| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Turgay Tanülkü Röportajı (Zaman) (9/1/2011)


Kurtlar Vadisi'nin Şahin Ağası, Eşrefpaşalılar'ın kahvecisi Turgay Tanülkü, 11 cezaevinde tiyatro dersleri veriyor. Ağır rollerin üzerine yapıştığını söyleyen sanatçı, 'Türkiye'de ki bütün cezaevlerine elimi kolumu sallayarak girip çıkabiliyorum. Akıllarda soru işareti kalmasın diye kendimi aratıyorum. İddia ediyorum, dünyanın en çok aranan adamı benim.' diyor.

İsminizden çok, yüzünüzle tanınıyorsunuz. 'Ben sizin hayranınızım' deyip isminizi hatırlamayan oluyor mu?

Bizim insanımıza yaptıkların doğru geliyorsa, magazin sayfalarına düşmüyorsan seni farklı seviyor. Magazine düşen adamın yaşını, memleketini, karısının ismini bile biliyor. Eğer ikinci sayfaya düşmüyorsa sadece fotoğraflarından biliyor. Beni tiyatroya izlemeye gelen insanlar ismen biliyor, o da broşürde yazdığı için. İsmimiz değil, iş yürüsün.

Ağır Abi görüntünüz var. Cezaevine düşünce mi havanız değişti?

Sert bir tabiat içinde büyüdük, ondan olabilir mi? Büyüdüğüm yörelerin kışı çok kış, yazı çok yazdı. Ilımanlığı yoktu. İster istemez yürüyüşün, bakışın, derin sertleşiyor. Duygusallığın üzerine bir gömlek oluyor zamanla.

Duygusal biri misiniz?

Çok duygusalım. Boynu bükük bir insanı değil, kediyi görsem hüzünlenirim. Cezaevinde gördüklerim beni çok etkiledi.

Neden düştünüz mahpus damlarına? Kimin tavuğuna 'kışt' dediniz?

(Gülüyor) Kimsenin tavuğun 'kışt' demedim. Siyasî bir duruştu sadece. 16 yaşında bazı insanlar tarafından sevilmemeye başladık. 17'sinde ismini bilmediğimiz insanlar için savaşmaya başladık, içeri düştük. Özel çıkarlarımız için tutuklanmadığımız için karşı görüştekiler bile bizi sevdi. Bizde hangi takımı tutarsan tut, sonunda bir milli takım havası vardır. Kıbrıs Savaşı çıktığında cezaevinde sağ-sol kalmamıştı mesela.

Nerelerde yattınız?

Sinop, Ulucanlar. Toplam 7 yıl.

Yılmaz Güney de Ulucanlar'daydı. Onunla özel bir hukukunuz var mıydı?

Ben küçüktüm o zamanlar. Abimizdi, hayrandım ona. Yılmaz Güney'le bir yıl aynı koğuşta kaldım. Yan koğuşlar bize tatlı gönderirdi, biz onlara giyecekler.... Aramızda yardımlaşma vardı. Tek kişilik oyunlar yazdım, oynadım.

İlgi görünce mi oyuncu olmaya karar verdiniz?

Oyunculuk tecrübem halkevlerine dayanıyor. Ama içeride kesin kararımı verdim. Fıkralar oynadım, ev özlemi, baba özlemi hikâyeleri anlattım. Bana güvenen bir iki kişi vardı, onları da yanıma alınca ilk grubumuzu kurdum. Koğuşlar arası turnelere çıkıyorduk, idarenin de hoşuna gidiyordu bu. Sakinleştirici etki yapıyordu çünkü.

O cezaevlerinde mi eğitim veriyorsunuz şu anda?

11 büyük cezaevinde grup var. Elimi kolumu sallayarak girip çıkabiliyorum. Kolay olmadı tabii. İlk 5 yıl çok fazla sorun çıkardılar. Mahkûm, idarenin adamı sanıyordu, idare bir şey getirip götürür mü diye şüpheleniyordu. Ama aştık. İddia ediyorum, dünyanın en çok aranan adamı benim. Kendim aratıyorum. Akıllarda benimle ilgili hiçbir soru işareti kalmamalı. İyi adamlar için mücadele etmeye değer.

Peki, kaç iyi adamı beyazperdeye taşıdınız?

Çoook... Normal oyuncular dışarıdan besleniyor, ben içeriden besleniyorum. Onlara göre daha avantajlıyım. Bu sayede birçok arkadaşımı oynadım. Nazım Hikmet'in filmindeki gardiyan, Eşrefpaşalılar'daki kahveci...

Kurtlar Vadisi'ndeki Şahin Ağa?

O da gerçek biri. Karakteri canlandırırken çok faydalandım ondan. Duruşlarını yaşayış tarzını bildiğim için çok zorlanmadım. Şahin Ağa dışarıya çıktı, eceliyle öldü. Diğer arkadaşlarıyla görüşüyorum hâlâ. Ankara'da Yusuf Koç, İskender Çolak, Cesi Cemal... Duruşları adam gibidir. Yanlarına gidince ellerini öperim. O dönemin Robbin Hood'u, şimdikiler gibi değiller.

Sizi hep takım elbiseli mi göreceğiz. Yönetmenler başka rol vermiyorlar mı?

Ağır abi roller üzerime yapıştı. Çok kötü bir şey bu. Duygusal bir babayı, abiyi, dedeyi oynamak istiyorum. Komedi oyunculuğumu ortaya koyacak projeler lazım. Behzat Ç'de son oynadığım rol farklıydı. Oyuncu abilerim, arkadaşlarım arayınca nasıl mutlu oldum bilemezsin. Kendimi tekrar etmeye başladım. Turgay penaltıyı böyle atar, deniyor. Çatala atmam, kaleciyi ters köşeye yatırmam lazım.

35 yıldır yeşil sahaya çıkıyorsunuz. Başrol sayınız az değil mi?

Magazin basınında yer almadığımız için normal. Karakter oyuncusuyuz bir de. Bizden jön çıkmaz. Bir dizide, filmde ana-baba rolü çıkacak da oynayacaksın.

Beklentiye girmiyor mu insan?

Hayır, girmiyor. Karakter oyunculuğu zamanla öne geçecek. Herkes Türkiye güzeli, yakışıklısı olarak kalmıyor. Onlar da bir süre sonra karakter oynamaya başlayacaklar. Yeşilçam kültüründe o var. Mesela Cüneyt Arkın, Tarık Akan jönlüklerini hâlâ barındırıyorlar.

Yeni dönemde beğendikleriniz?

İsim vermeyeyim. Onu söyledin, beni unuttun durumu olmasın. Kadir abi, Ayhan Işık'ların dönemi kişilikleriyle oturmuş. Oturup kalkmalarıyla, yemek yemeleriyle... Onlarla ilgili abuk sabuk bir şey okuyamazsınız. Onlar da gençti, istediklerini yapabilirdi ama yapmadılar. Bu bir duruş biçimi. Oyuncu duruş biçimini kaybettiği gün bu işi bıraksın. Kendini saklasın, korusun. Oyuncu, oyunculuğuyla var olmalı.

Siz de bunu uygulayacak mısınız?

Evet. Ortalıktan kaybolacağım. Dilerim güçleneceğim büyük bir eğitim parkı kuracağım.

Hayaliniz bu mu?

Kimsesizlerin olduğu ve ürettiği bir eğitim sistemi düşünüyorum. Herkesin kendine ait bir odası, bahçesi olan bir park. Birlikte toplu yemek yesin, otobüslerle okullara dağılsın. Üniformaları aynı olabilir. Hepsinin adı Ayşe, hepsinin adı Ahmet... Böyle bir kitlenin yetişeceğine inanıyorum. Çocuk doğurmak önemli değil, önemli olan doğmuşa sahip çıkmak.

"11 çocuk okutuyorum"

Nasıl bir çocuktunuz?

Yaramaz, hem de çok. (Gülüyor)

Anne-babanızdan Hiç dayak yediniz mi?

Annem çok döverdi. İstemezdi kimseye bulaşmamı. Mesela 7-8 yaşlarında mahallede bir kavga çıktı. Ağzım yüzüm dağılmış vaziyette eve döndüm. Annem sordu, çingeneler dövdü, dedim. O gün bir de annem beni dövdü. Feci şekilde hem de. 'İnsanları nasıl ötekileştirirsin' dedi, bağırdı, çağırdı. İyi ki de dövmüş beni. İnançlara, farklılıklara bir daha dil uzatmadım.

Aileniz hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Yok mu, çoluk çocuk?

Kendi çocuğum yok ama okuttuğum 11 çocuk var. Cezaevlerinde tanıştığım arkadaşlarımın çocukları. (Gözleri doluyor) Başkaları doğurmuş olabilir ama sorumlulukları bana ait. Başka bir dünyadır o. Dizilerden, şuradan buradan aldığım paralarla onları okutmaya çalışıyorum. Hepsi üniversitede, iki tane de ortaokuldan geliyor.

Ne diyorlar size? Abi, amca yoksa baba?

İlk başlarda abi diyorlar. Uzaksın çünkü. Giderek yaşları büyüyünce dayı, amca oluyorsun. En son baba diyorlar.

Ne kadar sıklıkla görüşüyorsunuz?

Çok sık. Bize gelip kalırlar. Beraber sinemaya, tiyatroya gideriz. İkisi ODTÜ'de okuyor, biri hukukçu oluyor mesela. Elimizden geldiğince kursa gönderiyor, hayatta tek başına durmayı öğretiyoruz. Bazıları babayı hiç kabul etmiyor, görüşmek istemiyor. Bu yüzden farklı bir diyaloğumuz var. Şimdi çiftleşmeye başladılar. Gencecik yaşta dede oldum.

"Şike yapmak namussuzluktur"

Hangi takımı tutuyorsunuz?

Galatasaray abi. Başka olamaz.

Maçlara gidiyor musunuz?

Çok fazla gidemiyorum. Ama destekliyorum takımı. Eşim ve diğer 11 çocuğun birçoğu Fenerli. Milli takımda buluşuyoruz. Ama futbol bilgim iyidir, ta çocukluk yıllarına dayanıyor.

Mahalle maçlarına mı?

Evet. Bacak kadarken Uşakspor maçlarına giderdim ayran satmaya. O zaman plastik şişeler yeni icat edilmişti. Biz tribüne ayran atardık, onlar bize parayı atardı. Gidip elimle verdiğimi hiç hatırlamıyorum. Sırf ayran için beni takıma alırlardı.

Teşvik ayranı verdiniz mi hiç?

Yok Allah korusun (Gülüşmeler)

Şike olaylarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok kırgınım çok... Ben sadece harçlıklarını, maaşlarını alıp sabah 04.30'da maça giden adamları düşünüyorum. Gönüldaşlara çok büyük ayıplar edildi. Şike yapanların isimlerini duyduğum zaman bu ülkede yaşayan biri olarak utanıyorum. Onlar da utanmalı. Belki ceza almazlar ama utanıp insan yüzüne çıkmamalı. Onlara hakkımı helal etmiyorum.

Şikenin eli Galatasaray'a da uzandı.

Hangi takımın yaptığı fark etmez. Taraftarın gönüllerine birileri kendi çıkarları için leke süremez. Namussuzluktur bunun adı. Yasa onları aklar ama gönüller aklamaz, aklamamalı.

"Kısa boylu olmak avantaj"

Boyunuz kısa, biraz daha sakal uzatsanız şirin baba gibi olacaksınız. Boyunuzdan dolayı rol kaçırdığınız oldu mu?

Yok, olmadı. (Gülüşmeler) Hiç kaçırmadım. Hatta uzun boylulara göre daha avantajlıyım. Minyatür olduğum için kameranın her yerine sığıyorum. Uzun olsan bir ton dert. Senin boyunda bir kız bulacaklar, kadronun boyunu uzatacaklar. Boşver...

Peki, yazıyla aranız nasıl?

Birkaç oyunun dışında, kâğıda aktardığım bazı anılar var. Yaşamımı yazıyordum, cezaevi yıllarımı. Sonrasında rahatsız oldum. İnsanlar bana özel şeylerini anlatmıştı. Kalem onları da yazmaya başlayınca 'dur' dedim. Namusuzluk gibi geldi.

Senaryolaştıralım diyen oldu mu?

Yavuz Turgul dedi. Başkaları da söylüyor. Uğur Yüceller falan... Benimle paylaşılanlara ihanet ettiğimi düşündüğüm için kalemi elime almıyorum.

'Hemen hemen bütün oyuncular yurt dışında olsam başka yerde olurdum' diyor. Siz ne diyorsunuz?

Ben de diyorum ki dışarıda bir yerlerde olmaktansa Türkiye'nin hammaddesinde olurum. Maden işçisinden, kasabından değer görüyorsam yeter bana.

Yeni bir dizide rol alıyorsunuz. Eylül ayında nasıl bir karakterle karşımıza çıkacaksınız?

Bu ülkenin yeni yapımcılara, yönetmenlere ihtiyacı var. Çalışmalarına güvendiğim arkadaşlarımın yanındayım şimdi. Onlara destek vermek için buradayım. Kanal 7'de yayınlanacak Hazret adlı dizide cezaevi olgusunda yetişmiş bir adamı oynuyorum.

Yeni projeler?

Serdar Akar, 50'lilerin Türkiye'sini anlatan bir dizi çekecek. Yıllardır hazırlandıkları bir iş. Çekimler bugünlerde başlayacak, ben de bir yerlerinde olacağım. Daha fazla bilgi veremiyorum.

Ayhan Hülagü - ZAMAN
Ağustos 2011



Paylaş      
Yorumlar

Savaş Aykılıç - ( 15/08/2011 )
-Balık bilmezse hal(i)k (hem -Tanrı- hem de halk anlamında) bilir-...Bilmeyen ne bilsin seni,bilenlere selam olsun...İyi ki varsın Turgay Tanülkü...

- ( 01/09/2011 )
röportaj zaman gazetesinden ayhan hülagü-ye aittir.

Bu Haber Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 645
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 


    Güncel Haberler     En Çok Okunan Haberler
Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
Hangisi Karısı, 5. Sezonunda!
    Tüm Haberler

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Haberler
    Bu haberin yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer haberler aşağıda listelenmiştir...

  • Kadıköy'deki Broadway Sineması tiyatro sahnesine dönüştürüldü (Ak'la Kara Tiyatro) (8/18/2011)
  • ANKET: Geçtiğimiz Sezon İzlediğiniz En İyi 3 Oyun Hangisiydi? (8/17/2011)
  • Sadri Alışık Tiyatrosu, yeni sezonda Keşanlı Ali Destanı'nı sahneleyecek (8/17/2011)
  • LET'STANBUL Deneysel Sanat Festivali (9-15 Eylül 2011) (8/17/2011)
  • Oyun Atölyesi'nin yeni sezon oyunu: Don Juan'ın Gecesi (8/16/2011)
  • Altan Erkekli Sahnesi’nde Drama Atölyesi (Mersin) (8/15/2011)
  • Aşkın Uçucu Kokusu, Ekim'den itibaren Türkçe ve Almanca olarak sahnede (8/15/2011)
  • Tiyatro Panorama Oyuncular Arıyor! (8/15/2011)
  • Moda Sanat Tiyatrosu'nda İsteyen Herkese Tiyatro Eğitimi (8/15/2011)
  • Kültür Bakanlığı'na Gerek Kalmayacak (8/15/2011)
  • Turgay Tanülkü Röportajı (Zaman) (9/1/2011)
  • Derme Tiyatro Oyuncular Arıyor (8/5/2011)
  • Öğretmenler ve Lise Öğrencileri için Yaratıcı Drama (8/5/2011)
  • İstanbul Temaşa Tiyatrosu Yeni Takım Arkadaşları Arıyor (8/3/2011)
  • İstanbul Temaşa Tiyatrosu'nun Yeni Oyunu Kayıp Ruhlar Kıraathanesi Antalya'da (8/3/2011)
  • Üstün Akmen: Gazze Baskını Ürkütücüdür, İnsanlık Dışıdır (8/3/2011)
  • Etna, Muammer Karaca Tiyatrosu'nda (8/3/2011)
  • Şehir Tiyatroları, Sanatçısı Sevgi Sakarya'yı Yitirdi (8/1/2011)
  • Bu yaz kukla yapıyoruz (7/15/2011)
  • Mask-Kara Tiyatrosu'nun sezon kapanışı (7/15/2011)
  • Kadıköy'de Yıldızlar Altında Tiyatro Keyfi (Ücretsiz) (7/15/2011)
  • Egeliler Leyla'nın Evi'ni Seviyor (7/15/2011)
  • Eskişehir Şehir Tiyatroları, Yeni Sanatçılar Arıyor (7/15/2011)
  • Lüleburgaz'da -Parklar Çocuk Açıyor’- (7/15/2011)
  • Kemal Kocatürk'ün Yeni Kitabı: Ay Çağırırken Ufukta (7/15/2011)
  • 2. Sadri Alışık Anadolu Tiyatro Oyuncu Ödülleri Eylül Ayı'nda Açıklanacak (7/15/2011)
  • Aydın Belediyesi'nden Tiyatro Kursu (7/13/2011)
  • Kabare Dev Aynası, Başka Kapıya ile Selamiçeşme Özgürlük Parkı'nda (7/11/2011)
  • İstanbulimpro Ekibinden Doğaçlama Atölyeleri (6/30/2011)
  • Haydi Provaya Şermola'ya!  (6/30/2011)
  • Tiyatro Rahatsızlar (Kayseri) (6/30/2011)
  • ENKA Açıkhava'da -Düğün- Var (6/29/2011)
  • Kahraman Yüzlü Karanlık İnsanlar (6/28/2011)
  • Hamlet İstanbul Oyuncak Müzesi'nde (6/21/2011)
  • Tiyatro Greyfurt, yeni oyuncular arıyor (6/21/2011)
  • Tiyatro Kursu Başlıyor (Kadıköy) (9/16/2013)
  • kumbaracı50'de Yaz Okulu başlıyor! (7/15/2011)
  • Batman Sanat Tiyatrosu'na İstanbul'dan Jüri Özel Ödülü (6/20/2011)
  • Alzheimer Sahnede (İzmir) (6/20/2011)
  • 2. Sahne Tozu Tiyatro Ödülleri Adayları Belli Oldu (İzmir) (6/20/2011)
  • Kolombiya çağdaş sanatı santralistanbul'a geliyor (6/20/2011)


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..