| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Darwin'in Kaplumbağası
Cüneyt İngiz



Bir ağaçla başladı herşey. Olamaz denilen oldu, imkânsız olan gerçekleşti ve halk sokaklara dökülüp, direnmeye başladı. Bir ağacın yaydığı oksijen, zihinlerin açılmasına, algıların değişmesine sebep oldu. Bir ağaç yıkılırken, bir millet uyandı.

İktidarlara direndiler, iktidarın güvenlik güçlerine direndiler. Baskı arttı, şiddet arttı, basın sustu, şiddet arttı, Yine de direndiler. Birken bin oldular, binken on bin oldular. “Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine” dizelerinde ne de haklıydı Nazım Hikmet. Tıpkı bu dizeler gibi direndiler, baskılardan yılmadılar, yayıldılar, çoğaldılar.

Yanlışlar da yapıldı doğrularla beraber. Ama bu bir sivil direnişti. Ayakta kalma savaşıydı. Ne bir siyaset bayrağı vardı ortalıkta, ne bir siyasi fikir. Direniş herkesin direnişiydi. Korkuya karşı ayaklandı insanlar. Kral Macbeth’in üstüne yürümeye başladı bütün orman. İmkânsızdı Macbeth için, ama oldu. Anne karnından yarılarak çıkarılanlar, durdu Macbeth’i. Bunu gören Macbeth, Sezar’dan alıntı yapmadan duramadı: “Öyleyse yıkıl Sezar”.

Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nun sahneye taşıdığı, Juan Mayorga’nın kaleme aldığı “Kaplumbağa” oyunu bütün olanlara ışık tutuyor. Oyunu aslından uyarlayan ve sahneye taşırken, kendi yorumunu ve yönetmen süzgecini kullanan Ali Poyrazoğlu, ortaya bir Vahşet Sirki çıkarıyor. İnsanoğlunun tarihten ders almadan, dönüp dolaşıp aynı noktaya geldiği, iktidar ve güç sarhoşluğuyla, yarattığı korku toplumundan korkarak ve hep yokederken, sonunda yokolan insanı anlatıyor.

Oyunun başında 1800’lerden başlayarak, bir tarihi film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçiriyor. Zulümler, ayrıştırmalar, baskılar, savaşlar, yokoluşlar anlatılıyor. Özünde hep aynı noktada tıkanıyor hikaye. İnsanın insanı yok etmesi. Acı, gözyaşı, hüzün, hırs, arzu, istek, şehvet. Hepsi insan için. Hepsi insani duygular. Ama ders çıkarılmayana parmak basıyor oyun. “Yapmayın” diyor. “Siz bunları tekrar tekrar yaptıkça, bu Vahşet Sirki hiç bitmeyecek” diye haykırıyor. “İnsanın evrimi tersine dönecek ve hayvani içgüdüleri sarıp sarmalayacak insanı ve yokedecek önüne geleni.”

Oyunun en ironik yanı, tarih sayfalarına kuşbakışı değil, bir kaplumbağanın gözünden, yerden yukarı bakarak anlatılıyor olması. Hep tepeden bakan, hiç alttan almayan, açısını değiştirmeden yaşayanlara ders veriyor Darwin’in Kaplumbağası.
Minicik bir kaplumbağa iken gördüklerinden, yaşadıklarından sonra yavaş yavaş evrimleşen kaplumbağa, bir ateş çemberinde kalınca kalkıyor iki ayağı üstüne, korkuyla. Korku dikiyor onu ayağa ve bundan sonra insana doğru devam ediyor acılı ve ölüm dolu görüntülerle süslenen evrimi.

Ali Poyrazoğlu ilerleyen yaşına rağmen, enfes bir enerji ve sonsuz bir oyunculuk gücüyle, alıp götürüyor insanı. Oyunun her sahnesini, nefesinizi tutarak seyrediyorsunuz. Alnından akan damla damla tere rağmen, bir damla bile yorgunluk belirtisi olmadan, tam bir inançla haykırıyor kaplumbağanın acılarını. Onunla beraber kıvranıyor, eğilip bükülüyor, adeta yerlerde sürünüyor.

Diğer yanda Tarih Profesörü rolünde Bülent Kayabaş, hırslarını gerçekleştirme amacı uğruna herkesi kullanan profesörü sade ama anlaşılır bir yorumla sahneye taşıyor. Bağırmadan, çağırmadan ama işine yarayacak olanı sinsice avucunda tutma hileleriyle bize bizden birilerini açık ve net gösteriyor. Çoğu zaman sessiz kalışları çok şey anlatıyor.

Özdemir Çiftçioğlu ne kadar da tanıdık geliyor canlandırdığı karakterle. Hasbelkader geldiği konumda, anne babasının iktidarını ve gücünü kullanarak, iğrenerek bakılan bir “doktor müsveddesi”ni anlatıyor bize. Doktor olacağım derken baytar olmayı bile beceremeyen, sevmeyen, sevilmeyen doktoru ince ince, nakış nakış dokuyarak anlatıyor.
Evin hanımı Nur Gürkan ise, profesörle olan evliliği ya da esareti altında ezilmiş, kurtulmak için çıkış yolları arayan kadını başarıyla seriyor gözler önüne. Olan bitenin farkında, ama duruma müdahale etme becerisini kaybetmiş, sinir krizleri içinde kıvranan kadını, güçlü oyunculuğuyla ruhlarımıza üflüyor. Sesindeki iniş çıkışlar, ifadesindeki an be an kımıldanan değişim, Nur Gürkan’ın gözümüzde şahlanmasına sebep oluyor. Çok başarılı ve alkışları sonuna kadar hakediyor.

Bu arada kaplumbağa anlatırken, ölüleri canlandıran, sessiz oyunlarıyla sahneyi dolduran genç arkadaşlarımızın sabrını, inancını ve emeğini söylemeden geçmek olmaz. Kah ölen, kah asker olan, kah dans eden genç arkadaşların ritmi ve becerilerini başarıyla sergilemeleri oyunun destek noktaları oluyor.

Oyunun görselleri de oyuna renk katıyor. Hitler faşizminin videoları, savaşın getirdiklerini ekranda bir kez daha görmek insanın kanını dondursa da, kaplumbağanın dediği gibi Eğer o ölen insanları unutursak, bir kez daha öldürmüş oluruz.

Bir yandan kaplumbağanın ağzından tarihi gerçekleri dinlerken, diğer yanda yine aynı kısırdöngü içinde kaplumbağaya uygulanan faşizm ve baskıyı görmek de ayrı bir ironi yaratıyor. Profesörü, doktoru ve evhanımını, tarihin küçük bir parçasını kaplumbağaya uygularken görüyoruz.

Mutlaka seyretmeniz gereken, tarihi gerçekleri ve geçmişte yaşanan acıları anlatan bu oyunu bir yerlerde bulup seyredin.

Cüneyt İngiz

Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 446
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Çok Yıllık Karıma Çok, Ama Çok Açık Mektup (Üstün Akmen) - 6/26/2013
  • Maktülün Son Sözü 'Filifu' Oldu: Katilcilik (Üstün Akmen) - 6/24/2013
  • Toplum - Sanat - Ülke (Erdal Yıldırım) - 6/24/2013
  • Salieri ile Mozart: -Önce Müzik Sonra Söz- ve -Opera Müdürü- (Üstün Akmen) - 6/22/2013
  • Başbakanımız Efendimiz AKM İçin Yalan Söylemeyi Sürdürüyor (Üstün Akmen) - 6/22/2013
  • Bette Midler 30 Yıl Aradan Sonra Broadway'de Gişe Rekoru Kırıyor! (Ali Kemal Güven) - 6/22/2013
  • Güngör Dilmen'e Saygı: Aşkımız Aksaray'ın En Büyük Yangını (Üstün Akmen) - 6/20/2013
  • Huzura Alınmak, Padişahım Çok Yaşa Diyerek Secdeye Varmak (Üstün Akmen) - 6/20/2013
  • Ağaç Bir Baskının Simgesidir (Yurdagül Yurtseven) - 6/14/2013
  • DENİZ GÖKÇER'i dinlerken.. (Pınar Çekirge - Yavuz Pak) - 6/10/2013
  • Darwin'in Kaplumbağası (Cüneyt İngiz) - 6/10/2013
  • Günlerden Cumartesi, Meydanlardan Taksim (Nedim Saban) - 6/7/2013
  • Twitter Belası (Nedim Saban) - 6/7/2013
  • Boyun Eğmedik, Eğmeyeceğiz... (Üstün Akmen) - 6/6/2013
  • Son Oyun - Bir Ülke İçten Nasıl Bölünür??? (Deniz Zengin) - 6/6/2013
  • Samsun'da, -Baban Kimdi Bilemezdin- Deniliverince: Neyzen (Üstün Akmen) - 5/29/2013
  • Açıkça'dan Dut Şerbeti… (İhsan Ata) - 5/27/2013
  • Yaşamaya Dair (Üstün Akmen) - 5/27/2013
  • Devlet Benden Korkar Çünkü Tiyatrocuyum... (Kaan Erkam) - 5/26/2013
  • Taksim'de Kendi Kendine Takılmak… (Arda Aydın) - 5/25/2013
  • Antalya'da Sevgi, Merhametsizlikle Yer Değiştirirken: Othello (Üstün Akmen) - 5/25/2013
  • Bir Oyuncu; Şebnem Köstem (Pınar Çekirge - Yavuz Pak) - 5/24/2013
  • Kitap İncelemesi: Yargıtatör (Tiyatro Oyunu) (Serkan Fırtına) - 5/24/2013
  • Masalların Duvarları Yüksek Olur: Peri Devden Korkuyor (Üstün Akmen) - 5/21/2013
  • Memet Ali Alabora Röportajı (Ulya Altıntaş) - 5/17/2013
  • Evrim, Ya Geriye Doğru da İşlerse: Kaplumbağa (Üstün Akmen) - 5/15/2013
  • Yar Bana Bir Ödül (Nedim Saban) - 5/15/2013
  • Hint Uygarlığı ve Tiyatrosu Üzerine (Serkan Fırtına) - 5/11/2013
  • Ödüllendirilemeyenler (Nedim Saban) - 5/11/2013
  • Made In Birol Güven Damgası Sahnede: Yatak Odası Diyalogları (Üstün Akmen) - 5/11/2013
  • Bir Hışmınan Geldi Geçti Globe Theatre, Peh, Peh, Peh: Kral Lear (Üstün Akmen) - 5/6/2013
  • Pal Sokağı Çocukları - Ankara Devlet Tiyatrosu (Kurtuluş Bilgilioğul) - 5/6/2013
  • Gay Olmak ya da Olmamak; Nathan Lane'li -The Nance- Broadway'de… (Ali Kemal Güven) - 5/2/2013
  • Aşkın Yeni Adresi - Taj Express (Kurtuluş Bilgilioğul) - 5/2/2013
  • Genç Yazar Uğur Saatçi Gene Trabzon'da: Bu Da Geçer Ya Hu (Üstün Akmen) - 5/2/2013
  • Othello Rize'de (Gülseren Engin) - 5/2/2013
  • Muhsin Hoca Kime Teslim??? (Nedim Saban) - 4/30/2013
  • Hayatı Seçmek mi Onuru Korumak mı: Jeanne d'Arc'ın Öteki Ölümü (Üstün Akmen) - 4/27/2013
  • Su ve Ateş Anıları (Kurtuluş Bilgilioğul) - 4/26/2013
  • Muhsin Ertuğrul; Türk Tiyatrosunun Simurg'u.... (Murat Örem) - 4/26/2013
  • Muhsin Ertuğrul; Türk Tiyatrosunun Simurg'u.... (Murat Örem) - 4/26/2013


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    3 Ekim'den itibaren her PERŞEMBE Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..