| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Sichuan Ruhu
Özcan Buze




12 Mayıs, Sichuan’daki büyük depremin birinci yıldönümüydü. Bu felaket, benim Sichuan’la ikinci kez tanışmama vesile oldu.

Buna “tanışıklık” denir mi bilmem, ama ilk aşinalığım tiyatro sayesinde olmuştu.
Ben 20 yaşları civarındayken Türkiye’de Bertold Brecht’in oyunları sık sık sahnelenirdi. “Cesaret Ana ve Çocukları”, “Carar Ana’nın Silahları”, “Kafkas Tebeşir Dairesi”, “Arturio Ui’nin Önlenemez Yükselişi” ve “Üç Kuruşluk Opera”, Brecht’in o yıllarda oynanan oyunlarından ilk aklıma gelenler. Sonradan çoğunun Yılmaz Onay tarafından Türkçeyle kazandırıldığını öğrendiğim bu oyunlara, arkadaş grupları topluca giderdi.

“SEZUAN’IN İYİ İNSANI”
Brecht’in o dönemde seyrettiğim oyunlarından biri de “Sezuan’ın İyi İnsanı” idi. Dilimize Özdemir Nutku’nun çevirdiğini yine epey sonra öğrendiğim bu oyundan, aklımda fazla bir şey kalmamış. Hatırladığım kadarıyla, iyi insan aramak üzere Sezuan adlı bir yere gelen üç tanrıyı anlatıyordu. Orada tanrılara iyi insan olarak tanıtılan birinin, sonradan pek de makbul bir kişi olmadığı ortaya çıkıyordu. 20 yaşlarında, bunun etkili bir kapitalizm eleştirisi olduğunu düşünmüştüm Çünkü oyunda, koşullar elvermediği zaman, namuslu insan olmanın ne kadar zor olduğu ortaya konuyordu. Önemli olan, iyi insan olmaya çalışmaktan önce, herkesin iyi olduğu, kimsenin kimseden iyilik beklemediği bir dünya düzeni kurulması için çabalamaktı.

ÇİN GÖSTERİ SANATLARININ ETKİSİ
Öteki ayrıntılar zihnimden silinmiş. Ama daha o zamanlar Brecht’in epik tiyatro kuramcısı olduğunu ve geleneksel Çin gösteri sanatlarından yararlandığını nasıl olduysa öğrenmiştim. Ne var ki, bilgim işte bu cümle içine sığabilecek kadardı. Aslında o sırada epik tiyatro hakkında da, Çin gösteri sanatları hakkında da pek bir şey bilmiyordum. Gerçi şimdi de ne ölçüde bildiğim tabii tartışılabilir, ama en azından, avangart tiyatro kuramcısı ve yaratıcısı Vsevolod Emilyeviç Meyerhold gibi, Bertold Brecht’in de, ünlü Çinli oyuncu Mei Lang Fan aracılığıyla Çin tiyatrosundan etkilendiğini öğrendim. Mei Lang Fan, 1940’lı yıllarda ABD, Avrupa ve Sovyetler Birliği’ne gitmiş. Meyerhold da Brecht de Mei’le bu gezi sırasında tanışmışlar. Brecht “Sezuan’ın İyi İnsanı” oyununu 1940’larda ABD’de yaşarken yazmış. Oyun ilk kez 1943’te sahnelenmiş.

GENÇKEN BİLEBİLSEK, BİLİRKEN YAPABİLSEK
Ülkemizde ise seyirciyle ilk kez 1963 yılında buluşmuş. Bu oyun, aynı zamanda Türkiye’de profesyonel anlamda sahnelenen ilk Brecht yapıtı olma özelliğini taşıyormuş. Ben İstanbul Açıkhava Tiyatrosu’nda görmüştüm. Yönetmeni kimdi? Oyuncu kadrosunda kimler vardı? Hiç hatırlamıyorum. Acaba, delikanlılığın umursamazlığı içinde dikkat mi etmedim, yoksa aradan geçen zaman mı unutturdu? Oyun, 2006 yılında Ali Taygun yönetiminde Bakırköy Belediye Tiyatroları tarafından Yunus Emre Kültür Merkezi’nde yeniden sahnelendi. O zaman görmek ise kısmet olmadı.

Çin’e gelene kadar Sichuan eyaleti hakkında herhangi bir bilgi edinmedim. Zaten Çin’in bu eyaleti, çok azını hatırladığım o oyunda sadece bir arka plan oluşturuyordu.

20’Lİ YAŞLARA BAĞLAYAN KEŞİF
Bütün bu anlattıklarıma Sichuan’a ilk aşinalık denebilir mi? Mantıken denemez. Gelgelelim insanlar, duygusal bağlarını genellikle pek de mantığa dayanarak kurmuyor.

Fakat işin doğrusunu söylemek gerekirse, ilk karşılaşmamda da burasının Sichuan olduğunu anlayamamıştım. Brecht’in “Sezuan” diye yazdığı yerin Sichuan olduğunu yıllar sonra fark edecektim. Eskiden Çince sözcüklerin Latin harflerine çevriyazısında büyük bir karışıklık egemendi. Herkes kendi dilinin ses kurallarına göre bir yol tuttururdu.

Çin’e geldiğimde “Sezuan” diye yazılan yerin aslında Sichuan olduğunu “keşfedince” sevinmiştim. İşte, kendimi Sichuan’la daha önce karşılaşmış saymamın nedeni de bu “keşif”. Belki bu “keşif” dediğim şey de, kendimi 20’li yaşlarıma bağlayan bir bahanedir.

PANDA, OPERA, BAMBU VE MUTFAK
Çünkü işin aslına bakılacak olursa, kendimi Sichuan’a aşina saymak için yeterli gerekçem yoktu. Pandaların asıl memleketinin Sichuan olduğunu bile Çin’e geldikten sonra öğrenmiştim.

Sonra, Brecht’in Çin gösteri sanatlarından yararlandığını duymasına duymuştum, ama Sichuan Operası’nın, Pekin Operası’yla birlikte Çin’deki en popüler gösteri türlerinden biri olduğunu bilmiyordum. Zaten Çin’de Pekin Operası’ndan başka opera türleri olduğundan da buraya gelince haberdar oldum.

Sichuan’a özgü özelliklerden biri olan geniş bambu ormanları hakkında da daha önce bir şey işitmemiştim. 2001 yılında En İyi Yabancı Film dalında Oscar ödülünü alan “Kaplan ve Ejderha” filmini izlemiş olanlar, yeşil bir denizi andıran bambu ormanında uçarak dövüşen iki kahramanı hatırlayacaktır.

Sichuanlılar “Etsiz yemek olur, ama bambusuz hayat olmaz” dermiş. Bu sözler bambuyla birlikte, Sichuan mutfağının önemini de anlatıyor. Çin’in yemek cenneti sayılan Sichuan, ülkenin dört büyük mutfağından birinin merkeziymiş. 4 binden fazla yemek çeşidi bulunan Sichuan mutfağında baskın olan tat, acı.

TRAJİK İKİNCİ KARŞILAŞMA
Bütün bu temel bilgileri bile bilmeden o oyunu izlemeyi bir ilk karşılaşma sayacak olursak, Çin’e geldikten yaklaşık 6 ay sonra meydana gelen Sichuan depremini neden ikinci tanışma saydığım da açıklanmış oluyor.

Ama bu ikincisi sarsıcı ve trajik oldu. Depremin meydana geldiği yerden binlerce kilometre uzakta olsam da felaket, üzerimde birçok bakımlardan derin etki bıraktı. 1976 yılında yaklaşık olarak 250 bin kişinin ölümüne yol açan Tangshan depreminden sonra meydana gelen bu en şiddetli ve en ölümcül depreme ilişkin haberden etkilenmem kaçınılmazdı. Sonuçta depremlerle sık sık sallanan bir ülkenin evladıyım. Çocukluğumda geçirdiğim depremler bir yana bırakılacak olsa bile, 17 Ağustos’ta 10. yıldönümü anılacak olan depremi İstanbul’da yaşadım. Sadece ben değil, Çin’de yaşayan bütün Türkler deprem haberiyle sarsıldılar.

AÇ VE AÇIKTA KİMSE YOK
Beni etkileyen daha başka şeyler de oldu. Eskiden bu türden olaylar karşısında mümkün olduğunca ketum davranan Çin medyası, gelişmeleri an be an canlı yayınlarla ülkeye ve dünyaya aktardı. En önde gelen liderleri başta olmak üzere Çin hükümeti de derhal harekete geçerek depremin etkilerini sınırlamaya çalıştı.

Şimdi aradan bir yıl geçti. Resmi kurumların ve toplumun yakın ilgisi sayesinde aç ve açıkta kalan kimse yok. Deprem sonrası yeniden yapılanma çalışmaları aksamadan sürüyor. Onun da ötesinde, üç yılda tamamlanması planlanan çalışmaların iki yıl içinde bitirilmesi öngörülüyor.

“ÖYLE BİR YERE GÖTÜRÜN Kİ DÜNYAYI...”
Büyük afette çekilen acılar herkesin malumu. Depremin birinci yıl dönümünde ben bu ıstırapları tekrarlamaktan çok umuda vurgu yapmak isterim.

Felaketle karşılaşan Sichuanlılar toplumdan ve merkezi hükümetten aldıkları yardımları, bir daha yardıma ihtiyaçları kalmayacak şekilde değerlendiriyor. Bütün Çin’de azimli insanlar olarak tanınan Sichuanlılar bana Bertold Brecht’in “Sezuan’ın İyi İnsanı”nda ele alınan sorunu anlatan şiiri hatırlatıyor. Brecht “İyilik Neye Yarar?” adlı şiirde şöyle diyor:

“İyi insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
iyilik beklenmesin!
Özgür insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
kavuşsun özgürlüğe herkes,
özgürlük sevgisi geçersiz olsun!
Akıllı insan olacağınıza,
öyle bir yere götürün ki dünyayı,
akılsızlık zararlı olsun!”


“İŞTE BÖYLE BİR YERE GÖTÜRÜN DÜNYAYI”
İşte Sichuanlılar yıkılan yurtlarını bu ruhla yeniden inşa ediyor. Depremin birinci yıldönümünde Sichuanlılar acılarını unutmadılar. Ama güzel yurtlarını kurarken geleceğe umutla baktıklarını da gösteriyorlar.

Sichuan’a iyi insan aramaya giden üç tanrı, yurtlarını kurmak için bu ruhla canla başla çalışan Sichuanlıları görseler acaba ne düşünürlerdi? Bence, Brecht depremin birinci yıldönümünde Sichuan’ı ziyaret etse, “Öyle bir yere götürün ki dünyayı” dizelerini, “İşte böyle bir yere götürün dünyayı” şeklinde değiştirirdi.



Özcan Buze
E-posta : Özcan Buze

Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Serkan Fırtına - ( 10/5/2009 )
Çok başarılı ve bilgilendirici bir yazı tebrik ederim

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 856
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Necati Zengin'in İmbiğinden Trabzon'un Zengin Tiyatro Tarihi (Üstün Akmen) - 10/5/2009
  • Nisa Serezli'yi özlerken.. (Pınar Çekirge) - 10/5/2009
  • Tiyatrocular (Hülya Nutku) - 10/5/2009
  • Her Yere Karagöz Perdesi - Tiyatro sanatçısı Yalçın Akçay ile söyleşi… (Kadir İncesu) - 10/5/2009
  • 41 Yıl 41 Hayat Tek Ad: Gülsen Tuncer (Pınar Çekirge) - 10/5/2009
  • Meektuup Vaaaaar! (Yurdagül Yurtseven) - 10/5/2009
  • Kadın İstasyonu'nu Tiyatro İstakoz sergiledi! (Dündar İncesu) - 10/5/2009
  • Signor Caroniti, Salerno'da Ağaç Köklerine Can Verirken (Üstün Akmen) - 10/5/2009
  • Diyarbakır Notları: Ziyaretçi'nin Diyarbakır Ziyareti (Asmin N. Singez) - 10/5/2009
  • Mutlu Son Falan Yoktur, Hollywood Tesellisi Vardır (Yurdagül Yurtseven) - 6/15/2009
  • Sichuan Ruhu (Özcan Buze) - 6/15/2009
  • Tiyatrolar Neden Dolmuyor? (Hüseyin Kara) - 6/14/2009
  • Denizli Belediyesi 25. Amatör Tiyatrolar Festivalinin Ardından: DENİZLİ'DE TİYATRO VAR (A.Emrah Özdilek) - 6/13/2009
  • 7. GSM Amatör Tiyatro Festivali 10. Günü (Son Gün) ve Genel Bir Değerlendirme (Savaş Aykılıç) - 6/13/2009
  • Sayın Ayşe Nil Şamlıoğlu'na Açık Mektup (Melih Anık) - 6/11/2009
  • Özür Diliyorum Gazanfer Bey... (Pınar Çekirge) - 6/11/2009
  • İzmir Seyircisi tiyatroya duyarlımı? (Hüseyin Erdoğan) - 6/11/2009
  • 7. GSM Amatör Tiyatro Festivali 8. ve 9. Günü İzlenimleri (Savaş Aykılıç) - 6/11/2009
  • E.S.E.K'in Hasan Hakan Bilgin'i... (Yurdagül Yurtseven) - 6/10/2009
  • Annamaria Pompei'nin Resmini Yapacak mı? (Üstün Akmen) - 6/10/2009
  • 7. GSM Amatör Tiyatro Festivali 6. ve 7. Günü İzlenimleri (Savaş Aykılıç) - 6/10/2009
  • Ayşe Nil Şamlıoğlu Söyleşisi (İsmail Can Törtop) - 6/9/2009
  • Zihinsel Engelli çocuklar bize sesleniyor! (Öney Olcaytu) - 6/8/2009
  • Bu Çarşı Başka Çarşı (Yurdagül Yurtseven) - 6/8/2009
  • Sezonun Galibi; Gençler (Rengin Uz) - 6/7/2009
  • 7. GSM Amatör Tiyatro Festivali 5. Günü İzlenimleri (Savaş Aykılıç) - 6/7/2009
  • Konya'da Önemli Bir Tiyatro Buluşması (Tuncer Cücenoğlu) - 6/7/2009
  • 7. GSM Amatör Tiyatro Festivali 4. Gün İzlenimleri ve Sayın Ali Poyrazoğlu'ndan Özür Diliyorum (Savaş Aykılıç) - 6/6/2009
  • Bir Sempozyum Üzerine -Tatsız- Düşünceler, -Tatlı- Düşler... (Melih Anık) - 6/4/2009
  • 7. GSM Amatör Tiyatro Festivali 3. Günü İzlenimleri (Savaş Aykılıç) - 6/4/2009
  • 7. GSM Amatör Tiyatro Festivali 2. Günü İzlenimleri (Savaş Aykılıç) - 6/4/2009
  • Haldun Dormen: Hiç nefes almadan çalışmışım... (Pınar Çekirge) - 6/4/2009
  • Yarılma sürüyor… (Orhan Aydın) - 6/4/2009
  • İBB Şehir Tiyatroları'nda -Güle Güle…Hoş Geldin….- Atama… Görevden Alma…. / Tiyatronun Yönetimi (Melih Anık) - 6/3/2009
  • Tiyatroda Dans (Yurdagül Yurtseven) - 6/3/2009
  • GSM 7. Amatör Tiyatro Festivali İzlenimleri (Savaş Aykılıç) - 6/2/2009
  • Dün akşam YDÜ’de tarih yazıldı (Hasan Hastürer) - 6/2/2009
  • Alacakaranlık Kuşağı ve Özerk Tiyatro (Nedim Saban) - 6/2/2009
  • Orhan Alkaya'nın Genel Sanat Yönetmenliği Görevinden Alındıktan Sonra Yaptığı Basın Toplantısı (İsmail Can Törtop) - 6/1/2009
  • Yaban: İnsan Olmayan İnsan (Aliye Ummanel) - 5/31/2009
  • Çok Orijinal Bir Oyun-Bursa Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 5/31/2009


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..