| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
RAİN MAİN oyunu Türkiye'de ilk kez sahneleniyor
Rengin Uz



RAİN MAİN oyunu Türkiye’de ilk kez sahneleniyor

OTİSTİK RAYMOND’DAN İNSANLIK DERSİ


Nasıl da geçmiş zaman...Dustin Hoffman’ın o müthiş performansına, Tom Cruise’un hem performansına hem yakışıklılığına hayran kaldığımız Rain Main, filmini seyredeli 25 yıl olmuş...Oluvermiş! 1988 yılında 8 dalda Oscar’a aday gösterilen Rain Main, 4 dalda bu ödülü alırken, filmin başrol oyuncularından Dustin Hoffman’a ‘En İyi Erkek Oyuncu’ ödülünü getirdi. Getirmese şaşardım! Şimdi hakkını verelim, Charlie Babbitt rolünde Tom Cruise da iyiydi ama Akademi o gün bugün, bir Oscar heykelciğini çok gördü Tom ’a. Dustin Hoffman’a bayıldık, gözyaşlarımızı tutamadık, yönetmen Barry Levinson’u alkışladık, filmin müziğini yapan Hans Zimmer’i mimledik. Bu filmle birlikte otizm kavramı hayatımıza girdi, vakıflar, dernekler kuruldu. Neticede ‘Rain Main’, En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Erkek Oyuncu’ ve En iyi Orijinal Senaryo dallarında Oscar’ı kucakladı. Oscar’ları bir yana, Rain Main, çoğumuz için defalarca bıkmadan seyredeceğimiz ‘Özel bir film’ olarak kaldı...

Tiyatroda ilkleri ve zorları seven Kemal Başar, kurucusu olduğu Tiyatro Keyfi’nin ilk prodüksiyonu olarak, sinemadan Dan Gordon’un tiyatroya uyarladığı, Şükran Yücel’in –ki katkıları yadsınamaz- dilimize çevirdiği metni sahneye koydu. Oyun, Avrupa ve Amerika’da bir süredir sahnelenirken bizde ilk kez perde açıyor.

Cesaret mi? Evet cesaret. Filmi bilmeyen, seyretmeyen yok, başarısı Oscar’la tesçillenmiş, aradan geçen onca yıla rağmen, ‘En’ler listesinin en başlarında yerini koruyan Rain Main, bu yol filmi küçük bir sahneye nasıl sığacak?

Filmin hikayesi malum. Vahşi kapitalizm sistemi içinde paraya endeksli bir biçimde yaşayan, değer yargılarından, insanlık ve sevgiden nasibini almamış Charlie’nin babasının ölümü ile hayatı değişir. Uzun zamandır konuşmadığı babasının cenazesine gittiğinde, klinikte yatan otistik bir ağabeyi olduğunu ve bütün mirasın, para kavramı bile olmayan Raybond’a kaldığını öğrenir. Aklı fikri parada, kazanmakta, güçte, gösterişte olan Charlie’nin en azından bu paranın yarısını bırakmaya hiç niyeti yoktur. Charlie, rutinin dışına çıktığı zaman kendini hiç iyi hissetmeyen, sosyal anlamda ilişki kuramayan Raymond’u klinikten kaçırır. Otistik olduğu için rakamları hiç unutmayan, hafızası çok güçlü olan, dahilikle küçük saf bir çocuk arasında gidip gelen Raymond’u kumar masasında hile yapmak için bile kullanır. Çekişmeli, sancılı bir yolculuktur onlarınki. Ve giderek bu yolculuk, Charlie’nin kendi iç dünyasına yaptığı bir yolculuğa dönüşür. Onlar ayrı dünyaların insanlarıdır. Ama artık Charlie’ye, saflığı, iyiliği, dürüstlüğü, sevgiyi, insanlığı ve aileyi hatırlatan bir ağabeyi vardır. En önemlisi de, kendi geçmişine dair hatırladıklarını hatırlayan tek kişidir o...

Peki, ‘Rain Main’in filmi mi, tiyatrosu mu? Bence ‘filmi’. Sinemanın tiyatroya karşı en büyük kozu görsel zenginliği. Sahnede, oyuncunun özetle aktardığı sahneleri filmde bizzat yaşıyor, mekandan mekana geçiyorsunuz. Filmin o rengarenk kocaman dünyası, tiyatro sahnesinde kısıtlı, sınırlı bir alana hapsoluyor. Hani nerde benim filmde en bayıldığım sahnelerden biri olan, Raymond’un, büyük bir keyifle babasının 1949 model Buick marka arabasının direksiyonuna kurulup, yüzünde o harika muzip ifade ve şaşkın gülümseme ile gaza basıp ‘Ben harika bir sürücüyüm...’dediği sahne. Özellikle böyle yol filmlerinde olay daha da zorlaşıyor. Ama Kemal Başar bu zorlukları zaten baştan bilerek soyunmuş işe. Tamamen iki kardeşin ilişkisine odaklanarak, antikapitalist, içinde yol olmayan bir yol oyunu yapmak istemiş ve amacına da ulaşmış. Olayı süsleyecek, renklendirecek mekanlar olmayınca, hikaye çok daha yalın bir hale gelmiş. Bunu yaparken iki başrol oyuncusu, Reha Özcan ve Devrim Evin’e güvenmiş. Onların baş başa oldukları, ikili sahneler ön plana çıkmış. Charlie’nin sevgilisi Susanna rolüne filmdekinden daha fazla ağırlık vermiş ki, bu da oyunun artılarından.Yönetmenin bu yalın reji anlayışına bir önemli katkı da dekor tasarımını yapan Murat Gülmez’den. Sahneyi ikiye bölerek, iki farklı kullanım alanı yaratmış. İki kardeşin yolculuk durakları, havaalanı, otel, kumarhane, klinik gibi mekanlar böyle çözümlenmiş. Ancak ilk sahnede, perde arkasındaki bazı dialogların zor anlaşıldığını söylemeliyim. Nasıl olacak diyordum, endişeliydim doğrusu, ama olmuş. İddiasız, yalın, nitelikli bir iş çıkmış. Belli ki Kemal Başar, adını Tiyatro Keyfi koyduğu tiyatrosunun bu ilk oyununda büyük bir keyifle çalışmış. Bu duygu bana geçti.

İKİ BAŞARILI VE KARİZMATİK OYUNCU

Otistik Raymond rolüne Reha Özcan, çok yerinde bir seçim. Şimdi kalkıp da Oscar’lı koskoca Hoffman ile Özcan’ın oyunculuklarını kıyaslayacak değilim. Haksızlık olur. Zaten film ve oyun da kıyaslanamaz. Ama bizim Raymond’umuz da performansı ile konuşturacak. Uzun yıllar Antalya Devlet Tiyatrosu’nda oynadıktan sonra İstanbul kadrosuna geçen Reha Özcan’ı ilk kez 2010- 2011 sezonunda rol aldığı Mate Matisic’in ’Bedensiz Kadın’ oyununda hastalıklı bir rolde izledim. Gerçekten çok etkileyiciydi. Oyundan çıktıktan sonra ilk sözüm ‘Kim bu oyuncu? Oldu. O oyuncu, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü mezunu Reha Özcan’dı. O yıl ‘Sadri Alışık Oyunculuk Ödülleri’ seçici kurulu olarak Özcan’ı ‘En İyi Erkek Oyuncu’ seçtik. Fazlasıyla hak etmişti. Geçtiğimiz sezonlarda, İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda, İnishmorelu Yüzbaşı ve Sezuan’ın İyi İnsanı’nda rol aldı ama bana göre Bedensiz Kadın’daki oyununu aşamadı. Şimdi, Rain Main ile yeniden bir çıkış yapıyor. Her anlamda üzerinde büyük titizlikle durulmuş, araştırılmış, her ayrıntı üzerinde çok çalışılmış, sindirilmiş bir oyunculukla karşı karşıyayız. Paylaşamamayı, ilişki kurmada zorlanmayı, sesle aşırı tepki vermeyi, saplantılı olmayı, otistik birinin tüm davranış biçimlerini, beden dilini, hiçbir abartıya kaçmadan, içinden taşan duyguları, bir küçük göz teması ile bile vermeyi başardı. Bütün samimiyetimde kutlamak istiyorum.

Çılgın, gününü gün eden, kapitalizmin tüm nimetlerinden sonuna dek yararlanan, parayla oynamayı seven Charlie’nin Tom Cruise’dan yola çıkarak, genç, yakışıklı, karizmatik ve iyi bir aktör olması gerekiyordu. Kemal Başar bu rolü Devrim Evin’e vermiş. Çoğumuz onun adını ‘Fetih1453’ filminde Fatih Sultan Mehmet’i oynayınca duyduk. Benim tanışmam ise, 29 Mayıs fetih kutlamalarına gitmeyi reddedip ‘Ben Gezi Parkı’nda olacağım’ diye çıkış yapmasıyla oldu. Hoşuma gitti. Adana Devlet Tiyatrosu oyuncusu olan Evin, Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Oyunculuk Bölümü’nü birincilikle bitirmiş. Bir oyuncu için baştan artı bir puan. Enerjisi yüksek bir oyuncu ve bunu Charlie’ye hayat verirken sonuna dek kullanıyor. İçsel yolculuğundaki değişimleri yaşadı ve yaşattı.

Kemal Başar’ın Şehir Tiyatroları’nda sahneye koyduğu ‘Romeo ve Juliet’in (Sahi oyun neden kaldırıldı, hiç geçerli bir açıklama yapılmadı) güzel ve başarılı Juliet’i Ece Özdikici, egoist Charlie’yi yola getirmek için uğraşan, onu hem seven, hem koruyup kollayan sevgilisi Susanna’da, yine genç kuşağın sağlam oyuncularından biri olduğunu gösterdi. Özellikle, Raymond’la olan ikili sahnelerini çok sevdim. Raymond’un yatırıldığı klinikte, ona göz kulak olan, babasının dostu doktor rolünde, Tamer Levent, sakin, dingin oyunu ile bu rol için biçilmiş kaftan. Hakan Eke, üç rol birden üstleniyor. Polis memurunda iyiydi ama finalde canlandırdığı, Raymond hakkında hayati kararı verecek doktorda, gençliği ve deneyimsizliği ile biraz sırıttı. Yine üç değişik rol üstlenen, Kemal Başar’ın öğrencisi Burcu Görek için böyle bir kadro ile oynamak büyük şans. Charlie’nin içsel yolculuğu, Can Atilla’nın özgün müziği ile daha da anlam kazandı. Kostüm tasarımını yapan Berna Yavuz, ışık tasarımında Murat Özdemir, Kemal Başar’ın bu küçük ve sıcak oyunun görünmez kahramanları.

Henüz sezonun çok başındayız ama benim için belli oldu, Tiyatro Keyfi keyif verecek...BO Sahne’de nitelikli işler yapılacak....

Rengin Uz

Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 879
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Hık Deyici Padişah Efendimiz(!)in Pık Deyicisi Aslan Bakanım (Üstün Akmen) - 12/4/2013
  • Şehir Tiyatroları'ndan Önemli Mesaj: Para (Cüneyt İngiz) - 12/3/2013
  • Neler Oluyor Orada? Mutlu Yıllar Sevgili Yalgın ve Sevgili Yelda… Tiyatro'da Adab-ı Muaşeret… (Can Murat Yaşar Şengel) - 12/3/2013
  • S. Günay Akarsu'nun Son Yazısı: Özel Tiyatrolara Devlet Yardımı Üzerine Kurumsal Düşünceler (Dündar İncesu) - 11/29/2013
  • Sevgili Anneciğime Mektup, Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun, Sezonun İlk Yazısı 'Para' (Can Murat Yaşar Şengel) - 11/26/2013
  • Er Meydanı Boş Kaldı (Cüneyt İngiz) - 11/26/2013
  • Tuncay Özinel Taziye Sayfası - Başsağlığı Mesajınızı Yazın (Taziye Sayfası) - 11/26/2013
  • Uygur'un ölümü çocukluğumuzun da ölümü aslında... (Nedim Saban) - 11/26/2013
  • Nejat Uygur ve Öğretisi (Kaan Erkam) - 11/26/2013
  • Nejat Uygur Taziye Sayfası - Başsağlığı Mesajınızı Yazın (Taziye Sayfası) - 11/26/2013
  • RAİN MAİN oyunu Türkiye'de ilk kez sahneleniyor (Rengin Uz) - 11/26/2013
  • Şans kader midir? (Yurdagül Yurtseven) - 11/26/2013
  • İzmir Devlet Opera ve Balesi Sezonu Çeşme'de Açtı: Zorba (Üstün Akmen) - 11/26/2013
  • Hayvan Çiftliği/Animal Farm; Tüyap Kitap Fuarı'nda Geçen Hafta George Orwell'la İçtiğim Acı Kahvenin 40 Yıllık Hatırı (Murat Örem) - 11/26/2013
  • Bir Yaz Masalı (Cüneyt İngiz) - 11/26/2013
  • Özel Tiyatrolar ve Devlet Yardımı (Cüneyt İngiz) - 11/10/2013
  • Tiyatro Yan Etki'den Yan Etkisi Olan Bir Oyun: Kurabiye Ev (Üstün Akmen) - 11/7/2013
  • Pervin Ünalp Röportajı (Ulya Altıntaş) - 11/6/2013
  • Kadıköy ve Sanat (Cüneyt İngiz) - 11/1/2013
  • Vehbi Dinçcan, Arapsaçı Oyununu Yazdı... (Vehbi Dinçcan) - 11/1/2013
  • Tarihte Yanan Her İnsanın Alevi Sonradan Işık Olur: Son Çığlık (Üstün Akmen) - 10/30/2013
  • Yeni Sezonda Kocaeli Şehir Tiyatrosu… Canlı Maymun Lokantası (İhsan Ata) - 10/29/2013
  • Bir Aile Travması Öyküsü: Gerçek Hayattan Alınmıştır (Üstün Akmen) - 10/23/2013
  • Trakyalı Kölenin Başkaldırı Öyküsü Bodrum'daydı: Spartacus (Üstün Akmen) - 10/12/2013
  • Asi Bir Kuş Olabilmek (Cüneyt İngiz) - 10/9/2013
  • teneke; gözü açların arsız tarihi (Murat Örem) - 10/9/2013
  • Yalnızlar Kulübü (Üstün Akmen) - 10/8/2013
  • Popüler ve Eleştirel Bir Oyun: Televizyon Cumhuriyeti (Kitap Tanıtım Yazısı) (Serkan Fırtına) - 10/7/2013
  • Tiyatro Dünyası Oyuncuları - Arapsaçı (Cüneyt İngiz) - 10/5/2013
  • Olay Rusya'da Geçiyordu (Cüneyt İngiz) - 10/3/2013
  • Ankara'nın Yalnızca -İstanbul'a Dönüşünü- değil; Devlet Tiyatrosunu da Seviniz... (Murat Örem) - 10/3/2013
  • Saat On İkiyi Beş Geçiyordu - Tuncel Kurtiz (Yurdagül Yurtseven) - 9/28/2013
  • Kıbrıs Tiyatro Festivali'nden Döndüm (Üstün Akmen) - 9/25/2013
  • Dokuz Tenorun Sesi, İzmir'İn Çeşme İlçesinin Semalarını İnletti (Üstün Akmen) - 9/12/2013
  • Antalya'da Sevgi, Merhametsizlikle Yer Değiştirirken: Othello (Üstün Akmen) - 9/2/2013
  • Hortum Bank (Hüseyin Manto) - 8/26/2013
  • Şimdi Ordulu Oldum, Gönlümü Ordu İle Doldurdum (Üstün Akmen) - 8/21/2013
  • Tükeniriz, Ama Yeniden Var Olabiliriz: Yağmur Durduğunda (Üstün Akmen) - 8/20/2013
  • Devlet Tiyatroları ve Opera/Bale Çalışanları Eyleme Geçmeli (Üstün Akmen) - 8/17/2013


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    19 Kasım'dan itibaren her SALI Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..