| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Şehir Tiyatroları'nda Oynanan Cyrano De Bergerac Oyunu İnceleme ve Eleştirisi
Yasin Çetin




Oyunu yapılan galasında izleme fırsatı buldum. İlk etap da şunlara değinmeden edemeyeceğim. Tiyatro ve oyunculuk alanlarında gerek akademilerde, gerek sanat dünyasında hep bir Avrupa(batı) adı geçse de aslında son on-on beş yılda bizimde ciddi bir yol kat ettiğimizi söylemeden edemeyeceğim. Oyunculuk alanında, televizyon dizilerinin artmasıyla açılan iş alanının çokluğundan kaynaklı, konservatuar ve güzel sanatlar fakülteleri oyunculuk bölümüne olan taleplerin artması nispetinde yetişen oyuncu fazlalığı ve bu fazlalığın doğurduğu tatlı rekabet sonucu oyunculuk çıtanın yükselmesi olarak ortaya müspet bir durum çıkıyor. Yine oyunculuğa olan rağbete paralel olarak kendini geliştirme fırsatı bulan akademisyen ve yönetmenler görüyoruz. Belki bir çoğunun farkında olmadığı bu pozitif gelişim, yaygınlaşan Osmanlıca öğrenimiyle yakın tarihimizi daha çok çeviri ile Türk Tiyatrosunu daha ileriye kökleriyle birlikte taşıyabilir. Bütün bunların hepsi oyunda gördüğüm birazdan incelememde sınıf sınıf sıralayacağım unsurları görünce bir an aklımdan geçti ve paylaşmak istedim.

Bir unsur da yıllar önce adını hatırlayamadığım bir gazetede sanat bölümünde ya da bir köşe yazısında bir yazı okumuştum. II. Abdulhamit han’ın “Cyrano de Bergerac” oyununu yasaklattığına dair bir yazıydı. Benim bunu yazmamda ki neden ise muhtemelen o haber bir gazetede yayınlandığına göre yazılı tarihe o şekilde geçmiş olmasından dolayı, bu yazımın bir düzeltme mahiyeti taşıyıp yine yazılı tarihe geçmesini murat etmemden kaynaklıdır. O yazıda Cyrano’nun burnu uzun olduğu ve II. Abdulhamit han’ın da burnu kemerli olduğu için yasaklattığı söyleniyordu. Hiçbir kaynağa dayandırılamayan teori sahih bir bilgi olarak veriliyordu. Benim bununla alakalı o habere bir reddiye yazmam hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Yeri gelmişken burada imkan bulduğum için yazmak istedim. Son Osmanlı dönemine dair hem tiyatro alanında hem de devlet adamları hakkında bir çok kaynak okudum. Doküman ve arkadaşlarımın tezleri için tiyatro dergisi çevirisi yaptım. Ama hiçbirinde bu oyunla alakalı bir söyleme rast gelmedim. Aksine II. Abdulhamit han’ın burnunun kemerli olması ile alakalı ne kendinin nede çevresinden herhangi bir olaya konu olduğu yada bunu bir takıntı yaptığı görülmemiş ve duyulmamıştır. Hatta tarihte II.Abdulhamit han döneminde “basına yasaklı kelimeler” diye bazı kitaplarda dolaşan 15-20 kelime arasında da burun kelimesi geçer. O kelime listesinin de asla resmi olduğu hiçbir belge ile kanıtlanmış değildir. “Kraldan çok kralcı”tabiri vardır. Belki padişah kızar düsturu ile basının kendi kendine aldığı kararı, kendi kendine uydurduğu sansürü padişah emretmiş gibi halkın dedikodusu olduğu bazı kaynaklarda da geçer. Bu da bir düzeltme olarak yazılı tarihe geçmesi babında burada dursun. Yıldız sarayında o dönem yazar ve aktör “Coquein Cadet” ve Fransız aktris Sarah Bernharth’ın çağrılıp temsiller verdirildiği bilinir. Yani konu Cyrano’nun burnu değil, oyunun özü ve yazarla alakalı olduğu kuvvetle muhtemeldir.

IŞIKLAR YANDIĞINDA İLK GÖZE ÇARPAN: KOSTÜM VE DEKOR

Bir oyun replikten önce oyuncu ile başlıyorsa, ister istemez ilk göze çarpanda kostüm ve dekor oluyor. 17. Yüzyıl Fransa’sını eksiksiz bir şekilde yansıtan hiçbir repliğe ihtiyaç duymadan anlayabilmemize sebep olan kostümlerdi.Bunda emeği geçen kostümde Canan Göknil, sahne tasarımında Barış Dinçel’e teşekkürler. Aynı şekilde oyun için hazırlanmış modüler dekorun aynı anda bir çok sahnede değişik şekillerde kullanılabilmesi, hem zamandan , hem de herhangi bir turne esnasında kolaylık sağlayacak olması gibi avantajlar hesaplandığında, gerçekten üzerine düşünülüp büyük emek verilmiş olduğunu gösteriyor. Bizlere de sadece teşekkür etmek düşüyor. Aynı şekilde yapılan ışık tasarımında renklerin ve ışığın estetik kaygı ile profesyonelce kullanıldığı için Murat İşçi’ye teşekkür getiriyor. Oyuncudan bir ton düşük ışık ile dekorun aydınlatılması hem sahneye derinlik vererek oyun atmosferinin kolay oluşturulabilmesine imkan tanırken, oyuncunun da dekorun gölgesinde kalmayıp daha ön planda fark edilmesini sağlıyor.

OYUNUN EN AKILDA KALICI YANI HİÇ ŞÜPHESİZ:OYUNCULUKLAR

Oyunda başrol Cyrano’yu oynayan Yiğit Sertdemir ile 2011 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Drama ve Oyunculuk bölümümüzün mezuniyet oyununu hazırlarken tanışıp, çalışma imkanımız olmuştu. Kendisi yönetmişti ve kumbaracı 50’de en son rahmetli Tomris İncer ile üçlemesini izlemiştim. Hem yönetmen olarak hem oyuncu olarak üzerine çok büyük çalışılmış fikirleri ve yöntemleri olan saygı duyduğum tiyatro adamlarındandır. Oyunun galasına gelirken yanımda gelen arkadaşıma da bahsetmiştim. Gerçekten yanılmadığımı, gelmezden evvel hayal ettiklerimi, sahne üzerinde kendinden beklenen performans olarak yansıttı. Bazı çevrelerden oyun sonunda “Acaba biraz abartı, shov muydu ?” sözlerini işitsek de sonuçta Natüralizm döneminde var olan yazarın Neo-romantik oyunuydu. Bence Neo-Romantik metin bir tık coşku ve shovu beraberinde getiriyordu. Akıcı bir dille en uzun tiratları bile eksiksiz telaffuzu Yiğit Sertdemir’e ekstra alkış getirdi. Bu oyunu ilk okuduğumda daha üniversiteye başlamamıştım. Metin çok hoşuma gitmişti. Kendi kendime evde Cyrano çalışmışlığım bile vardır. Oyuncunun kendini göstermeye pek müsait metni var.

Böyle bir metin ve böyle bir oyunculuk karşısında diğer oyuncu arkadaşlara büyük bir handikap doğdu. Roxane’ı oynayan oyuncu canlandırdığı karakterine yakışmış ama daha çok bireysel çalışması onun menfaatine olacaktır. Christian’ı oynayan oyuncu ise Cyrano’nun gölgesinde kalmış. İlk sahnesinde cyrano’nun burnuna laf atarken ki anlarında gayet bağımsız bir karakter olarak seyirciye geçerken, sonrasında cyrano’nun gölgesinde cyrano’ya hayran bir şekilde kaldığını gördük. Yine aynı şekilde asla oyunculuk kötü demiyorum, başka birisiyle oynasa bu şekli iyi denebilir ama çok üst çıtada yürüyen bir cyrano karşısında varlık gösterebilmek adına aynı çıtaya doğru ilerleme noktasında hamle yapması gerekiyor. Yine aynı kadro içerisinde görmekten mutlu olduğum okul arkadaşım Hasip Tuz’a da başarı ve tebrik dileklerimi iletiyorum.

BİR YÖNETMEN OLARAK PROF.MEHMET BİRKİYE

Kendisinden dört sene dolu dolu üniversitede istifade etmeye çalışmış birisi olarak ve bu zamana kadar yaptığı bir çok rejiyi gerek okulda, gerek dışarıda yaptığı prodüksiyonlarda yakından takip eden birisi olarak yakından tanıdığımı varsayıyorum. En azından oyunlarını izleyen yada birkaç ay aynı oyunda çalışanlara nazaran, uzun süre tiyatro-i tedrisatından geçmiş biri olarak daha iyi tanıdığımı sanıyorum. Bu zamana kadar yaptığı rejilerin hemen hemen hepsinde büyük beğeni ve takdir toplamış, yönettiği oyunlarda farklı bir yönetim çizgisi ekol oluşturmuştur. Ama bu oyuna baktığımızda benim gördüğüm kadarıyla oyunun ifade ve anlatım gücü yüksek olduğu için ve sağlam bir dramatik çatışma üzerine ustaca kurulmuş bir oyun olduğu için ekstra bir rejiye ihtiyaç duymadan doğal akışında oyunun metnini ortaya çıkaran bir reji tercih edildiğini kanısına vardım. Oyuncular ezber ve kendi metin çözümlemelerini yapmışlar. Gereken yerlerde yönetmen müdahale etmiş. İlave rejiye ihtiyaç duyulmaksızın Prof.Mehmet Birkiye oyunun altına imzasını atmış. Öze dair hiçbir dramatik problemi olmayan oyun, tamamen seyirciye hatasız geçtiği içinde biçim bakımından kusuruz bir oyun olarak izleyicinin beğenisini topluyor.

KOREOGRAFİ VE ESKRİM SAHNELERİNDEKİ BAŞARININ ADI: EMEK

Yine izleyici tarafından büyük ilgi toplayan bir diğer sahnelerde eskrim sahneleri ve oyunda ki koreografilerdi. Bununda sebebi yine oyuncuların işinin ehli iki isimle emek vererek çalışmış olmalarıydı. Her sahnesi ayrı ayrı figürlerle süslenmiş ve bunları hatasız olarak bizlere sunabilmeleri seyirlik hazzın artmasına sebep olmuş. Kendilerinden üniversitede bir sene eskrim dersi aldığım Deniz Özmen’e ve yine bir sene hareket dersi aldığım oyunun kareografilerini yapan Alparslan Karaduman’a emeklerine sağlık diyorum.

SONUÇ: KATARSİS YAŞANDI !

Tiyatronun ilk kuramı Aristoteles’in poetikasında “katharsis” den bahseder. Bu kelime anlamınla trajedinin seyirci üzerinde ki bıraktığı duygusal etkiye verdiği isimdir. Kurallara uygun yazılmış her tragedya katarsis içerir. Normalin üstü karakter seçilir. Seyirci karakterle kendi arasında bağ kurar ve sahnede izlediği olaydan kendiyle bağ kurduğu için etkilenir ve biz buna katartik etki deriz. Oyun sonunda 2005-2011 yılları arasında 6 yıl tiyatrosunda oyuncu olarak çalıştığım, oyunu beraber yan yana izlediğimiz yönetmenim İsmail Yeşilbağ “-evladım bana bak” dedi ve Victor Hugo’nun oyuna tam uyan “Söylesem söyleyebilsem ah derdimi” şiirini üç dört dakika boyunca gözlerinin içi parlayarak okudu. Ve “-bunu lisede defterlerimize yazardık” dedi. O an anladım ki bizde oyun, başarı ile o estetik haz duygusunu sağladı. Bizde o katartik etkiyi oluşturmuştu. Hani zanaatla sanat arasında ki fark vardır ya, zanaatın etkisi direk, sanatın etkisi dolaylıdır. İşte dolaylı faydası o katartik duygu, oyun sonu fuayede herkesin yüzündeydi.

İncelememin başında belirttiğim bir durum vardı. Türk tiyatrosunun kendi kendini bir yerlere taşıyacağı hususu idi. Bu kadar kaliteli prodüksiyonlar büyük devlet imkanları ile yapılabilirken, bunun yanı sıra iyi oyuncular yetişirken, kaliteli gerçekten bilen, yaptığı her rejiyi koca koca sebeplere dayandıran yönetmenler varken sizce söylediklerim bir komplo teorisi mi ?

Oyunda yapımda emeği geçen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Dr. Kadir Topbaş ,İBB Kültür Daire Başkanı Sn. Abdurrahman Şen, İBB Şehir Tiyatroları Müdür Salih Efiloğlu ve Genel Sanat Yönetmeni Erhan Yazıcıoğlu ve belki afişte adı yazmayıp emeği geçen varsa herkese teşekkürler.

Yasin ÇETİN
Mail: karagozseymen@gmail.com
15.11.2015

Yazarın Tüm Yazıları

Oyun tanıtım sayfası:  Cyrano de Bergerac
 
Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 687
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Büyük Aşkların Sonuncusu ve Çankaya Sahne (Füsun Akmen Balkaya) - 11/26/2019
  • Uğur Kanbay ve Eylül! (Füsun Akmen Balkaya) - 7/23/2019
  • Fars Dokusu Üzerine Komedya Dokunuşları İle CİMRİ (Füsun Akmen Balkaya) - 7/18/2019
  • ELEŞTİRMEN OLMAK VE ELEŞTİRİ YAZMAK ! (Füsun Akmen Balkaya) - 7/17/2019
  • YOKLAMA LİSTESİ (Skeç) (Murat Sayım) - 7/17/2019
  • Şehir Tiyatroları'nda Oynanan Ayaktakımı Arasında Oyununun İncelemesi ve Eleştirisi (Yasin Çetin) - 12/13/2015
  • Genel Müdür 'A. Nejat Birecik İle Devlet Tiyatrosu'na Gelen 'Bahar Havası' (Füsun Akmen Balkaya) - 12/11/2015
  • Şehir Tiyatroları'nda Oynanan İki Arada Bir Yerde Oyununun İncelemesi ve Eleştirisi (Yasin Çetin) - 12/7/2015
  • Müthiş Bir Prodüksiyon 'Ben O İstanbul'u Çok Sevdim' ve Ustaların Ustası Özel Yula (Can Murat Yaşar Şengel) - 12/3/2015
  • Ve Tanrı Aşkı Yarattı (Yurdagül Yurtseven) - 11/30/2015
  • Şehir Tiyatroları'nda Oynanan Cyrano De Bergerac Oyunu İnceleme ve Eleştirisi (Yasin Çetin) - 11/17/2015
  • Atam Siz Rahat Uyuyun Gençleriniz Size Layık - Yıllar Sonra 'Satıcı'nın Ölümü' - Bir Büyük Sanatçı Argun Kınal'a Veda (Can Murat Yaşar Şengel) - 11/4/2015
  • İstanbul Şehir Tiyatroları'nın 'Onikinci Gece' Oyununun İncelenmesi ve Eleştirisi (Yasin Çetin) - 11/3/2015
  • Sezon Açılışı - Bakırköy'de Bir Prens, Bir Don Quichotte, Bir Oğul, Bir Kardeş, Alican Yücesoy - Yaprak Dökümü... (Can Murat Yaşar Şengel) - 11/3/2015
  • İstanbul Devlet Tiyatrosu Kozyatağı Kültür Merkezi'ne ilk kez 'Satıcı'nın Ölümü' ile geldi. (Füsun Akmen Balkaya) - 11/2/2015
  • Berksoy'dan Haldun Taner'e Doğum Günü Armağanı: Dün - Bugün (Üstün Akmen) - 10/30/2015
  • Mizah, Bir Ustasını Daha Kaybetti! Hoşça kal Levent Kırca! (Füsun Akmen Balkaya) - 10/30/2015
  • Sezon Geldi Hoş Geldi, Aynaya Renk Geldi (Üstün Akmen) - 10/30/2015
  • 13. Kıbrıs Tiyatro Festivali'nin En Sivri Oyunu: Halktan Biri (Üstün Akmen) - 10/30/2015
  • 'Sanat Eğitimi' Konusunda Velilere ve Öğretmenlere Uyarı (Rasim Aşın) - 10/30/2015
  • Yalçın Topçu! Sen İşine Baksana! (Üstün Akmen) - 10/30/2015
  • Aydın Arıt Tiyatrosu ve Limonluk Arısı (İhsan Ata) - 10/30/2015
  • … Şu An Batmakta Olan Geminin Duvarlarına Resim Yapmaktasınız (Üstün Akmen) - 9/17/2015
  • Direklerarası Tiyatro Ödülleri Her Zamanki Saygın Yapısını Korudu (Füsun Akmen Balkaya) - 9/17/2015
  • Yeni Tiyatro Yeni Oyun… Tiyatrogrotto ve Cadılar… (İhsan Ata) - 9/7/2015
  • AKM'den haberi olmayan bir Kültür Bakanımız var artık (Üstün Akmen) - 9/7/2015
  • Topçu, Levent Üzümcü'ye Sahip Çıksana (Üstün Akmen) - 9/3/2015
  • Sanat Direnmektir (Yurda Yurtseven) - 8/31/2015
  • Zarif Bedenine Tam Oturmuş Oyunculuk Ruhu ile Kendini İş'i ile Taçlandıran Sanatçı: Özge Özder (Füsun Akmen Balkaya) - 8/7/2015
  • Güzellikle Elde Edemediğimizi Bırakalım: Saraydan Kız Kaçırma (Üstün Akmen) - 6/29/2015
  • Görme Yeri / Gürültünün İçinde (İhsan Ata) - 6/28/2015
  • Tiyatro ve Seyirci İlişkisi Üzerine (Serkan Fırtına) - 5/27/2015
  • Mükemmel Bir Shakespeare Şöleni: Bir Yaz Gecesi Rüyası (Üstün Akmen) - 5/14/2015
  • 'İstibdat Kumpanyası' ve 1876'lardan Bir Esinti... (Füsun Akmen Balkaya) - 5/5/2015
  • Her seçim bir dövüş müdür? (Dövüş Gecesi - DOT) (Dursaliye Şahan) - 5/2/2015
  • Nejla Uygur, Yıllar Sonra Bir Müzikalle Sahnede: Marko Paşa (Üstün Akmen) - 4/29/2015
  • Süheyl ve Behzat Uygur Tiyatrosu 'Marko Paşa' ile ayakta alkışlandı (Füsun Akmen Balkaya) - 4/29/2015
  • Oyun Salonu'nda ortaya karışık: İstenmeyen (Üstün Akmen) - 4/23/2015
  • Haldun Taner Sahnesi'nde 'Afife ve Bedia' ile 'Hayal-i Temsil'de Buluştuk (Füsun Akmen Balkaya) - 4/23/2015
  • Antikonformist ve Asi Bir Oyun: İmparatorluk Kuranlar (Üstün Akmen) - 4/15/2015
  • MUHTEŞEM GATSBY (Üstün Akmen) - 4/13/2015


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    3 Ekim'den itibaren her PERŞEMBE Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..