bırakmakta gören kadınlar, bir yanda şehrin leş denizine sürüklenen, yavaş yavaş öldürülen kadınlar. Hepsi sermayenin kar salyalarının üzerlerine aktığı güzel güvercinler. Biri ölmek zorunda kalıyor, biri öldürmek… Biri satmak biri satılmak…
Kadının “sermayeleştirilmesinin” güvencesi polis kulübesinden bir diyalog gelir kulağımıza:
- Polis abi beni zorla satıyorlar buraya, yardım et ne olur!
- Geç lan içeri orospu!
Sözleri yankılanıyor kulağımızda Ayşe Tükürükçü’nün…
Kadının evinin kadını olmasından, kocasından dayak yemesinden, kerhanede “sermaye” olmasından, paramı kazanırsam özgürleşirim yanılsaması yaşamasından başka bir seçenek olmalı! Mutlaka olmalı!!!
Yazar olmak ister misiniz?
Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...