| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Okul Tiyatrosu Manifestosu
Kemal Oruç



Dolu bir tiyatro salonu… Sahnede dört beş yaşlarında çocuklar. Çocuklardan biri yerde yatıyor; üzerine bayrak örtülmüş. Diğer çocuklar dizlerini döverek ve ağlıyormuş gibi yaparak “Gitti, öldü, şehit oldu.” diyor. Fondaki müzikte yoğun bir duygu sömürüsü… Bu sırada çocuklardan biri titreyerek yerden kalkıyor ve sahne gerisindeki duvara çarpana kadar geri geri gidiyor; gözü hep yerde yatan ceset rolündeki arkadaşında! Bir öğretmen hızla sahneye giriyor ve rolünden çıktığı için, korkuyla titreyen çocuğu, öfkeyle, sahne dışına sürüklüyor.

Ölüm, ceset, şehit, bayrak, gözyaşı, hüzün… Dört beş yaşlarındaki çocukların bu kavramlarla işi ne?

Farklı yaş gruplarının, okul tiyatrosu adı altında, sahnelediği birçok “tehlikeli” oyun ve geçirdikleri “zararlı” süreç incelenmiş, son olarak da yukarıda anlatılan olaya şahit olunmuştur.

Bütün bu olaylar da “Okul Tiyatrosu Manifestosu”nu kaleme alma gereğini doğurmuştur.

• Okul tiyatrosunda hiçbir öğrenci zorla sahneye çıkarılamaz. Gerekirse, öğrenciye sahne gerisinde, oyun yazımı aşamasında, teknik kısımda (dekor, kostüm, makyaj, efekt gibi) veya salonda görev verilebilir.
• Bir oyunda yer almak yoluyla kendisini ifade etmek isteyen bir öğrenci sahne dışında bırakılamaz.
• Okul tiyatrosu oyunu nefret suçu, ırkçılık, düşmanlık, aşırı milliyetçilik, ötekileştirme, inanç sömürüsü vb. öğeler içeremez.
• Oyunun anlamını, yaş grupları da düşünülerek, öğrencilerin çıkarması sağlanmalıdır. Hiçbir çocuk/genç anlamadığı bir kavramı sahnede sunmak zorunda değildir.
• Okul tiyatrosunda insanların özürleri, kusurları ve eksiklikleri güldürme veya duygu sömürüsü malzemesi olarak kullanılamaz.
• Bir öğrenci sahneye salt fiziksel özelliklerinden dolayı (şişman, güzel, çirkin vb.) çıkarılamaz. Öğrencinin bu yönü gereksizce vurgulanmış olur. Oyundaki rolü öğrencinin, oyun sonrasındaki, sosyal yaşamını etkilememeli, öğrencinin oyundaki rolü sebebiyle diğer arkadaşları tarafından rencide edilmesine fırsat verilmemelidir.
• Okul tiyatrosunda “yıldız oyuncu” olmaz. Tüm öğrenci/oyuncular eşittir. Rolü daha fazla olan bir öğrenci/oyuncunun daha az rolü olana göre hiçbir üstünlüğü yoktur. Rolü çok olan öğrenci/oyuncuya daha az rolü olan bir öğrenci/oyuncu yardım etmelidir. Böylece rolü ve görevi paylaşmış olacaklardır.
• Sanılanın aksine, tiyatro çalışmalarına katılan öğrencilerin akademik başarıları artar. Öğretmenler ve veliler bu konuda bilgilendirilmelidir.
• Kaynaştırma öğrencilerinin de oyunlarda görev alması onların bulundukları sosyal çevrelere daha kolay adapte olmasını sağlar.
• Okul tiyatrosunda sonuca değil, sürece odaklanılmalıdır. İyi geçirilmiş bir süreç hem kişisel gelişime katkıda bulunur hem de sonunda iyi bir oyun çıkmasını sağlar.
• Bir tiyatro oyunu öğrencinin ileriki tüm yaşantısını etkileyebilir. Öğretmen/yönetmenin görevli tüm öğrencileri çok iyi tanıması ve süreç içinde onların olumlu değişimine katkıda bulunması gerekir.
• Öğrencilerin istemediği, ilgi çekmeyen bir oyun sahnelenemez. Grubun kendi oyununu yazması her zaman öncelikli olarak tercih edilir. Böylelikle öğrencilere kendi düşüncelerini ve gündemini anlatma fırsatı verilmiş olur.
• Sırf klasik olduğu için bir oyun seçilemez. Klasik oyunların dili genellikle ağırdır öğrencilerin ilgisini çekmez. Bu durumda grup ya bu oyunun konusunu güncelleştirip yeniden yazmalıdır ya da oyun öğrencilerin yaş dönemine göre uyarlanmalı; olay akışı ve dili sadeleştirilmelidir.
• Yazılmış bir eser, olduğu gibi sahnelenmek zorunda değildir. Mümkünse, yazarından izin alınarak oyun üzerinde değişiklik yapılabilir. Önemli olan oyunun savunduğu özün değiştirilmemesidir.
• Bir okul tiyatrosu oyunu düz bir şekilde öğüt verme üzerine kurulmamalı; öğretiler oyun içinde verilmelidir.
• Oyunu sahnelemeden önce hem grubun kaynaşması hem de oyuncuların hazır olmaları için, beden eğitimi, nefes, ses, yaratıcı drama ve oyunculuk çalışmaları yapılması gerekir.
• Mutlaka ortak bir çalışma planı hazırlanmalı ve bu plana okul yönetimi ile öğretmenler de destek vermelidir.
• Profesyonel ya da amatör, başka bir ekipten izlenilen bir oyun kopyala-yapıştır yöntemiyle sahnelemez. Her oyun özgün olmalıdır. Öğretmen/yönetmenin ve görevli tüm öğrencilerin fikirleri, yetenekleri, yaratıcılıkları ve çalışmaları doğrultusunda ortaya yepyeni bir oyun çıkmalıdır.
• Bir öğretmen kendi yönetim becerilerini göstermek ya da yönetimin gözüne girmek için öğrencileri kullanarak oyun sahneleyemez.
• Okul tiyatrosu öğrenci merkezli uygulanmak zorundadır. Dolayısıyla öğrenciler rejide etkin olmalıdır.
• Öğretmen/yönetmen okul tiyatrosunda klasik anlamda yönetmenlik yapmaz. Daha çok bir danışman/rehber gibi olmalıdır.
• Sahnelemede son karar öğretmen/yönetmende olduğu halde, onun alacağı karar da mutlaka öğrencilerin yaklaşımını ve isteğini tümler şekilde olmalıdır.
• Rol dağılımda istek birinci sırada etkili olmalıdır. Yine de öğretmen/yönetmen öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini de göz önüne alarak son kararı vermelidir. Çok istediği halde ağır bir rolü kaldıramayan öğrenci büyük bir başarısızlığa uğradığını düşünebilir.
• Türkçe ya da edebiyat öğretmenleri oyun yönetebilir, diye bir kural yoktur. Okul tiyatrosunda uygulama yapacak olan öğretmenin, alanı ne olursa olsun, mutlaka tiyatro eğitimi/deneyimi olmalıdır. Dışarıdan gelecek olan profesyonel bir yönetmenin de mutlaka pedagojik anlamda yetkin olması zorunludur. Bunların dışında öğretmen/yönetmen sosyoloji, psikoloji, felsefe, estetik gibi alanları bilmelidir.
• Öğretmen/yönetmenin süreç içindeki olumlu tavrı grubun daha verimli ve keyif alarak çalışmasını sağlar.
• Çalışma disiplini, sert ve baskıcı olmak anlamına gelmez. Bilinir ki öğrenciler sevdikleri öğretmenin derslerinde daha başarılıdır. Bu sebeple öğretmen/yönetmenin kendisini sevdirmesi ve bu yolla düzenli çalışmayı sağlaması gerekir.
• Özellikle okul öncesi, ilkokul ve ortaokul dönemleri oyunlarının değerlendirilmesi salt sanatsal olmamalıdır. Küçük hatalar görmezden gelinmeli, ama büyük bir hata yapıldıysa da, önce oyunun iyi tarafları övülmeli, daha sonra büyük hata, farkına varılması ve bir sonraki sefere dikkat edilmesi için, eleştirilmelidir.
• Hiçbir şekilde öğrenci/oyuncular birbirleriyle mukayese edilmemelidir. Doğru olan grubun kolektif çalışmasının değerlendirilmesi ve takdir edilmesidir.
• Süreç içinde, tasarlanan gösteri bir zafer getirecekmiş gibi davranılırsa, en küçük bir hata bile hayal kırıklığı yaratabilir. Vurgulanması gereken şudur: Düzenli ve birlik içinde geçirilen her prova sürecinin sonunda iyi bir gösteri yapılır.
• Tiyatro oyunları yarıştırılamaz. Tiyatronun en büyük ödülü tiyatro yapıyor olmaktır.
• İçinde yarışma barındırmayan tiyatro şölenleri çocukların diğer okul tiyatrosu oyunlarını izlemesini, tüm ekiplerin kaynaşmasını ve çalışmaların paylaşılmasını sağlar.
• Okul tiyatrosu bir reklam malzemesi olarak kullanılamaz.
• Okul tiyatrosunda öğrenci rüşvetle sahneye çıkarılamaz. Gösteri sonrasında, motivasyon ve teşvik amacıyla, emeği geçen tüm öğrencilere bir teşekkür belgesi ya da onur belgesi verilebilir.
• Oyun her nasıl sahnelenirse sahnelensin, katılım sağladıkları için tüm öğrenci ve öğretmenler takdir edilmelidir.
• Afişe emeği geçen tüm öğrenci ve öğretmenlerin adının yazılması şarttır. Gösteri sonunda sadece oyuncular değil, oyunun sahnelenmesinde emek vermiş olan tüm öğrenci ve öğretmenler selamlamaya çıkarılmalı ve her biri ayrı ayrı tebrik edilmelidir.
• Oyunun sonunda tüm grubun aynı anda selamlamaya çıkması daha sağlıklıdır.
• Okul tiyatrosu çalışmaları ve gösterisi klasik sahne dışında alternatif sahnelerde de yapılabilir.
• Kostüm, dekor vb. masraf yaratacak unsurlar bir oyunu sahnelemek için engel değildir. Alternatif kostümler ve dekor yapılabilir.
• Velilerin de kostüm, dekor vb. işlerde oyuna destek olması öğrencilerin motivasyonunu artırır. Özellikle okul öncesi ve ilkokul döneminde gösteri öncesinde öğrenci/oyuncuların seyircilerle iç içe olması ve hatta son teknik provanın seyircilerin önünde yapılması onları rahatlatır.
• Oyunu iyi bir şekilde izleyen öğrenciler de oyunun iyi bir şekilde sahnelenmesine destek olmuştur. Bu sebeple gösteri sonunda onlara da teşekkür etmek gerekir.
• Belki de aylarca provası yapılan bir tiyatro oyununun tek gösteriyle geçiştirilmesi verilen emeğe saygısızlıktır. Hazırlanan oyun birçok kez farklı seyirci gruplarına gösterilmelidir.
• Sahneleme sırasında seyirciler gürültü etmemeli ve öğrenci/oyuncuların dikkatini dağıtacak şekilde salon içinde hareket etmemelidir. Seyirciler oyun başlamadan önce bu konuda uyarılmalıdır.
• Birçok fotoğraf makinesi ve kamera öğrenci/oyuncuların performansını olumsuz etkiler. Oyunu kayda almak için tek bir kamera ve flaşsız tek bir fotoğraf makinesi yeterlidir.

Türkiye Tiyatrolar Birliği ve Tiyatro Eğitim Derneği adına kaleme alan;
Kemal ORUÇ
Tiyatro Eğitim Derneği Başkanı
23.03.2013

Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Deniz Zengin - ( 4/11/2013 )
Seni yeniden buralarda görmek ne güzel...


Savaş Aykılıç - ( 4/30/2013 )
Genellikle doğru şeyler söylenmiş...Bazı maddeleri yetişkinler için de geçerli...Yine de dildeki -öneri- yerine -otoriterizm- şık değil...Bazı maddeler ise hem gereksiz hem de çok çok öznel...Daha kısa,daha çarpıcı,daha çok kaynak belirterek maddeler sunulsa idi yazı daha çok ikna edici olabilirdi...Özellikle de -• Yazılmış bir eser, olduğu gibi sahnelenmek zorunda değildir. Mümkünse, yazarından izin alınarak oyun üzerinde değişiklik yapılabilir. Önemli olan oyunun savunduğu özün değiştirilmemesidir.-...maddesi çok manidar. Yalınlaştırma,budama tamam da -oyun üzerinde değişiklik yapma- özgürlüğünü kim kime veriyor ? Yazarının izni olmaksızın budama/kısaltma ve ağza oturacak şekilde bazı başka anlamdaş kelimelerin seçilmesi,yazı dilinin sahne/konuşma diline çevrilmesi vb. yalınlaştırmalar hariç hiçbir şekilde izinsiz ek ya da bu anlama gelebilecek bir değişiklik yapamazlar,yapmamalılar...Bu hem telif hakları açısından hem de yazarlığa ve yazara saygı açısından çok önemlidir...Sözkonusu eğitimde tiyatro veya tiyatroda eğitimse bu çok daha özen gösterilmesi gereken bir konudur.Zira çocuk bu yaşta eğriyi doğrudan ayırır , ayırmayı öğrenir.Anonim eserlerde her türlü fantazi özgürce gerçekleştirilebilir,denenebilir ama yazarı belli hele hele yaşayan yazarlara bu yapılamaz...Replikler aynı kalmak sureti ile aynı oyunu mağara devrinde,avcılık döneminde,neolitik çağda,ortaçağda ve uzayda geçirebilirsiniz ama tek kelimesini izinsiz değiştiremezsiniz...Çok biliyorsanız,oturursunuz,hiç de zor değil,okul bitirmek de gerekmez (benim gibi...:) o yazarın o piyesinin konusunu alır ve üzerinde yapmayı düşündüğünüz değişiklikleri konu alan yepyeni bir oyun yazarsınız olur biter...Son olarak manifesto,kısa öz ve çarpıcı olmalı değil mi?Bu biraz bildiri olmuş...-Böyle yapılmalıdır,edilmelidir- diye emir cümleleri yerine -böyle de yorumlanabilir,şöyle de sunulabilir diyerek okuyucuya seçme şansı bağışlarsanız onlarda özgürce seçimlerini yapabilirler dayatma ve zorlama olmaksızın...Anlaşılan önce Eğitmenleri eğitmek gerek....En başta da tiyatro kökeninden gelmeyen,tiyatro kültürünü bilmeyen,en az on yıl tiyatro yapmamış olan ; heveskar,çocukların tiyatro zevkini ve şevkini öldüren türkçe öğretmenlerine...Bunun için bence tek çözüm okullarda tiyatro gösterilerini ve drama derslerini (tiyatro eğitimi alanlar hariç) türkçe öğretmenlerinden kurtarmak ve bunların tiyatrocularca veya drama eğitmenleri tarafından verilmesini sağlamaktır...Kısaca bu yazıdaki çoğu madde ezbere ve çeviri bilgiler...Çehov-un dediği gibi : -Rus aklı başka akıllara benzemez !-...Bizim aklımız,duyuşumuz,beğenimiz drama derlerinin kaynağı denilen ülkelere benzemez ! Onun için bırakalım bu ezber ve çeviri bilgileri/maddeleri de çocuklarımıza öğrenmeyi öğretelim oyun/drama ile...Düşünmeyi ve soru sormayı...Gerisi oynaya oynaya gelir...


Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 578
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Newton Bilgisayardan Ne Anlar (Cüneyt İngiz) - 4/8/2013
  • Baskının Psikolojik ve Fizyolojik Sonuçları: Uğrak Yeri (Üstün Akmen) - 4/4/2013
  • Sessiz Kalınamayacak Bir Oyun: Sessizlik (Arif Arı) - 4/4/2013
  • Gerçek Bir Umut Hikayesi: Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi (Seyhan Arman) - 4/4/2013
  • Seferi Ramazan Bey'in Nafile Dünyası (Cüneyt İngiz) - 4/1/2013
  • Tuncay Özinel'in Tiyatroda 55. Yılı: Padişahım Çok Yaşa (Üstün Akmen) - 4/1/2013
  • Ortaçağ Dekorlu, Kadın Eksenli Bir Kara Komedi: SESSİZLİK (Üstün Akmen) - 3/29/2013
  • Shakespeare Erzurum'da: On İkinci Gece (Üstün Akmen) - 3/25/2013
  • -Bireyin Ölümü- Yeni Kiracı (Doğu Polat) - 3/25/2013
  • Ve SEVİL AKI (Pınar Çekirge - Yavuz Pak) - 3/25/2013
  • Okul Tiyatrosu Manifestosu (Kemal Oruç) - 3/25/2013
  • Tutkulu İki Aşkın Birlikte Öyküsü: Ölüm Diyalogları (Üstün Akmen) - 3/25/2013
  • Cinsel bastırılmışlığın şiddete dönüştüğü oyun… Penetratör (İhsan Ata) - 3/23/2013
  • Sanat Uzun, Hayat Kısa (Nedim Saban) - 3/23/2013
  • Çürümüş Zamanlar; Evaristo (Metin Boran) - 3/18/2013
  • Canınıza Okunmak Üzere Çünkü Bu Hikâye -Gerçek Hayattan Alınmıştır- (Simge İçen) - 3/18/2013
  • Türkiye'de Bir Boşnak Operası: ÖLDÜREN AŞK (Üstün Akmen) - 3/18/2013
  • METİN ABİ'M (Nedim Saban) - 3/14/2013
  • Ölen Adamın Cep Telefonu Ve Düşündürdükleri... (İhsan Ata) - 3/14/2013
  • Dinçer Çekmez (de) Öldü... (Murat Örem) - 3/14/2013
  • Sürülen İnsan Mı, Yoksa İnsan Olmak Mı? (Deniz Zengin) - 3/13/2013
  • Human Profit: Bir Manipülasyon Hikayesi (Erdal Yıldırım) - 3/13/2013
  • Şenay Gürler'in Abby Karakteriyle Özdeşleştiği Oyun: Kayıp (Üstün Akmen) - 3/13/2013
  • Ayşe Lebriz Berkem'den Bir Teatral Arya: İnsan Sesi (Üstün Akmen) - 3/12/2013
  • İnsan kime hizmet ettiğini düşünmeli... ZENGİN MUTFAĞI (Yurdagül Yurtseven) - 3/12/2013
  • Metin Serezli Taziye Sayfası - Başsağlığı Mesajınızı Yazın (Taziye Sayfası) - 3/10/2013
  • Kurşun Askerlerin Dramı (Arıza Baykuşlar) - 3/5/2013
  • Oyuncunun Yemini (Neşe Binark) - 3/5/2013
  • Mert Tanık Röportajı (Ulya Altıntaş) - 3/5/2013
  • Eskişehir'den Troyalı Kadınlara Ağıt (Metin Boran) - 2/28/2013
  • Erzurum'da Ayakta Alkışlanan Oyun: Çıkmaz Sokak Çocukları (Üstün Akmen) - 2/22/2013
  • Adı; ASLIHAN KANDEMİR (Pınar Çekirge - Yavuz Pak) - 2/22/2013
  • Güvenlikli Kent Yaşamı ve Islah Evi (Metin Boran) - 2/17/2013
  • Kemal Başar'ın, Beynini Oyun Sahnesi Yaptığı Oyun: Hamlet (Üstün Akmen) - 2/17/2013
  • Umut Orkun Eskibatman Röportajı (Ulya Altıntaş) - 2/17/2013
  • AK'LA KARA'da Bir Commedia Dell'Arte Uyarlaması: Patron Kim? (Üstün Akmen) - 2/17/2013
  • Şarap mahzeninde 'taşlar yerinden oynuyor' (Domino) (Rengin Uz) - 2/12/2013
  • Tekin Akmansoy Taziye Sayfası - Başsağlığı Mesajınızı Yazın (Taziye Sayfası) - 2/12/2013
  • Eleştiri mi, Çekiştiri mi! (Erdal Yıldırım) - 2/11/2013
  • My Fair Lady (Roma) (Üstün Akmen) - 2/11/2013
  • Macide Tanır; Hayat, İnandığı Yolda Yürümeyi Göze Alanların Hak Ettiği Bir şeydir Çünkü... (Murat Örem) - 2/11/2013


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    12 Şubat'tan itibaren her PAZARTESİ Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..