| Tiyatro Kursu  | Şirket Tiyatrosu
Tiyatro Dünyası
Tiyatro Dünyası Bu Sahnede...
 
Ana Sayfa  |  Hakkımızda  |  Yazılar  |  Haberler  |  Yazarlar  |  Tiyatro Oyunları  |  Tiyatro Grupları  |  Sanatçılar  |  Kaynak  |  Duyuru Panosu  |
Kontes Almaviva ve Eva Duarte Peron Figaro'nun Düğünü'nde karşılaşırsa
Pınar Çekirge




Tiyatro KEDİ’nin son prodüksiyonu FİGARO’nun DÜĞÜNÜ’nde
O ilk FLÖRT’ümüz, OLAMAM SENDEN BAŞKASIYLA dediğimiz ilk aşkımız. AH NEREDE diye yolunu gözlediğimiz kolejli sevgilimiz

FÜSUN ÖNAL


1989 yılıydı.Yaz.Aylardan Ağustos.Tek bir spot aydınlatıyordu sahneyi.

“ Genç yaşta kazandığın ünü kolay taşıyacak mısın ?
Severse halkın seni, pek aldırmazsın.
Nefreti yıkar seni,
Tüm genç yaşta ün yapanlar öderler, şöhretin bedelini..”

Che Quevera ( Neco ) hırsla döndü.Müzik devam ediyordu.Eva Duarte Peron (Füsun Önal) tükürür gibi baktı yüzüne:

“ Genç, hırslı kadın öyle miyim ?
Belki doğrudur.Bilinen hikaye,
Fakir kız ünlü bir koca bulur.
Geldim ben, tam yerine, tam zamanında.
Doldurdum bir boşluğu
Şunu bilin ki siz, hiç kimse alamaz yerimi..”

“ Hair” den, “ Evita” ya Füsun Önal’ı düşünüyorum.

İşte yine başladı.Ansızın.Durup dururken.Adımlarını daha da sıklaştırdı Che, hızlandırdı.Her adımda sesi daha da yükseliyordu.

“ Ben buradan gitmeden söyler misin ?
Son valsimiz de bitmeden,
Bu sorumu küstahlık sayma,
Ne kadar sürecek oynadığın oyun ?
Ben yok olup gitmeden söyler misin ? “

Yıllar yılı bütün dünyada sadece “Evita”müzikalini sahneye koyan ünlü yönetmen Kenneth Urmston’un ‘Türkiye de sergilenen “Evita’’için ilk tercihiydi Füsun Önal.’Arjantin Ağlama Bana’ şarkısının bitiminde Açıkhava Tiyatrosu alkıştan inliyordu.”Hair”, “Evita”, “Durdurun Dünyayı İnecek Var” gibi gibi en önemli müzikallerde, oyunlarda rol aldı. Ayakta alkışlandı.Şimdilerde Tiyatro Kedi prodüksiyonu “ Figaro’nun Düğünü”nde Nedim Saban, Füsun Önal, Atılgan Gümüş’ü izleyecek olmanın telaşı içindeyim..laf aramızda, çok heyecanlanıyorum.5 Haziran akşamını iple çekiyorum.

Suskun bakıyordu Eva Duarte Peron.

“ Genç, hırslı kadın, güzel ve zirvede
Zengin, yetenekli, şöyle bakınca azize ile fahişe karışımı bir kadın.
Sokaklarda sürterdin
Tırmalar, dişler, vurur, kıraradın.
Genç, hırslı kadın.
Bu ülkenin başına gelmeyi
Bu sevgiyi ve bu şöhreti hayal eder miydin ?
Sürterken barlarda, arka soaklarda
O salaş tiyatroda
Gözlerin hiç parlar mıydı ? "

Rutubetten küflenmiş evler arasında, yağmurun çürüttüğü pencere pervazına dayanmıştı Eva Duarte Peron.Kül tablasında yarım bırakılmış bir sigara.Odadan taşlığa sızmış, sırılsıklam bir karanlık.Gece iyice çökmekte.Kırık saksılarda fesleğen ve sakız sardunyaları.

Füsun Önal’ı anlatmak ne kadar zor.( İyi de hangi Füsun Önal ? Dünya standartlarında bir şarkıcı ve oyuncu, fotoğraf sanatçısı, besteci, söz yazarı, yazar..) Bu defa farklı bir şey yapayım dedim..hiç araya girmeden onun anlattıklarını kağıda dökmeye karar verdim. Pink Martini’nin bir şarkısı vardır hani : “ Napoli’de bir gece..Ay ve denizle birlikte..Bir melekle karşılaştım!..” İşte aynen öyle. Türkiye’nin en özel kadınlarından biridir o.Seneleri hiçe sayan bir güzellik, asla sönmeyen bir yıldız. 20.yüzyıldan 21. yüzyıla taşınan bir şöhret.En sevdiğim dostlarımdan biri..

“ Sevgiyle dolu bir insanım. Sevmeyi seviyorum.Her şeyi seviyorum.Doğayı, hayvanları, çocukları, yaşlıları.Ama...doğayı yok eden, hayvanlara zulmeden, onları kobay olarak kullanan, çocuklara kötü davranan insanları hiç sevmiyorum.

“ Neşeli, sade, alçakgönüllü, ufak tefek, kendine özgü giyimi, davranışları olan, içi sevgi dolu, hayvan dostu, müzik delisi, tiyatro aşığı, yaşamda kendi koyduğu kurallara bağlı, hep çocuk, ebedi genç bir kadınım ben. Koşup durmayı çok severim. Bazen gün yetmez bana.

“ Daima evde neysem, sokakta, sahnede, ekranda hep aynıyımdır. Dostlarıma, arkadaşlarıma olan sevgim neyse, odur. Sevgimde ikili davranma diye bir şey yoktur.Sevdiğimi, severim anlayacağın, sevmediğimi de belli ederim hemen.

“ Kadınım, canlılıktan yanayım. Hayatı doyasıya yaşarım, denerim.Kendimle, yüzümle, bedenimle, duygularımla barışığım.Dedim ya, ebedi gencim.Ateş parçasıyım.Bazen çılgın bir rüzgar gibi eserim…Umursamaz davranırken, çok kıskanabilirim.Gülerken duygulanır,bir an ağlar, sonra neşelenebilirim.Çok sinirlenip,beş dakika geçmeden her şeyi unutabilirim.Ama üç kağıdı yalanı asla !

“Acılar, sevgiler, birlikte yaşanmalıdır Pınar. Öyküler birlikte yaşanmalıdır.Hep sevdim, acı da çektim ama şanslıydım; çünkü hep bir öyküm oldu benim.

“Ardında pek çok yapıt bırakan, bırakabilen sanatçıdır. Yani, pek çok esere imza atmış, senelerini yaptığı işe adamış olanlara sanatçı denir, bilmem anlatabiliyor muyum? Öyle bazılarının düşündüğü kadar kolay değil sanatçı olmak. Daha doğrusu olabilmek.Kültürlü, disiplinli, yaratıcı olacaksın, arttıracak, okuyacak, dinleyecek, seyredeceksin, izleyecilerine saygın olacak, meslekdaşlarınla iyi geçineceksin, yoksa her şey bir balon köpüğüdür.

“ Müzik dünyam benim, damarlarımda show-business kanı dolaşıyor…

“ Halkın arasında dolaşmak keyif verir bana. Onlar beni ‘ben’ yaptı.Neden saklanayım ki onlardan ? Gözümde daima kara gözlüklerim vardır.Ama,arkasına gizlenmek adına takmam gözlüğümü.Severim insanlarımı, gencini yaşlısını..Fazla havalı, kibirli olanları pek sevmiyor insanlar.Hatta hiç sevmiyor.İster sanatçı, ister politikacı olsun, kendine yakın olanları benimsiyor halk, yüreğinin kapılarını açıyor ardına kadar.Bana ‘bu kapılar’açıldığı için mutluyum…

“ Müziğe başladığım yıllarda Ajda fırtınası esiyordu. Ama ben yine de sesimin ve giyim stilimin, hep kendim gibi olması gerektiğine inandım.Ve yıllarca uyguladım bunu.Taklitler,gerçekleri yaşatır her zaman.Tüketim eşyalarında da böyledir bu…

“ Radyo ve televizyon kanallarında çalan şarkılar yıllardır birbirlerinin devamı gibi. Nasıl desem, sanki seneler önce bir şarkı çalmaya başlamış da hala aynı şarkı söyleniyormuşcasına tıpatıp benzeyen şarkılar…şarkıcılar sürekli imaj değiştirmeye devam ediyorlar.Adeta her şarkıya bir başka imaj bulma zorunluluğu.Türkiye deki ekonomik dar boğaz gibi, onlar da imaj dar boğazına düşmüş ve ne yapacaklarını bilmeden, birbirlerinin eski imajlarını kullanmaya başlıyorlar neredeyse.

“ Bizim dönemimizde şarkıların modası geçmezdi. Bu nedenle de zırt-pırt plak yapılamaz, böylece de beste, şarkı sözü enflasyonu olmazdı…

“ Hatırlarsın belki, gece kulüpleri vardı bir zamanlar.Dans vardı.Dans müziği orkestrası ve solistleri vardı.Şıklık, zerafet, kalite vardı…bu güzellikleri iki, üç yıl da olsa yaşayabildiğim için şanslıyım…

“ Şarkılar bize can vermeli..şarkılar bize hayat vermeli.Şarkılar bizi karamsarlığa iteceğine, güç vermeli.Teselli bulmalı insan güzel yazılmış sözlerde.”

Herkesin Diva ve benzeri (hak edilmiş/edilmemiş) ünvanlara sığındığı günümüzde, Füsun Önal hep bir klasik olarak kaldı. Çoktan kolektif bilinç altımıza sinmiş “Minik Kuş”,”Aşk Nezlesi”,”Oh Olsun”, ”Senden Başka”, ”Bigudi”, “ Ah Nerede ? “, “Karasevda”, “ Aç Gözünü ” , “ Dünya Benim Oldu” ve benim için çok özel olan “ Gel Gel ”adlı şarkılarıyla.

Altın plaklar, plaketler..ilk stadyum konseri..ilk dans grubu önce 11, sonra 21 kişilik..Film çalışmaları..fotoğraf sergileri, gazete dergi yazıları.Ve Tarık Dursun K.’nın, Aziz Nesin’in teşvikiyle adım attığı yazım dünyası..üstüste yeni basımları yapılan Füsun Önal kitapları, imza günleri, söyleşiler.En son 2007 yılı NTV radyo “en iyi yazar” ödülü.

Haldun Dormen ’nin sesini duyar gibi oluyorum şimdi: “Füsun Türkiye’deki garip fenomenlerden biri hiç kuşkusuz. Onu yıllar önce tiyatro meraklısı genç, başarılı bir şarkıcı olarak tanımıştık.Sonra birden bire ‘Kelebekler Özgürdür’ oyununda, karşımıza başarılı bir tiyatro oyuncusu olarak çıktı.Şarkıcılıktan, başarılı tiyatroculuğa geçmek kolay iş değil,ama Füsun bunu rahatlıkla becerebildi.Sonra bir gün ‘Fotoğraf sergime gelin’ dedi sanki her gün fotoğraf sergisi açıyormuş gibi.”

Müzik, tiyatro ve edebiyat için yaratılmış bir sahne-varyete ustası, teknik bir büyücü...

Güzelliğine, yeteneğine hiçbir söz yetişemez zaten. Geçmiş ve gelecektir o.Hüzne ve neşeye aynı anda sürükleyebilen bir ikonadır Füsun.

Siklamen rengi anılara, sigara külü gibi dağıldı dağılacak sevinçlere getirdim sözü. Gülümsedi. Yapayalnızlıkla kelepçelenişimizin nedenlerini de soracaktım ona, sormalıydım. Vazgeçtim.

Dibine kadar kadar yaşamıştı hayatı da, sevgileri de. Gönlünde vazgeçemediği bir ‘’uzun boylu’’su vardı nicedir. Uzakta da olsa, bir soluk kadar yanındaydı her zaman, şarkılar söylemiş, dizeler yazmıştı onun için…çok sevmişti.

Aşk denen o koskoca kayanın minicik bir taş parçasıyla yıkılamayacağını zaten Çiğdem Talu ve Füsun Önal’dan öğrenmiştik.

Ve birden seneler geçti.

Zeki Müren artık uzak, asude bir iklimde. Sevim Tuna’da.Sevim Deran’da.Behiye Aksoy Side’ye çekildi.Şarkılar sustu.Gazinolar kapandı tek tek.

Sevda bahçelerinin çiçekleri hep soldu..

Havalandırma ızgarasının üzerinde, etekleri uçuşan Marilyn, gerisingeri, başladığı yere döndü. Bakışlarında intihar tortusu ve hisarbuselik bir yalnızlık.

Gecenin son demleri.

Füsun Önal bütün güzelliği, o alıp götüren ışıltısıyla çokta eski sayılmayacak zamanlardan yarına doğru yürüyor.Bir yerlerde unutulmuş yakamoz sefaları..ay ışığında birbirine karışan vücutlar, sevişmenin rengini keşfediyor kan ve ter içinde.Yalnızlık çoğalıyor.Anılar kronolojiye isyan etmekte...

İnsanlar değilse de kelebekler özgür müdür sahiden ?

Pınar Çekirge

Yazarın Tüm Yazıları


Paylaş      
Yorumlar

Bu Oyun Hakkındaki Görüşlerinizi Paylaşın !

İsim
Mail  (Yayınlanmayacak)
Yorum
Güvenlik Kodu= 236
Lütfen bu kodu yandaki kutuya yazınız
 

    Son Eklenen Yazılar     En Çok Okunan Güncel Yazılar
27 MART… UMUDUNU ARAYAN BİR GÜN (Ahmet Yapar)
YOKLAMA LİSTESİ (Skeç)
    Tüm Tiyatro Yazıları

    Bu Tarihte Yayınlanan Diğer Yazılar
    Bu yazının yayınlandığı tarihte gündemdeki diğer yazılar aşağıda listelenmiştir...

  • Tiyatroda Dans (Yurdagül Yurtseven) - 6/3/2009
  • GSM 7. Amatör Tiyatro Festivali İzlenimleri (Savaş Aykılıç) - 6/2/2009
  • Dün akşam YDÜ’de tarih yazıldı (Hasan Hastürer) - 6/2/2009
  • Alacakaranlık Kuşağı ve Özerk Tiyatro (Nedim Saban) - 6/2/2009
  • Orhan Alkaya'nın Genel Sanat Yönetmenliği Görevinden Alındıktan Sonra Yaptığı Basın Toplantısı (İsmail Can Törtop) - 6/1/2009
  • Yaban: İnsan Olmayan İnsan (Aliye Ummanel) - 5/31/2009
  • Çok Orijinal Bir Oyun-Bursa Devlet Tiyatrosu (Ahmet Olcay) - 5/31/2009
  • Yaşanılanların Tortusu Kalır Geriye (Fatma Babuşçu) - 5/31/2009
  • Çocuklar Yaşadıklarını Öğrenirler (Yurdagül Yurtseven) - 5/31/2009
  • İstanbul'a Taşınan AST'a Hoşgeldin ve Başarılar... (Savaş Aykılıç) - 5/30/2009
  • Kontes Almaviva ve Eva Duarte Peron Figaro'nun Düğünü'nde karşılaşırsa (Pınar Çekirge) - 5/29/2009
  • Sarım Saklı… Burada! (Yurdagül Yurtseven) - 5/29/2009
  • Bir İzmir Aşığı Olarak Manisa'yı Kıskanıyor(D)um (Uğur İpek) - 5/29/2009
  • 25. Genç Günler’in Ardından Kısa Kısa... (Ayşe Müge Gerdan) - 5/27/2009
  • Savaş Aykılıç ile Bir İlköğretim Öğrencisinin Röportajı (Savaş Aykılıç) - 5/27/2009
  • Game Over (Eser Ali) - 5/27/2009
  • Teşekkürler (!) 2010 İstanbul (Öney Olcaytu) - 5/27/2009
  • Mustafa Kemal'ler Asla Seyirci Kalamaz (Tuncer Cücenoğlu) - 5/26/2009
  • -Marka- Çerçeveye Pencere Camı…. Tiyatromuzun Halleri… (Kusura bakmayın!) (Melih Anık) - 5/25/2009
  • 10. Uluslararası Karadeniz Tiyatro Festivali (Fatma Babuşçu) - 5/24/2009
  • Dans ve Vücut Eğitiminde Çağdaş Keşifler (İlkay Sevgi) - 5/24/2009
  • AST'ın Ankara salonu kapanıyor! (Orhan Aydın) - 5/24/2009
  • Sayın Can Törtop (Anonim) - 5/23/2009
  • Oradaydım... (Yurdagül Yurtseven) - 5/23/2009
  • Tehlikeli Oyunlar – Oğuz Atay / Seyyar Sahne (Melih Anık) - 5/23/2009
  • Alkışlamak Seyircinin Görevi Değil, Yargısıdır. Yuhalamasını da Bilmek Koşuluyla...! (Dündar İncesu) - 5/21/2009
  • Feridun Karakaya Neden Ahmet Midhat Oluyor (Arda Aydın) - 5/21/2009
  • Temiz Yayıncılık (Nedim Saban) - 5/21/2009
  • O erguvan günbatımları... (Suna Pekuysal) (Pınar Çekirge) - 5/20/2009
  • Üzüntülerim, Sevinçlerim, Teşekkürlerim ve… İzin İsteğim (Üstün Akmen) - 5/20/2009
  • 5 Ödül Aldılar (Fatih Ermiş) - 5/20/2009
  • Alkışlarla Yürüdük... (Rengin Uz) - 5/19/2009
  • Yeter Artık (Ergün Işıldar) - 5/19/2009
  • Can Doğan'ın Sitemizde Yayınlanan İddia ile İlgili Yazısı (Can Doğan) - 5/19/2009
  • Pervari'deki arkadaşım Mehmet Korkusuz'a selam olsun! (Öney Olcaytu) - 5/18/2009
  • Perdeler hep açık kalacak… (Orhan Aydın) - 5/18/2009
  • Oyunculuk Açısından Temiz Topa Benzeyen Oyun: Ne Dersin Azizim (Üstün Akmen) - 5/17/2009
  • İzmir'de Tiyatro İçin Çalışmak (Uğur İpek) - 5/17/2009
  • Gençler Cezaevinde! (Kemal Oruç) - 5/17/2009
  • 10. Trabzon Uluslararası Tiyatro Festivali'nden Dönüyorum (Üstün Akmen) - 5/17/2009
  • Beklerken- Turistik Seyirlik - Tiyatro Oyunevi (Melih Anık) - 5/15/2009


  • Tiyatro Kursu Başlıyor!
    1 Mayıs'tan itibaren her ÇARŞAMBA Kadıköy'de!
    Çalışanlara yönelik hobi sınıfı!



    Duyuru Panosu!



    Son Eklenen Tiyatro Oyunları

         Güncel Yazılar

    Yazar olmak ister misiniz?
    Yazar olarak tiyatrodunyasi.com ailesine katılmak, yazılarınızı yüzbinlerce tiyatroseverle paylaşmak isterseniz tiyatrodunyasi@tiyatrodunyasi.com adresine mail gönderebilirsiniz...

    Mail Listemize Üye Olun

         Güncel Haberler
    Tiyatro Maydanoz, Nazım’ın Kadınları ile Sahnede
    Tekin Deniz: Dümbüllü kavuğunu kimseye devretmedi

    Tiyatro Dünyası'nı takip Edin
     
     |  ..