| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Tiyatro Benim Adım
İsa Karslı




“Bir konuyu veya sorunu çatışmaları ile ortaya koyan, oyuncuların canlandırdığı.”

“Bir seyreden ve bir oynayandır.”

“Bütün dünya bir sahnedir.”

“Tiyatro; “İnsanı insana insanla anlatma sanatıdır.” kuramcıların ortak tanımlamalarından bir kaçı.

Konservatuarlar ve Güzel Sanatlar Fakültelerinin oyunculuk bölümlerini incelerim. Gözlemlerimi toplayıp çeşitli tiyatro sitelerinde paylaştım. Amacım benim gibi adaylara yol göstermekti. Ama işin içine girdikçe kendimle çelişmeye başladım.

Her gün onlarca kişi sorular soruyor ve özel yetenek sınavlarına giriyorlardı. Sonuçlar geldiğinde “İsa olmadı kaybettim!” “sağlık olsun seneye denersin, dünyanın sonu mu, başka okullarda başarılı olursun” gibi sözlerle, sınav heyecanları kırılmış adaylara moral veriyordum. Tabi birçok kişi başarılı oluyordu sınavlarda.

Ancak sınavlara giren arkadaşlarla konuşmalarımda ilginç diyaloglar oluşmaya başladı.

Örn. Ankara’da kaybeden, Kocaeli’de kazanabiliyordu. Daha ilginç bir örnek Çukurova’da kazanamayan aday, Türkiye’nin en iyi okulları arasında gösterilen Mimarsinan’ı kazanabiliyordu. Bunu gibi onlarca örnek arasında bir soru akla geliyordu.

Okullarda ki sınav sisteminde mi sorun vardı adaylarda mı? İkisi demi değil, o zaman sorun kimde? Tabi ki performans çok önemliydi, adayların bir günü bir gününe uymaya bilirdi.

Bence buradaki en önemli sorun GSF ve Konservatuarlardaki öğretim elamanı eksikliğidir. Okulların web sitelerinde ki öğretim elemanları yetenek sınavı için yapılacak tercih için en önemli unsur olmalıdır. Sanat eğitiminde tek gerçek öğretim kadrosu gerçeğidir. Okulun hangi ilde ve nerede olduğu(merkezler tercih edilmeli), yerleşkenin büyüklüğü gibi saçma özellikler yerine, eğitim veren öğretim elamanlarına bakılmalı. Ülkemizdeki tiyatro bölümlerine bakıldığında, birçok okulun yetersiz olduğu açıkça görülmektedir. Üç, beş öğretim elamanıyla bölüm açıp, tiyatro eğitimi verildiği birçok okul var. Farklı alanlarda uzmanlık gerektiren derslere bir hocanın girdiği tiyatro okulları da var ülkemizde.

Birçok örnek verebilirim. Gerek var mı? Hayır. GSF ve Konservatuar öğrencilerinin ağzından şu sözler çok duyulur. “aman arkadaşım benim şevkim kırıldı sende ziyan olma”.

Daha acısı aynı durumda ki özel okullara milyarlar ödüyorsun. Niye? “Diplomayı alayım gerisi önemli değil”. Devlet okullarında 600 kişiyle yarışıp strese girmek mantıksız gelebilir onlara. Çok mu kötümserim? Kesinlikle hayır. Mesela Haliç, Eskişehir gibi kaliteli eğitim kurumları da var… Açın bakın öğretim görevlileri kadrosunu göreceksiniz gerçekleri… “Özel veya devlet, yurt içi veya yurt dışı eğitim şart” ilkesini birinci sıraya alırsak, seçim yaparken yerleşke resimlerinden çok, öğretim görevlisi kadrosuna bakmak daha doğru olabilir.

Hatta bazı yazarlık bölümlerinde 30–40… yaşlarında öğrenciler olduğunu bilirsiniz. Oyunculukta örn. 22 yaş sınırdır. Fakat yazarlığa 30 yaşı neye ve kime göre tercih edilir. Sıkıntılı bir konudur bu. Fazla deşmemek lazım. “ bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” ama dokunuyor işte. Seyirciden tutun, sahne teknisyenine kadar herkese dokunuyor ne yazık ki!

Birde hazırlık kursları var. Bu önemli konuya giriş yapmadan Hasan Erkek Hocamızın tiyatro kursları ile ilgili olarak görüş belirttiği yazıdan, küçük bir alıntı yaparsak, (1)“tiyatro geleneğimiz çok güçlü olmadığından ve son zamanlarda seyirci olmaya değil ama oyuncu olmaya, hoca olmaya çok ilgi gösterildiğinden, bu tür sorunlar çıkıyor. Seyirci sayısı düşerken, oyuncu ve hoca sayısı hızla artıyor. Ne hikmetse.”

Diyelim ki 17 yaşında bir oyun izlemiş veya lisede bir temsilde görev almış birisin, işte o an içine tiyatro düştü. Dedin ki tamam “ben tiyatrocu olacağım”. Kararını verip farkını gösterdin. Ülkemizde tartışılan konular arasında önemli bir yeri olan dershane konusu da var. “Niye o kadar paralar dershanelere veriliyor?” Diye sorar dururuz. Aklına tiyatro düşmüş bizim liseli çocuk ne yapsın? Dershaneye gitse, istediğini bulamaz. Kolay mı? Tiratlar, şan, kulak, genel kültür, diksiyon için yardım almak zorunda, işte anahtar kelime bu. Burada devreye tiyatro kursları giriyor. Ülkemizde tiyatro kursu vermeyen kuruluş yok… Okul seçiminde dikkat edeceğimiz gibi, kurs seçiminde de çok dikkatli olmalıyız. Tecrübe önemlidir ama akademik eğitim almış olma şartını arayın eğitmenlerde. Özdemir Nutku Hocamızın: Oyunculuk ve oyunculuk eğitimi üzerine olan makalesinden küçük bir alıntı (2)“Oyunculuk eğitimi, ayrı programları olan tiyatronun öteki dalları [yönetmenlik; sahne tasarımı, yani dekor, giysi, ışık, efekt; oyun, senaryo ve reklam yazarlığı; tiyatro işletmesi; sahne mekaniği; tiyatro mimarlığı vb] ile paralel yürütülmelidir. Ve bu ayrı programların öğrencileri sahne uygulaması [oyun sahneleme] dersinde bir araya getirilip kolektif çalışma düzenine alıştırılmalıdır. Oyunculuk eğitimi, genel olarak ülkemizde hem etik hem de estetik açıdan tam anlamıyla çözümlenmiş değildir. Uzun ve yorucu çalışmalar ve doğru deneylerle tamamlanabilen oyunculuk eğitiminde gizli bir ciddiyetsizlik ve apaçık bir başıbozukluk izlenmektedir. Hele bir de buna, bilen ve bilmeyenin, öğretmenlik sevdasıyla, üç aylık kurslar açarak "her bedene uygun konfeksiyon seri imalatı" gibi göstermelik çalışmalara gidenleri ekleyecek olursak genel manzara daha da iyi ortaya çıkar.”

“Ben oyuncu olacağım” diye kendinizi şartlandırmayın. Dramatik yazarlık ile ilgili bir örnek geldi aklıma. Tiyatro Oyun kutusu dramatik yazarlık öğrencisi SERDAR SAATMAN’ın “8. Lions Tiyatro Ödülleri, En İyi Yönetmen Ödülü” almasıdır çarpıcı ve gerçek olan. Birçok genç arkadaş oyunculuk diye yırtınıyor, yazarlık bölümünün önemini anlamamız için iyi bir örnektir bu.

Kurslarda dikkat ettiğim unsur web siteleridir. Gerçi çok önemli değil, artık girip baktığınız da yaldızlı, süslü oyun afişlere kanmamak gerek. Bir kursun veya tiyatronun web sitesinde oyuncular bölümü varsa oradan bilgi edinmek her zaman avantajlıdır. Yoksa alternatifleri denemekte fayda var. Aklıma gelen ilk örnek Bkz. (3)Müjdat gezen sanat merkezi eğitmenlerimiz bölümü.

Mesela sınavlar, tiyatronun sözlük tanımına da uyuyor. İnsanı bir başka insan sınav yapıyor. Olması gerekende bu. Her türlü görüşe acık bir sistemdir.”jüri” sınav sistemi. Bence oyunculuk sadece oynamak değildir. Oyunculuk okumakla kazanılacak bir özellik de değildir. Mesela bu konuya tam oturan bir örnek vereyim sizlere. Yarkın ÜNSAL bir genç oyuncu arkadaşımız. Kendisi 87 doğumlu olup, Tiyatro Oyun Kutusunda oyunculuk ve dramaturgluk yapmaktadır, aynı zamanda dramatik yazarlık öğrencisidir. Bu arkadaşımız “Phaedra’nın Aşkı” adlı oyundaki Hippolytus rolüyle “8. LIONS TİYATRO ÖDÜLLERİ 2007 – 2008 En İyi Erkek Oyuncu Ödülü”ne uygun görüldü.

Ortalama 500,600 aday izleyen bir jürinin 5 dakikalık bir sürede seni değerlendirmesi ve karar vermesi doğru mu bilemiyorum. Akademisyenlere sorulması gereken bir konu, fakat gözden kaçma olasılığın hayli fazla. Sınavlara Güzel sanatlar lisesi mezunlarının girdiğini de düşünürsek değerlendirmede artı puan aldıklarını da eklersek, zaten 10–15 kişi alınacaksa, şansınız düşecektir. Toplamda 20 dakika süren ve hayatınızı etkileyen bir sistem. Amatör olarak yıllarca tiyatro yapmış birini örnek alırsak, birçok oyunda oynamış. İyi hazırlanmış, girmiş sınava. Mutlaka yeteneğine göre tiratları güzel. Ama kulaktan, oradan buradan kaybedebiliyor. Ama benim düşüncem, oyunculuk sınavlarında oynanan parçalar kadar, genel kültür sınavlarına da ağırlık verilmelidir. Birçok yerde zaten mülakat var. Bu okullar oyunculuk öğretmezler, yol gösterirler, sistemi verirler. Ama benim gözümde bir sanatçı ve sanatçı adayında özellikler şunlar olmalıdır. Şehrindeki, ülkesindeki, dünyadaki sanatsal, sosyal, ekonomik, siyasal birçok konu hakkında fikri var mı? Takip ediyor mu? Sinema, tiyatro izliyor mu, merakı var mı? Soruları çoğaltabiliriz. Kısacası “dünyadan haberi var mı” gibi soruların cevapları beni daha çok ilgilendiriyor.

İlk ders ilk sözler olarak alırsak, “ben burada oyunculuk size öğretemem, benim sizleri sanatçı yapacağım diye bir kaygım yok. Bir sıfırdan büyüktür bir kişi kazansam gece rahat uyurum. Birçoğunuz 20–23… yaşlar arasında gençlersiniz. Sizin, sokaktaki bakkal Mahmut’tan farkınız olması lazım. O farkı da sizler yaratacaksınız. Bizler sizlere yolu göstereceğiz siz bulacaksınız.” Tabi haklı, 20 yaşına gelmiş hayatında 3 kitap okumuş birine, istediğin kadar oku dese de zorlanacak ve okumayacaktır. Aday arkadaşlar küçük bir öneri; Oyunculuk bölümü sınavına girecek bir adayın mutlaka Stanislavski okuması lazım diye düşünüyorum. O sistemi bilmeden jüri karşısına çıkmasını da uygun bulmuyorum. Başka sistem yok mu? Var. Örn. Olarak alıyorum. Çünkü Stanislavski’nin söylediği gibi “bedenini tanımayan aktör sahne üzerinde rolünü oynarken gereksiz jest ve mimiklere başvurur” heyecanla birleştiği zaman ortaya ilginç el kol ve vücut hareketleri ortaya çıkar. Aday arkadaşlara önerim Stanislavski yöntemi öğrenmeleridir. Kısaca iki ana başlıkta toplamak mümkün. Birinci bölüm; iç aksiyon, ikinci bölüm dış aksiyon üzerine kuruludur. “Bir Aktör Hazırlanıyor” kitabı yöntemin iç aksiyonuna yöneliktir. Stanislavski’nin ölümünden sonra yayınlanan “Bir karakter yaratmak” kitabı dış aksiyon üzerinedir. Bu iki kitabı anlamak için “Sanat Yaşamım” adlı kitap mutlaka okunmalıdır. Bunlar en temel eserlerdir. Özdemir Nutku hocamızın bahsettiği gibi, (4) Oyuncu, "ben Othello'yum" diyemez, "Othello olabilmem için ben ne yapabilirim," diyebilir. Bu yüzden stanislavski adaylara yol gösteren klasik bir ışıktır.

Adnan Tönel hocamızın söylediği gibi,(5) Seyirciden korkmamalısınız. Zaman zaman sahne de yürüyüp, dolaşın. Sesinizi yükseltin ama bağırmadan anlatın kendinizi. Bastığınız her adımda şöyle bir cümle söyleyerek dolaşabilirsiniz:”
“gel – mek – i- çin – bu – ra – ya – çok – ça – lış – tım – o – ra – da”

Çok güzel değil mi?

Birçok okul sınav öncesi hazırlık kursları veriyor. Bence maddi anlamda gücü olan adaylar mutlaka katılmalılar. Okulun kendi öğretim görevlilerinden oluşan kadrosu ile verilen eğitim sonunda yetenek sınavında aynı hocaların karşısına çıkmak, adayın kendini gösterebilmesi, eğitmenlerin zaten kurs süresince adayda varsa bir yetenek tanımış olması avantaj sağlayacaktır.

Haftada en az 300–500 sayfa kitap okumak gereklidir. Genelde sanat okulları bulundukları üniversitenin dışında, yani bulundukları şehrin uzağında olurlar. Tabi hepsi değil olanlar için diyorum. GSF ve konservatuar oyunculuk öğrencileri bulundukları ilde örn. DT varsa, hemen hemen bütün oyunları izlemek zorundadırlar. Özel ve ödenekli tiyatroların ücretleri tabi ki çok değildir ama bir öğrenci için bilet ciddi bir paradır. Fakültenin bulunduğu yerden DT’ ye gitmek için iki araba değiştirmen gerekebilir. Oyun ücretiyle beraber ortaya çıkan rakam iki veya üç günlük masraf kadardır. Zaten özel tiyatroların 30–40–50 TL gibi ücretlerden hiç bahsetmiyorum. Gördüğüm kadarıyla örnek verecek olursam Azerbaycan ve Rusya’da (diğer ülkeleri bilmiyorum) GSF ve Konservatuar öğrencileri özel, ödenekli işte her ne isim takarsan tak oyunları ücretsiz izleyebiliyorlar. Çok özel prodüksiyonlar pahalı olmalarına rağmen, bu ülkelerde sanat öğrencilerine ücretsiz olarak izletiliyor ki bence de doğrusu bu olmalı. İlk önce okullara yatırım yapılmalı, sonra sanat öğrencilerine.

Türkiye’de azımsanmayacak kadar GSF ve konservatuar var. Oyunculuk bölümleri için söylemek gerekirse, her yıl ortalama 100 kişi mezun oluyordur. Okul bitti oldun sanatçı. İş yok. Kapı kapı gezdin elle tutulur bir şey bulamadın. O yıl, sanatçısın ya o sıfatla kendini avutarak geçirdin. 100 kişiden diyelim ki 10 kişi o yıl içersinde bir yerlere girdi. Yıl bitti ikinci yıl bir 100 kişi daha mezun olsa ediyor mu 190 kişi. Hadi buyurun bu hesabın içinden çıkılmaz. Sonra diyorlar ki tiyatrocular diziler de ve sinemalarda… Katiyen katılmıyorum. Zaten iyi tiyatrolarda, sinema ve diziler de oynayanlar hep aynı kişiler. Popüler kültür mevzusu. Ajansların web sitelerine bakıyorsun eğitimli yüzlerce oyuncu. Bravo, istesen o kadar kültürlü insanı bir araya toplayamazsın. Ajanslar özel üniversite olarak faaliyet göstermeye kalkışsa, dünyanın en prestijli sanat okulunu oluştururlar. Ama ne yapsınlar, bir şekilde hayatlarını sürdürmeleri gerekmektedir. Peki, DT’ler durum aynı 3/5 yılda bir 10 kişi alır net rakam bilemiyorum. En son ne zaman oyuncu alındı onu da bilmiyorum. Kaldı özel tiyatrolar. Eller göğe yükselmiş iste babam iste…

Bu gün hala DT’leri 7 veya 8 gibi bir rakamla sayıyor olmamızda bence ilginç bir durum. Zaten oyuncuların birçoğu 10 yıl 15 yıl önce girmişler diğerleri ise yaş haddinden emekli olmayı bekliyor.

Son olarak şunları söylemek isterim, bizler güzel sanatlar öğrencileriyiz. Bizler sahnedeyiz, bizler korolardayız, bizler şövaleleriyle sokaklardayız. Taşlara hayat veren Güzel Sanatlar Öğrencileriyiz. ULU ÖNDERİN bir sözü “Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz… Hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz. Fakat sanatkar olamazsınız.”

Şartlar ne olursa olsun eğitim önemlidir. Tiyatro içinde çok saygın ustalarımız da vardır

Var olmak, eğitim almak çok önemlidir. İlla oyunculuk okumak ve yazarlık okumak önemli değil. Bkz. Galatasaray Üniversitesi tiyatro topluluğundan çıkmış olan Tiyatro Öteki Hayatlar. Birçok farklı branşlardan mezun olmuş öğrencilerinin oluşturduğu bir tiyatro grubu. Harikalar yaratıyorlar.

Benim gördüğüm durum böyle maalesef… Kültür Bakanlığı her yıl özel tiyatrolara yardımda bulunuyor. Tabi yardımlar açıklandı mı kıyamet kopuyor. Sen fazla aldın ben eksik aldım gibi gereksiz birçok tartışmalar gölgesinde kaybolup gidiyor. Madem öle sanat okullarına bir pay bırakılsa(devlet üniversitelere pay aktarıyor ama oda yetiyor mu bilmiyorum) sanat öğrencileri sanatın Devletsel başı olarak Kültür Bakanlığı eğitim yardımında bulunsa derken uykumdan uyandım! Sabah olmuş.

Saygılarımla,

İsa Karslı

Yararlanılan kaynaklar;
(1) Sahnetozu mail grubu; Tiyatro Eğitimi-Öğretimi ve Kurslar hakkında ki
DOÇ.DR HASAN ERKEK’İN kişisel görüşleri.
(2)(4) Tiyatronline söyleşi;“Oyunculuk ve Oyunculuk eğitimi ”PROF.DR ÖZDEMİR NUTKU
http://www.tiyatronline.com/loca204.htm
(3) Müjdat Gezen Sanat Merkezi, eğitmenlerimiz bölümü.
http://www.mujdatgezensanatmerkezi.com.tr/content/view/44/260/
(5) DR. ADNAN TÖNEL; Temel oyunculuk üzerine Tiyatroblog.


Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Mehmet Çetinkaya - ( 2/6/2009 )
3 yıldır Konservatuvar niyeti taşıyan bir öğrenciyim.
2 yıllık üniversite mezunu 3. sınıfta açık öğretimde okuyorum
yaşım 21 bu yaşta bu okulda bir çok insan tebrik ediyor...
ama ben işletme muhasebe okumak değil hep gönlümde yatan oyunculuk okumak istedim.
2 yıl belediye tiyatrosunda 2 yıl üniversitede 3 yıl da lisede tiyatroda aktif rol aldım
dolabım kitap dolu
ama beni kim tanıyor biliyor musun
sadece sosyal arkadaşım ve
üniversite yıllarımı anlattığım oyunu internet üstünden isteyen 45 kişi :)

neymiş
demekki her isteyen oyuncu her isteyen ünlü her isteyen insan içinde yada sahne üstünde olamıyor...
birazda hayat şartlarına bağlıyorum ben
mesela eve bakmak zorunda olan ne yetenekler tanıyorum ben
günde 1 saat tiyatroya ayıracak zamanı yok
işte bu yüzden sadece heves eden ve parası olanların dünyası tiyatro..
devlete düşen görev ağır ama başını kaldırıp bakan yok
dediğin gibi eğitimli hoca yok
her eline program cetveli alan kurs veriyor..

Sonumuz hayrola
Mehmet Çetinkaya
mehcetinkaya@gmail.com msn + mail


Aysun Kapucu - ( 11/22/2009 )
mrb ben almanyada yasiyorum...20yasima girecegim 2ay sonra.15yasimdan beri tiyatro okumak istiyorum fakat ailem feci bir sekilde karsi cikiyorlar.arkadasimla birlikte tiyatro senaryolari yaziyoruz öyle raflarda tozlaniyor yillardir,ara sira kendi kendimize arkadaslarla oynuyoruz yazidigmiz senaryolari.ben kafama artik iyice yerlestirdigim icin tyatro okumayi ailem beni red etti.yaklasik 2bucuk aydir ailemle görüsmüyorum.burda almanyadan bi daire tuttum calisiyorum fakat yazin türkiyeye gelip dershaneye yazilacagim 1yil dershaneye gidip eger sinavi gecersem okumak istiyorum konservatuari.fakat duyduguma göre yetenek sinavi icin hazirlik kurslari varmis,bana yardimci olabilirmisiniz? ben bu kurslarda yer almak istiyorum fakat nasil iltibata gececegimi nerden bulacagimi bilemiyorum.

lütfen bana bir yol gösterin

saygilarimla
Aysun Kapucu


Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 216
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Ziyaretçi - Adana Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 2/11/2009
  • F451 – Bizim Tiyatro (İsmail Can Törtop) - 2/9/2009
  • Dinmeyen Alkışlar ~ Gülsün Siren Kınal (Karin Kökciyan) - 2/9/2009
  • Fırtına (Taner Can) - 2/9/2009
  • İstanbul’dan Bir Jean Claude-Carrière Geçti (Cengiz Peksoy) - 2/8/2009
  • Yanıtı Olmayan, Bol Sorulu Bir Oyun: KARATAVUK (Üstün Akmen) - 2/7/2009
  • Caza Kanunu - Diyarbakır Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 2/7/2009
  • Dinmeyen Alkışlar - Cahide Sonku (Cüneyt İngiz) - 2/6/2009
  • Pera Güzel Sanatlar'da Öğrenci Olmak (Yurdagül Yurtseven) - 2/5/2009
  • Tiyatroadam’dan adam gibi tiyatro: Albay Kuş (Rengin Uz) - 2/4/2009
  • Tiyatro Benim Adım (İsa Karslı) - 2/2/2009
  • Neden Tiyatro (Kemal Oruç) - 2/2/2009
  • Yılın Oyunu ve Yönetmeni'nde En iyi'ye Aday Olabilecek bir Oyun : İNEK (Melih Anık) - 1/30/2009
  • Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu (OBKT) tam 45 yaşında... (Üstün Akmen) - 1/30/2009
  • Gar (Erdinç Yapan) - 1/30/2009
  • Altı Haftada Altı Dans Dersi: Sıcacık bir dostluk öyküsü (Rengin Uz) - 1/29/2009
  • Gecenin Kulları (Yazan-Yöneten : Dinçer Sümer) – Antalya Devlet Tiyatrosu (Öznur Çetin) - 1/29/2009
  • Suç, insanın en karanlık olgularındandır: Nehrin Solgun Yüzü (Üstün Akmen) - 1/28/2009
  • Nazım Hikmet Zaten Memleket ve Sahneler Sansürlenmesin (Yurdagül Yurtseven) - 1/28/2009
  • İzmir'de Tiyatroculara Destek Kampanyası (Ulaş Tuzak) - 1/28/2009
  • Tiyatronun Önemi (Serkan Fırtına) - 1/28/2009
  • Çehov - Vişne Bahçesi / İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları (İBŞT) (Melih Anık) - 1/23/2009
  • Şarkıların Annesi Aysel Gürel, Çocuk Tiyatrosunda da Yaşamaya Devam Ediyor (Yurdagül Yurtseven) - 1/23/2009
  • Verin bir önyargı, dünyayı yerinden oynatsın: Kırmızı Pazartesi (Üstün Akmen) - 1/21/2009
  • İzmir Sanat Kulesi (Ulaş Tuzak) - 1/19/2009
  • Bürokrasi dolambacında bir vatandaşın öyküsü: Deri Ceket (Üstün Akmen) - 1/16/2009
  • Kel Oğlum Keleş Oğlum (Çocuk Oyunu) (Fevzi Günenç) - 1/16/2009
  • Eşik - Ankara Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 1/15/2009
  • Şehir Tiyatroları bir ailedir edebiyatı (Feridun Çetinkaya) - 1/14/2009
  • Ful Yaprakları ~ Civan Canova (Karin Kökciyan) - 1/14/2009
  • Eşkıya dünyaya hâlâ hükümdar olmakta: Rahat Yaşamaya Övgü (Üstün Akmen) - 1/13/2009
  • Dopdolu Bir Geçmişin Damıtılmışı: Eski Testi Doktorunun Anıları (Üstün Akmen) - 1/13/2009
  • Fiko Baba Özledik Seni (Yurdagül Yurtseven) - 1/12/2009
  • Bir Şubat Gecesi (Çocuk Oyunu) – İstanbul DT (İsmail Can Törtop) - 1/11/2009
  • Balıkesir Muhasebecisi: Para istemeyiz, namus isteriz! (Rengin Uz) - 1/11/2009
  • Aklımızın gerisindeki diyaloglar: Dolu Düşün Boş Konuş (Üstün Akmen) - 1/10/2009
  • oyun atölyesi’nin tek muhatabı var: seyirci! (Oyun Atölyesi) - 1/9/2009
  • Yaban Ördeği (H. Ibsen) – Antalya Devlet Tiyatrosu (Öznur Çetin) - 1/9/2009
  • Oyun'un Oyunu Mu? (Yurdagül Yurtseven) - 1/8/2009
  • Brecht Gecesi ve Sayın Site Yöneticisi (Aslı Nişancı) - 1/8/2009
  • Yedi Tepeli Aşk Oyunu Yasaklanırken Kim Nerede Ne Yapıyordu? (Nedim Saban) - 1/8/2009


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..